kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Şubat 2009, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

''İsrail'le ilişkilerimize önem veriyoruz"

Giriş Saati : 02.02.2009 14:47
Güncelleme : 02.02.2009 20:59
Yeni Haber
Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''İsrail'le ilişkilerimize önem veriyoruz ve ilişkilerimizi korumak istiyoruz'' dedi.

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, AB ile ilgili konularda Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'ın, geçen haftadan bu yana yaptığı temaslarla ilgili Kurul'a bilgi sunduğunu söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Dünya Ekonomik Forumu toplantıları dolayısıyla Davos'ta bulunan bakanların temasları hakkında da Kurul'a bilgi verdiğini ifade eden Bakan Çiçek, ''Bakanlar, muhataplarıyla görüşmeler yapmıştı. Davos deyince tartışma gündeme geldi, ama onun dışında birçok bakanla ve başbakanla ülkemizi ilgilendiren konularda görüşmeler yapılmıştır. Bunlar ilgili Bakanlar Kurulu'nda değerlendirildi'' dedi.

Bunun dışında, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile Başbakan Erdoğan arasında yaşanan gerginliğin ardından yaşananların da gündeme geldiğini belirten Çiçek, şöyle konuştu:
''Bunun dışında hepimizin bildiği yaşanan gelişmelerle ilgili bizim kanaatimiz şu; Türkiye İsrail ile ikili ilişkilerine özel önem vermektedir ve bu ülkeyle ilişkilerimizi biz korumak istiyoruz. Çünkü bu konularla ilgili birçok el altından, yanlış, asılsız, alakası olmayan iç kaynaklı, dış kaynaklı değerlendirmeler yapılıyor. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin bu konudaki kanaatini, yapılan bunca açıklamaya, hem Başbakanımız'ın, hem Benim, hem Dışişleri Bakanımız'ın muhtelif vesilelerle yaptığı açıklamalara rağmen zaman zaman yanlış değerlendirmeler yapılabiliyor, içeriden ve dışarıdan...

Onun için tekrar ifade etmek istiyoruz ki biz İsrail ile ilişkilerimize önem veriyoruz ve bu ülkeyle ilişkilerimizi korumak istiyoruz. Son tartışmalarımıza ilişkin gereken açıklamalar yapılmıştır, artık biz geleceğe bakıyoruz.
Türkiye, İsrail'i ve İsrail halkını hedef almamaktadır. Sayın Başbakan bu hususu Davos'ta bir kez daha vurgulamıştır. Bilindiği üzere İsrail Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakanımız'ı aramış ve bu görüşmede yanlış anlamalara mahal verilmemesi yönündeki karşılıklı anlayış teyit edilmiştir.

Bizim Gazze konusundaki tepkimiz, daha ilk günden itibaren sivil can kayıpları ve yaşanan insani trajediye yöneliktir. Bunlara bir an evvel son verilmesiyle ilgilidir. Türkiye'nin başlattığı çabalar da zaten ateşkesin bir an önce sağlanması ve uzunca süredir abluka altında bulunan Gazze'de yaşayan insanlara acil gıda, ilaç ve insani yardımların yapılması noktasındaki çabaların bir an önce aksamadan sürdürülmesi yönündedir. Bizim tepkimizin uygulanan politikaya ve buna yönelik olduğunun iyi bilinmesi gerekiyor. İsrail-Filistin ihtilafı ve Filistin'deki gruplar arasında uzlaşmanın sağlanması küresel güvenlik, istikrar ve barışı ilgilendiren konular haline gelmiştir.
Dolayısıyla bu konulara yaklaşımımız meselenin boyutlarıyla, ülkemizin bölgesel ve küresel konumu çerçevesinde şekillendirilmektedir. Filistin halkının demokratik tercihini göz ardı etmenin ve Hamas'ı dışlanmanın doğru bir hareket tarzı olmayacağını düşünmekteyiz. Esasen bu görüşte yalnız olmadığımızı, bu ihtilafla ilgili zaman zaman devreye girmiş ve sorumluluk taşımış Başbakanlık düzeyinde insanların da aynı kanaatte olduğunu biliyoruz.''

ÇÖZÜMÜN PARÇASI


''Hamas'ın, Filistin sorununun çözümünün bir parçası olması gerekmektedir'' diyen Bakan Çiçek, ''Tabiatıyla Hamas'ın buna uygun davranması gerekir. Filistin'de uzlaşı ve birliğin sağlanması kalıcı barışın temel şartlarından biridir diye düşünüyoruz. Bu çerçevede bir değerlendirme yapılmıştır'' dedi.

Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye'nin IMF ile düzgün bir ilişki götürmek istediğini belirterek, ''Bizim açımızdan IMF'nin vereceği paradan çok önemlisi onun bir akreditasyon kuruluşu olarak Türkiye'nin çalışmalarını desteklediğini sembolik olarak göstermesidir. Yoksa Türkiye'nin şu an parasal olarak ihtiyacı söz konusu değil'' dedi.

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Konya Ticaret Odasının Sağlık Vakfı ile kurmak istediği ''Karatay Üniversitesi''nin kurulmasına ilişkin tasarının ele alınarak kabul edildiğini bildirdi.
Bunun yanı sıra, Tebligat Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin tasarının da kabul edildiğini belirten Bakan Çiçek, bu tasarının önemli olduğunu söyledi.

Çiçek, resmi işlemlerde, özellikle yargı alında tebligat ile ilgi sorunların önemli bir yer işgal ettiğini belirterek, hem adrese dayalı nüfus kayıt sistemi hem elektronik posta sistemi ile tebligat yapılması açısından bu kanunun öneminine değindi.

