kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Ocak 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Masumları vurmak 'teoriye' uygundu

Türk Hizbullahı 1990'lı yıllarda sürüyle cinayet işlemişti. Öldürdüğü insanlar iki kategoriye ayrılabilir:
1) Arkadan yaklaşılıp ensesine tek kurşun sıkılan PKK'lılar ve örgüt sempatizanları.
2) İslamcı harekete dahil olup da Hizbullah yönetimine karşı çıktıkları için domuz bağıyla öldürülüp evlerin bahçesine ya da bodrumuna gömülenler.
(Tabii başka yöntemler de uyguladılar ama dikkati en çok çeken bunlardı.)
Yerli Hizbullah, bir Susurluk projesiydi. Demokratik, laik, hukuk devletimiz bir İslamcı terör örgütü olan Türk Hizbullahı'nı, PKK'ya karşı desteklemiş, büyütmüş ve görevi tamamlanınca da yok etmişti.
İş işten geçtikten sonra ortaya sorular atılmaya başlandı. Mesela: Bunca insanın ortadan yok olması kimsenin dikkatini çekmemiş miydi? Bunların bulunması için başvuran olmamış mıydı?
Elbette hepsi yapılmıştı ama o insanların akıbetini araştırmakla görevli olanlar, zaten olup biteni biliyorlardı.
Elleriyle besleyip büyüttükleri canavara dokunacak değillerdi ya!
Bugün iş daha da derinleşmiş durumda. Adliye raflarında binlerce faili meçhulün dosyası durmakta...
İtirafçılar sadece güvenlikçilere değil, bize ve mahkemelere de konuştukça yeni cesetler bulunuyor.
Faraza, "Üç köylüyü şu ağacın dibinde enselerinden vurarak öldürmüştük" diyor itirafçı.
Gidiyorlar. Kazıyorlar. Ve arka tarafında birer kurşun deliği olan kafatasları çıkıyor ortaya. DNA analizleri itirafçıyı ve yıllardır ölülerini arayan aileleri doğruluyor.
Hizbullah elbette olayın küçük bir parçasıydı. Bu işi asıl yapanlar ve yaptıranlar, 1952'den itibaren ABD 'li uzmanlardan öğrendikleri özel harp tekniklerini uygulayanlardı.
Faili meçhule gönderilenlerin bir kısmı PKK sempatizanıydı. Yardım ve yataklık yapıyordu.
Peki, ya diğerleri?
Gariban köylüleri niye enselerine kurşun sıkarak öldürdüklerini hiç merak ettiniz mi?
Efendim, özel harp teorisinde bunun yeri var: Terörü sadece ayaklanan örgüt değil, devlet de uyguluyor!
Özel harp teorisyenlerinden David Galula, halkla iç içe olan küçük insanların, örnek oluşturmak için öldürülmesini tavsiye eder.
Köşedeki bakkalın, arka sokaktaki tamircinin, sevilen bir öğretmenin yok edilmesi sıradan insanları dehşet içinde bırakacaktır.
Terör örgütünün uyguladığı, suçu karşı tarafın üstüne yıkma numarasına, devlet de başvurmalıdır.
Özel Harp Dairesi Başkanı Tümg. Cihat Akyol, David Galula'dan esinlenerek 1971'de yazdığı Gayrinizami Kuvvetlere Karşı Harekât başlıklı makalesinde şöyle diyordu:
"Bazı ahvalde, propaganda için istismar edilmek üzere mürettep (gizli amaçla düzenlenmiş) olaylar meydana getirilir. İsyancıların yaptığı intibaını (izlenimini) verecek; yağma ve katliam, ırza tecavüz olayları ele alınabilir.
Halkı mukavemetçilerden ayırmak için, sanki ayaklanma kuvvetleri yapıyormuş gibi, mücadele kuvvetlerince zulme kadar varan haksız muamele örnekleri ile sahte operasyonlara başvurulması tavsiye edilir."
Özetle: Yukarıdaki satırları okuyunca, özel harp teorisine uygun davranmış bir görevliye niye laf ettirmediklerini ve omuzlar üzerinde meçhule giderken selam durduklarını anlıyoruz.