"Milyoner" filmini seyrettim. Çok farklı bir aşk hikâyesi. Hindistan'ın fakirliğinin ve insanların çaresizliğinin sergilendiği bu filmde, öyle pembe hayallere dalacağınızı hiç sanmayın. Seyirciyi yüreğinden acıyla yakalayan,
"kezzap" gibi yakıcı sahneler var. Zaman zaman gözlerimi sıkı sıkıya yumup, o dramlara şahit olmak istemedim. Meselâ, dilenmesi için kaçırılan çocukların gözlerinin oyulması ve filmin kahramanı Cemal'e yapılan işkenceler.
Cemal'inki, küçük yaşta içine düşen derin bir tutku. Dilenci kampında tanıştığı minik Latika'yı hiç aklından çıkarmıyor. Her ikisi de çocuk. Cemal büyüyor; Latika'ya sevgisi de birlikte büyüyor. Zaten filmin iki önemli teması var bana göre: Biri,
aşk, diğeri ise,
umut. Cemal, sevdiğine kavuşacağı umudunu hiç kaybetmiyor; onu aramaktan vazgeçmiyor. Ve film, en çaresiz, en itilmiş kakılmış bir insanın kaderinin bile, günün birinde değişebileceğini gösteriyor. En karanlık sahnelerde dahi, hep o umudun ışığı var. Ve tabii müzik parçaları da harika. Kaybolmayan umuda, yüksek tempo ile eşlik ediyor.
"Slumdog Millionaire" bütün bu özellikleri dolayısıyla, Oscar'da rekor kırdı. Yalnız şunu da ifade edeyim: Hindistan açısından olumlu bir propaganda değil. Ahlâksızlığın diz boyu olduğu, işkencenin pervasızca yapıldığı, teneke mahallelerinde fukara insanların hayata tutunmaya çalıştığı bir ülke gösteriliyor. Hani biz,
"Gece Yarısı Ekspresi" filmine kızmıştık ya... Menfi propaganda açısından, ondan çok daha kötü. İngiliz yönetmen Danny Boyle, Alan Parker'a göre daha acımasız davranmış.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 3 Mart 2009, Salı
Web adresi: http://www.sabah.com.tr/2009/03/03//haber,31DA897F2E60495F850B8AAB84AA3594.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.