Türkiye'de adli işlemlerin uzun zaman aldığını belirten Çiçek, bunun büyük bir kısmının tebligat kanunundan kaynaklandığın anlattı.

Yurt dışında yaşayan ve sık sık adres değiştiren vatandaşlar, adrese dayalı kayıt sistemi de dikkate alındığında, bu kanunda, köklü bir değişiklik yapılması gerektiğini belirten Çiçek, Adalet Bakanlığının hazırladığı tasarının Bakanlar Kurulu'nda kabul edildiğini bildirdi.

Çiçek, Gazze için düzenlenen yardım kampanyalarına da değildi.

Bakan Çiçek, Gazze için Başbakanlık Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğünde 11 milyon 637 bin 453 TL, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğrenci, öğretmen ve personel tarafından 19 milyon 725 bin TL, Diyanet İşleri Başkanlığının kampanyasıyla 28 milyon 700 bin TL, TRT'nin düzenlediği kampanya ile 2 milyon 957 bin TL olmak üzere, toplam 63 milyon 20 bin 149 TL yardım toplandığını duyurdu.

Çiçek, bazı kuruluşların da ayni yardım yaptığını belirterek, 9 milyon 485 bin 564 TL tutarında gıda, ambulans, jeneratör, sağlık malzemesi gönderildiğini bildirerek, ''Daha önceki depremlerden de edindiğimiz tecrübe doğrultusunda toplanan yardımları, nakdi olarak göndermeyeceğiz. Finansman kaynağı olarak kullanacağız. Eğitim ve sağlık hizmetlerinde kullanacağız''
dedi.

SORULAR

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Hükümet Sözcüsü Çiçek, ''İsrail ile yakın zamanda dolaylı ya da dolaysız bir temasınız olacak mı?'' sorusu üzerine, şunları söyledi:
''Bu ihtilaftan önce de çatışma öncesinde de çatışma sonrasında da taraflarla görüşebilen tek ülke biziz. Dolayısıyla bu görüşmelerde herhangi bir aksama falan olmadı, temaslar devam etti. Demin de söyledim, bizim bu olaya bakış açımız böyledir. Kimseye karşı özel tavrımız olmaz. Bizim karşı olduğumuz husus, bu trajedidir ve bununla ilgili politikalardır. Dolayısıyla gerekiyorsa bu görüşmeler her zaman yapılır ve yapılacaktır. Bu konuda herhangi bir kısıtlama da söz konusu olmaz, bizim tarafımızdan.''
Çiçek, ''Davos'taki bu gelişmelere ilişkin Başbakan'ın değerlendirmesi oldu mu?'' sorusuna karşılık, ''Bu değerlendirmeleri zaten en evvel Sayın Başbakan, hemen olayın akabinde Davos'ta yaptı. Biz geleceğe bakıyoruz artık. Söylenmesi gereken söylenmiştir. Yapılması gerekenler de orada ve ondan sonra yapılmıştır. Biz şimdi yarına bakalım. Bugün gitmek üzere zaten'' diye konuştu.

''Terörle Mücadele Yüksek Kurulunun ne zaman toplanacağına'' ilişkin soru üzerine Çiçek, ''Sayın Başbakan'ın takvimine bakarak belki bu hafta, belki önümüzdeki hafta toplayabiliriz. Son gelişmeleri dikkate alarak, bu toplantı yapılacak'' dedi.

IMF İLE İLİŞKİLER

''IMF ile ilişkilerde son durum nedir?'' sorusuna Çiçek, şu yanıtı verdi:

''Hazine'den sorumlu arkadaşımız Sayın Şimşek, bu görüşmeleri yapıyor. Zaman zaman Başbakan'a bilgi vererek, talimatlarını alıyor. Biz şu anda IMF ile düzgün bir ilişki götürmek istiyoruz, bunda tereddüt yok.
IMF, bizim yabancımız olan kuruluşumuz değil, ortağı olduğumuz bir kuruluş. Beraber, geçmişte birçok çalışma yaptık. Aradan geçen 6 yıllık iktidar döneminde de zaten IMF ile konuşulan konularla ilgili olarak birçok reform çalışmalarını da yaptık. Bizim açımızdan IMF'nin vereceği paradan çok önemlisi onun bir akreditasyon kuruluşu olarak Türkiye'nin çalışmalarını desteklediğini sembolik olarak göstermesidir. Yoksa Türkiye'nin şu an parasal olarak ihtiyacı söz konusu değil. Tabii bu anlaşmayı yaparak, Türkiye'nin şartlarını da dikkate alarak, geriye dönük yapılmış olanları da dikkate alarak bu anlaşmanın yapılması lazım.

Geçmiş uygulamalardan biliyoruz. Şahsen Adalet Bakanlığım sırasında mesela İcra İflas Kanunu'nda değişiklik yapacağız. Tasarıları gönderdik. Müteakip defalar baktılar incelediler. Tam Genel Kurul'da görüşüleceği gün, 50'ye yakın değişiklik getirdiler, 4-5-6 ay çalışmışız üzerinde, karşılıklı bu taslaklar gitmiş gelmiş, Genel Kurul'a inmiş, o akşam 50 tane değişiklik.

Tabiatıyla Sayın Başbakan'ın da ifade ettiği iki önemli konuda Türkiye'nin kabul edemeyeceği konu gündeme gelmiştir. Bu görüşmeler yine ilgili arkadaşlarımız tarafından sürdürülecektir. Arzu ederiz ki Türkiye'nin bu konudaki hassasiyeti, geriye dönük çalışmalar ve IMF'nin program uyguladığı en başarılı ülkelerin başında Türkiye gelir. Bu IMF bakımından da önemlidir. Ümit ediyoruz ki bu anlaşma kısa sürede gerçekleştirilsin. Çalışma devam ediyor.''

AA