kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Mart 2009, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Hedefimiz gönüllerin sultanı olmak"

AA
Giriş Saati : 05.03.2009 17:56
Güncelleme : 05.03.2009 18:04
Yeni Haber
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bizim tek bir hedefimiz var o da gönüllerin sultanı olabilmek. Bundan başka sultanlık tanımıyorum. Bana terbiyesizce, ahlaksızca, 'Padişahlık peşinde koşuyor' yakıştırmasını yapanlara sesleniyorum. Bizim öyle bir derdimiz yok'' dedi.

Erdoğan, AK Parti'nin Rize mitinginde yaptığı konuşmada, partinin kurulmasından çok kısa bir süre sonra milletin sevgisine mahzar olduğunu, 6,5 yıldır hükümette, 5 yıldır belediyelerde hizmet verdiklerini ifade etti.

''Bu Rizeli kardeşiniz sizden aldığı enerjiyle, coşkuyla, hayır dualarıyla mahkum olmadı ama sizleri de mahkum etmedi. Bu Rizeli kardeşiniz aldatan da olmadı aldanan da olmadı'' diyen Erdoğan, başbakan olarak Rize'ye 19. gelişi olduğunu dile getirdi. Rize'ye her gelişinde alnı ak, başı dik geldiğini belirten Erdoğan, ''Allah'ın izniyle Rize'nin başını öne eğdirmeyecek, Rize'ye karşı yüzümüzü asla kara çıkartmayacağız'' diye konuştu.

Siyasette bir üslup tartışması başlatıldığını, seviyenin iyice yerlere düşürüldüğünü dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

''Ağza alınmayacak ifadelerle bu kardeşinize AK Parti'ye hakaretler yağdırıyorlar. CHP'si bir yandan, MHP'si bir yandan. Bir yandan bunların yandaş medyaları, bir yandan bunlarla birlikte işbirlikçileri bize saldırıyorlar. Her gün yeni bir iftirayla ortaya çıkıyorlar. Her gün farklı bir yalanla gündemi meşgul ediyorlar. Her gün bize, partimize, bizim hizmetlerimize çamur atıyorlar. Mevlana ne demiş, 'Testinin içinde ne varsa dışına o sızar' demiş. Bizim testimizde Rize'nin kültürü, nezaketi, edebi var, vakarı, cömertliği, Rize'nin yiğitliği var. Bizim testimizde İstanbul var, İstanbul'a kazandırdığımız eserler var. Bizim testimizde Türkiye var, Türkiye'ye yaptığımız hizmetler var.

Peki onlarınkinde ne var? Onlarınkinde çamur, iftira, yalan var. Onların testilerinde üslup bozukluğu, edep zafiyeti var. Biz nezaketten taviz vermeyeceğiz. 'Barış içinde yarış' dedik, aynı şekilde yola devam edeceğiz. Biz, hizmetlerimizle konuşacak, yaptıklarımızla konuşacak, yapacaklarımızı anlatacağız.''

''KILAVUZ VEREBİLİRİZ''

Bugün 27. mitingini gerçekleştirdiğini, gittiği her yerde iki defa konuştuğunu belirten Erdoğan, yarın Şanlıurfa'da olacağını; 28 Marta kadar Anadolu'nun, Trakya'nın, tüm Türkiye'nin yollarında olduklarını kaydetti.

Türkiye ile kalmadıklarını yurt dışında da Türkiye'nin itibarı, imajı için, ihracatı için, ticareti için çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, ''Nerede vatandaşımız, soydaşımız varsa yanlarında olduk. Nerede Türkiye ile ticaret yapmak isteyen varsa biz orada olduk. Peki onlar ne yaptılar? CHP, MHP ne yaptılar?'' dedi.

''Acaba Sayın Baykal Rize'ye hiç geldi mi?'' diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:

''Rize Türkiye'nin bir vilayeti değil mi? Peki Sayın Bahçeli buraya hiç geldi mi? Bunlar hani milliyetçiydi? Buralar Türkiye'nin 780 bin metrekarelik vatan topraklarının içine dahil değil mi? Niye gelmiyorlar? Yoksa adres mi bilmiyorlar? Eğer adres bilmiyorlarsa biz bunlara ayrıca özel bir harita takdim edebiliriz, hatta kılavuz da verebiliriz, yeter ki gelsinler.
Sayın Bahçeli diyor ki 'Benim altımda uçak, helikopter yok.' Sayın Bahçeli kargaları güldürme... Devletin sana verdiği Hazine yardımıyla bir tane değil, bir kaç seçim uçağını da kiralarsın, helikopterini de kiralarsın, bunları gel de külahıma anlat. Dürüst olalım dürüst. Sizi Başbakan Yardımcısı olarak da gördük. O zaman bu uçaklar, helikopterler yine vardı. Acaba kaç tane vilayete gittin, kaç tane ülkeye gittin? Çık bir de onu açıkla.

Biri İkitelli'den siyaset yapıyor, öbürü Ankara'dan yapıyor. Gazete sayfalarından, televizyon ekranlarından, kameralar karşısından siyaset yapılmıyor. Meydanlara gelin meydanlara. Meydanlarda halkımızla yüzleşin. Siyaset burada, milletin içinde yapılıyor. Siyaset milletin gözünün içine bakarak, milletin elini tutarak yapılıyor. Türkiye'de siyasetin seviyesini AK Parti yükseltti. Siyasetin çıtasını AK parti yukarıya çekti. Siyasete üslubu AK Parti kazandırdı. Bu ülkede artık laf üreterek siyaset yapılmıyor. Bu ülkede artık yalanla, dolanla, iftirayla, çamurla siyaset yapılmıyor. Milletim bu tarz siyasete son verdi.
Gelin siz de yaptıklarınızla, planlarınızla, projelerinizle konuşun. Üç beş gündür meydanlara indiniz Sayın Baykal, bu ülkede ne yaptın şunları bir anlat be? Peki, 'Biz iktidara ortak olduğumuz zamanlarda şunu şunu şunu yapmıştık' de be, ne yaptın bu ülkede, bir söyle. Yoksa benzin kuyruklarını mı anlatacaksın? 'Benzin kuyruklarında ben halkı şöyle sıraya dizmiştim' onu mu anlatacaksın? Gaz yağı kuyruklarını mı anlatacaksın? Benim çiftçimin traktörüne o mazot bulamadığı günleri mi anlatacaksın? Anlat, ne yaptın anlat... Yerel seçimlere giriyoruz. Şehirlerimiz için bir planınız var mı? Duydunuz mu böyle bir şey?''

''MİLLETİN ZİHNİNİ KARIŞTIRMAK İSTİYORLAR''

Erdoğan, kendisinin İstanbul'da boğazın 82 metre derinliğinden geçen 13,5 kilometre uzunluğundaki MARMARAY'ı konuştuğunu, o tüpü anlattığını ifade ederek, ''Onun içine girdim, Üsküdar'dan girdim, Sirkeci'ye geçtim. Ben onu anlatıyorum ama bunlar daha bunu hayal bile edemezler. Oy 'denizun altundan gideceğuk.' İşte bu da oldu'' dedi.
Oradan hızlı trenin geçeceğini, Asya ile Avrupa'yı birbirine bağladıklarını ifade eden Erdoğan, ''Bunlar bunu hayal bile etmediler. Bu 149 yıl önce Sultan Abdülhamid'in hayaliydi. Bu hayali biz gerçekleştirdik. Bunlar lafını yaptı, biz icraatını yaptık'' dedi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İstanbul'da çarşaflı bir hanımefendiye ne yaptıklarını gördük değil mi, duyduk. Türk siyasetine affedersiniz maganda kelimesinden başka bir şey kazandırdılar mı? Türkiye'ye üslupsuzluktan başka bir şey kazandırdılar mı? İstismar siyasetinden başka ürettikleri bir şey var mı? Yok... Bunlar siyaset üzerine değil, yokluk üzerine siyaset yapıyorlar. Biz, hizmet üzerine siyaset yapıyoruz. Benim milletim de 29 Mart akşamı bunları yokluğa mahkum edecek, ademe mahkum edecek.

Yeni bir rejim tartışması başlatarak milletimin zihnini karıştırmak istiyorlar. 22 Temmuz öncesinde yaptıkları gibi AK Parti'nin milletten aldığı gücü sorgulamak, demokrasiyi, milli iradeyi tartışma konusu yapmak istiyorlar. Tıkandıkları yerde böyle belden aşağı vuruyorlar. Yandaş medyalarıyla işbirliği içinde korku salmaya çalışıyorlar. Şu anda malum bir medya gurubu var, CHP'nin yandaşı. Yalan yanlış haberlerin odağı. AK Parti'nin sandıklarda patlama yapacağını gördüler, şimdi tartışmayı başka yere çekmek istiyorlar.

Bakın burada, Rize'de baba ocağından sesleniyorum. Bizim tek bir hedefimiz var o da gönüllerin sultanı olabilmek. Bundan başka sultanlık tanımıyorum. Bana terbiyesizce, ahlaksızca, 'Padişahlık peşinde koşuyor' yakıştırmasını yapanlara sesleniyorum. Bizim öyle bir derdimiz yok. Biz gönüllere sultan olmak istiyoruz, biz bu milletin efendisi olmaya değil, bu milletin hizmetkarı olmaya geldik. Bizim yolumuz bu. AK Parti demokrasinin teminatıdır, millet iradesinin teminatıdır, oy verenlerin de oy vermeyenlerin de iktidarıdır. Siz bize bir emanet yüklediniz, bu millet bize bir mesuliyet yükledi. Vakti zamanı gelince bu emaneti yine siz alacaksınız. Rize'nin güzel bir sözü var; 'Dünyada 3 şeye çare bulunmaz, bir göğe direk, iki denizde kapak, üç ölüme çare.''