Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Mayıs 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Pazar SABAH  
GÜLSE BİRSEL

Domuz gribinde son haberler!

Dünyada her şey harika gidiyordu sanki, başımıza bir de bu çıktı! Domuz gribi! Üstelik de tam havaların şizofren gittiği, 25 derece ve güneşli bir günün akşam yemeğine doğru aniden sağanak yağışlı 12 santigrata dönüştüğü ve dolayısıyla bildiğimiz adi ve bayağı gribin sık görüldüğü bir sırada... Artık öksüren, hapşıran, "Belim bıhınım ağrıyor," diyene yapılacak tatsız ve münasebetsiz şaka bulunmuştur ve bir haftaya kullanma tarihi geçecektir: "Aman ha, domuz gribi olmasın? Keh keh keh." Bir süredir bekliyorum, acaba iyi haber ne zaman gelecek diye. Çünkü şimdiye kadar gelen domuz gribi havadislerine bakacak olursak, işi gücü bırakıp, artık hayat felsefemize göre ya ne yersek yemeli, sevdiğimiz insanlarla yaşamın tadını çıkartmalı ya da tövbe edip kalan günlerimizi af dilemek ve ibadetle geçirmeliyiz. Çünkü sözkonusu 'kalan günlerimiz' çok fazla değil gibi! Başlıklara bakın Allah aşkına: "Hızlı ve değişken virüs"; "Korku dünyaya yayılıyor"; "Amerika'ya sıçradı"; "Isıya duyarlı kamera ve kontroller faydasız"; "Alarm düzeyi yükseldi"; "Hiçbir yer güvenli değil!" Arka arkaya okunduğunda "Kaçabilirsin ama saklanamazsın, yat ve ölmeyi bekle" gibi bir anafikir çıkıyor! Bu esnada bir de "Trenle taşınan domuz gribi örnekleri kötü paketlemeden dolayı patladı!" haberi var ki, hemen "Kesin bizdedir," diye baktım ama İsviçre'de olmuş ve sadece domuzlarda görülen bir virüs tipiymiş, bildiğimiz bela olan değil yani! Geçen defa kuş gribinde hastalara fayda sağladığı ve zaten tek çare olduğu söylenen antiviral grip ilacı Tamiflu ise bu büyük panikte hemen yok satmaya başladı tabii! Nişantaşı eczanelerinde, botox kremleri, satış listesinde ikinci plana düştü! Her alarm durumunda evine makarna stoklayan vatandaşın tercihi , bu defa Tamiflu yönünde! Şahsen ben de birkaç kutu alıp kenara koymayı uygun buldum. Zira daha yapmak istediğim filmler ve diziler var! Geçen yılın büyük dehşeti, kenelerden geçen Kırım-Kongo virüsünden altı ayda 22 kişi öldü Türkiye'de. Kuş gribinden dünyada 120, Türkiye'de dört kişi yaşamını yitirdi yanılmıyorsam. Şu anda domuz gribi vakalarını incelediğimizde, Meksika'daki büyük salgında 150 kişinin hayatını kaybettiğini, Amerika'da hastalığa yakalanmış 90 kişinin içinde bir kişinin öldüğünü görüyoruz. Bu esnada Türkiye'de trafik kazalarından yılda 10 bin kişi ölüyor ortalama! Bu arada bildiğimiz sıradan grip ve onun sonrasındaki komplikasyonlardan da bizim memlekette yılda 20-30 bin kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Bir yandan öksürene hapşırana düşman gözüyle bakıp, kalabalık ortamlara girmeyip, yanımda dezenfektan el jeli taşıyorum. Zaten yarım saatte bir olan el yıkama sıklığımı 15 dakikaya çıkarttım bu alarm döneminde. Bağışıklık sistemi güçlendirici ilaçlar alıyor, vitaminlerimi aksatmıyor, kendime iyi bakıyorum. Bunlar 'gavur eğitimi almış, okumuş etmiş' yanımın getirdikleri. Damarlarımda dolaşan alaturka enzimler ise, zaten bu kadar kelle koltukta yaşarken, henüz ülkeye çok şükür gelmemiş, gelse de bulaşacağı kesin olmayan, bulaşsa da öldürmeyebilecek bir hastalık için hayatı kâbusa çevirmenin, bizim gibi sıradan vatandaş için fuzuli olduğu görüşünü pompalıyor beynime! Dolayısıyle şimdiden 'Evropa'da' yayılan renk renk, çeşit çeşit, kelebekli, yok efendim sırıtan suratlı, mikroptan koruyan ameliyat maskelerini, hayatın bir parçası, bir kasket veya güneş gözlüğüymüş gibi takmaya daha çok var diye düşünüyorum! Ama yanarım yanarım, her yaz tatili öncesi, bir salgın yüzünden uykularımın kaçmasına yanarım. Geçen yıl tam işler bitmiş gidip yeşile yayılacağım, tak kene paniği, bu sene Bodrum planı yaparken, tak turizm merkezleri yine risk altında! Ne yaylaya çıkabiliyorsun, ne deniz kıyısına inebiliyorsun. Sağlık Bakanlığı pimpiriklikte sınır tanımasın lütfen ama, bizim millet emniyet kemeri takmaya bile direnç göstermiştir zamanında ve domuz gribinden korunmak için de en iyi ihtimalle "Allah korusun" tabelası dışında bir çabası olmayacaktır! Ben söyleyeyim de...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın