Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Mayıs 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
London Times'ta yayımlanan araştırmaya göre pek çok spor dalında ölümle sonuçlanan kazalar, kayağa göre çok daha yaygın.

Kasklı ya da kasksız kaymak... İşte bütün mesele bu

21.03.2009
Natasha Richardson'ın bir kayak kazasında beyin kanaması sonucu ölmesi dünyada kar sporları yaparken kask takmanın zorunlu hale getirilmesi tartışmalarını hızlandırdı..
Bu hafta ölen oyuncu Natasha Richardson, düşüp kafasını vurduğunda 'acemiler' için hazırlanmış bir parkurda kayıyordu. Bu parkur o kadar kolaydı ki, neredeyse hiçbir engebesi olmaksızın dümdüz uzanıyordu. Kazayla ilgili bildiğimiz öteki gerçek ise Richardson'ın, kayak yaptığı sırada batı dünyasında artık giderek yaygınlaşan kayak kaskını takmadığıydı.
Dünyanın dört bir yanında kayak merkezlerinin olmazsa olmazı restoranlardan birine girip yanınızdaki masada konuşulanlara kulak kabartırsanız, büyük ihtimalle kayak kazalarının ya sorumsuzca kayan kişinin kusuru olduğunu, ya da talihsiz, garip olaylar olduğunu duyarsınız.
Kimse kusuru kendinde aramaz. Ayrıca yanınızdaki masaya gözünüzü çevirirseniz dağ yemeklerinde içkinin de bolca tüketildiğini görürsünüz. Ayrıca yetişkin kayakçıların hemen hiçbirinin kask takmadığını da...
İçkili haldeyken araba kullanmama konusundaki genel kural, içkili halde ve büyük bir süratle kayak yapma konusunda geçerli değildir. Motosiklete ya da bisiklete bindiğimizde aksesuarlarımızın ayrılmaz parçası olan kasklar, kayak yaparken yerini yün berelere bırakır. Başımıza gelebilecek en ufak bir kazanın sebebi olarak da, dik yamaçlardan aşağı yeteneklerinin ötesinde hızla kayan sersemler gösterilir. Richardson'ın kazası durumun her zaman böyle olmadığını gösteriyor.
Ciddi kayak yaralanmaları hakkındaki haberler, kayağın genellikle tehlikeli bir spor olduğu izlenimini yaratır, ama gerçek böyle değildir. Diğer yüksek enerjili sporlarla karşılaştırıldığında istatistikler bunun aksini gösteriyor.

KAYAK TEHLİKELİ BİR SPOR DEĞİL
Kayak kazaları hakkında kapsamlı bir inceleme yapan ve İskoçya'da doktorluk yapan Mark Langran, kayak kazalarıyla ilgili bulgularını www.ski-injury.com web sitesinde yayınlıyor. Araştırmalarına göre tıbbi müdahale gerektiren kayak kazalarının oranı, dünyanın her yerinde hemen hemen aynı. Bir günde kayan ya da snowboard yapan her 1000 insan arasında kaza oranı iki ile dört kişi arasında. Bu oran Japonya ve Yunanistan'da biraz daha yüksek. Ölüm oranı ise, bir milyon kayak gününde, yüzde 0.7 oranında; bu oran, snowboard yapanlarda yüzde 0.46'ya düşüyor.
Kazaların daha güç parkurlarda artıp artmadığına ilişkin bir araştırma olmasa da, acemilerin daha çok kaza geçirdiği kanıtlanmış. Kar sporları kazalarının çoğunluğu ya bir düşme, ya kayakçının kontrolünü kaybetmesi, ya yeteneklerinin üstünde bir yamaçta çok hızlı kayması sonucu oluşuyor. Kazaların yüzde 10'u ya bir başka insanla ya da nesneyle çarpışma sonucu gerçekleşiyor.

ÖĞLEDEN SONRA KAYMAMAK LAZIM
Kazaların öğleden sonra olma olasılığının daha yüksek olduğu da belirlenmiş. Yani ya içki içilen, ya da daha yorgun olunan öğle yemeği sonrasında.
Langran, "Dikkatinizi dağıtan, ya da cesaretinizi artıran şeyler mesela içki, kayakçılar için akıl kârı değil. Günün sonuna doğru gözleriniz ve bacaklarınız güne başladığınız zamanki kadar güçlü olmaz," diyor. Saatte 45 kilometre hızla yaşanan bir kayak kazasının ikinci kattan betona düşmekle eş değer olduğu da hatırlatılıyor. Langran, kask kullanımının hâlâ tartışma konusu olduğunu da sözlerine ekliyor. Kendisi kask kullanmasına rağmen bunun bir kural olarak dayatılmasından yana değil.

AVUSTURYA'DA 17 KAYAKÇI ÖLDÜ
İskoçya'da kayakçıların yüzde 40'ı artık kask kullanıyor. Bu oran 1997'de yüzde beş.
Ancak kask kullanımının artması, kaza rakamlarının düşmesine neden olmamış.
Ayrıca kask takanların, daha fazla risk aldığı ve kaza geçirdiği de iddialar arasında.
Kayak sezonunda 17 kayakçının öldüğü Avusturya, dün itibariyle 15 yaş altı kar sporcularına kask takma zorunluluğu getiren yasayı uygulamaya koydu. Kask mecburiyeti, İtalya'da 14 yaş altında, Slovenya'da da 13 yaş altında zorunlu. Norveç'te ise kayakçı çocuklar için bedava kask temin etme zorunluluğu var.
Kaskların küçük ya da orta şiddette kafa travmalarını azalttığına ilişkin bulgular olsa da, ölümcül baş travmaları konusunda önleyici olduklarına ilişkin kanıt yok.
Süratle kayarken bir ağaca çarparsanız bir kaskın sizi koruyacağının garantisi yok.
Ayrıca Kanada'da yapılan bir araştırma da kaskların, boyun zedelenmelerini artırabileceği iddiasını ortaya atıyor.
Bu iddialar kask yanlıları tarafından gülerek karşılanıyor. Arabalarda emniyet kemerlerinin hayat kurtardığına ilişkin istatistiklerin, emniyet kemeri kullanımının zorunlu hale gelmesinden sonra ortaya çıktığını hatırlatmakla yetiniyorlar.

ÖLÜM VE YARALANMA RİSKİ
Bir milyon kayak gününde bir ölüm...
Bu bakımdan kayak yapanlar, 750 binde bir ölüm oranı olan kanoculuktan daha tehlikesiz bir iş yapıyorlar. Tüplü dalgıçlık ise bunun tam beş katı riskli.
Yaralanmalarda ise rakam 1000 kayak veya snowboard günü için 2.8. Birçok spor dalının ölüm oranları daha yüksek olsa da, kayak yaralanma açısından önde gelen dallardan biri.
Haberin fotoğrafları