kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Aralık 2008, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

''Danıştay'ın böyle bir karar vermemesi gerekirdi''

Giriş Saati : 28.12.2008 14:26
Güncelleme : 28.12.2008 15:13
Yeni Haber
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Danıştay'ın kapatılması öngörülen belde belediyeleriyle ilgili kararını eleştirerek, ''Kamuoyunda şöyle bir izlenim oluştu; Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar ama Danıştay'ı bağlamaz, YSK'yı bağlamaz'' dedi.

Şahin, Kanal 24'te ''Ankara Masası'' adlı programına katıldı. Kapatılan belediyelerle ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine Şahin, yüksek yargı organlarının kamuoyunda tartışma odağı haline gelmesinden büyük üzüntü duyduğunu söyledi.

Kişi ve kurumların Anayasa ve yasalarla kendilerine çizilen sınırlar içinde kalmaya özen göstermeleri gerektiğini kaydeden Şahin, şöyle devam etti:

''Anayasa'nın 153. maddesi herkesi bağlıyor ama Danıştay'ı bağlamıyor. Buna bağlı olarak Yüksek Seçim Kurulu da Danıştay'ın ilgili dairesi gibi durumu değerlendirdiği için o da bu belde belediyelerinin, Anayasa Mahkemesi'nin kararlarında kapatılması gereken, seçimlere girmemesi gereken belde belediyelerinin seçimlere girebileceği anlamında bir karar vermiş oldu.

Böylece, kamuoyunda şöyle bir izlenim oluştu; Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar ama Danıştay'ı bağlamaz, YSK'yı bağlamaz. Bu tabii yargıya, yüksek kamu kurumlarına karşı, Yüksek Seçim Kurulunu da kastediyorum, bir tereddüte yok açtı. Neden böyle Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlıyor da siz buna tabii olmuyorsunuz? şeklinde bir takım soru işaretlerine yol açtı. Tabii Sayın Başbakan'ın 'Acaba Türkiye'de ikinci bir Anayasa Mahkemesi mi var' şeklindeki tepkisini anlıyorum. Çünkü Anayasa Mahkemesinin kararları herkesi bağlar. Danıştay'ın böyle bir karar vermemesi gerekirdi.''

"YARGIYI YIPRATIR''

Anayasal kurum olan YSK'nın Danıştay'ın kararı sonrası önceki kararını değiştirmelerinin ayrıca ilgi çektiğini ifade eden Şahin, ''Benim son derece üzüldüğüm, keşke bir izlenim verilmeseydi dediğim bir değerlendirme eski Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından Ahmet Gündel'e ait. Diyor ki, 'Danıştay, bugün CHP'nin şubesi gibi çalışmaktadır'' cümlesini duymuş olmak beni son derece üzdü. Çünkü, yüksek yargı organımızla ilgili böyle bir izlenim kamuoyunda uyanmış olması, sayın Gündel'in kişisel görüşü değil bu. Kamuoyunda ben de böyle bir izlenim ediniyorum. Böyle bir izlenimi kamuoyuna vermek, Türkiye'de yargıyı yıpratır'' diye konuştu.

Adalet Bakanı Şahin, bundan sonra buna benzer olaylarla karşılaşılma endişesi taşıdıkların, yüksek yargıda görev yapanların aldıkları kararlarla kamuoyunda tartışma odağı olmamaya özen göstermeleri gerektiğini söyledi.

''Hukuk ve adalet tartışma noktasına gelirse, Türkiye'ye hiçbir şeyin düzgün gitmesi mümkün değildir, kaos olur'' diyen Şahin, herkesin Anayasa'nın koyduğu ilkeler çerçevesinde hareket etmeye mecbur olduğunu kaydetti.

SEÇMEN KÜTÜKLERİ

Şahin, ''Seçmen kütükleriyle ilgili tartışma seçim iptaline götürebilecek kadar kötü mü?'' sorusu üzerine, Türkiye'de adrese dayalı, gerçek anlamda nüfus sayımı yapıldığını, herkese kimlik numarası verildiğini belirterek, gerçek anlamda nüfusun kaç olduğunu bildiklerini söyledi.

''YSK ne yaptı? Vatandaşlık numarası verilmiş olan tüm vatandaşların listesini YSK'ya istedi. (18'ini bitirenlerin hepsini seçmen kabul ediyorum) dedi. Gerçek seçmenimizin ne olduğu şimdi ortaya çıktı'' diyen Şahin, 6 milyonluk artışın tüm bu süreçten doğduğunu kaydetti.

''Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysa ve kayıtta görünüyorsa dağdaki teröristin de otomatik olarak seçmen olduğunu'' anımsatan Şahin, ''Şimdi bunların nesi iptal edilecek, nasıl bir karar verilecek?'' diye sorarak, tür tartışmalarla seçime gölge düşürülmesini doğru bulmadığını dile getirdi.

Şahin, Anayasa Mahkemesinin Kamu Denetçiliği Yasası'nı iptal etmesiyle ilgili soru üzerine, AB ile müzakere sürecinde bu konunun başlıklardan biri olduğunu ifade ederek, ''Zannederim Anayasal dayanağı olmadığı için iptal etti. Yapılması gereken nedir, Şimdi? Zaten onun çalışmalarını da yaptık. Bir Anayasa değişiklik çalışması bağlamında, Anayasa'ya Ombudsmanlık müessesesinin Anayasal dayanağını oluşturacak hükmü koyduk. Eğer bir Anayasa değişikliği önümüzdeki süreçte gerçekleştirirsek, bu kanunun yeniden çıkarmamızda hiçbir sakınca olmayacak'' diye konuştu.

''IRAK HÜKÜMETİ BU KONUDA BİZE YARDIMCI OLSUN''

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin ''dağdaki teröristin eve dönmesi''yle ilgili sözlerinin hatırlatılması ve bu yönde çalışma olup olmadığının sorulması üzerine Şahin, Adalet Bakanlığı olarak Türk Ceza Kanunu'nun ''etkin pişmanlığı'' düzenleyen ilgili maddesinde değişiklik yapılması çalışması olmadığını bildirdi.

''Herhangi bir alt çalışmamız da yok. Bildiğim kadarıyla hükümetimizin de böyle bir gündemi yok'' ifadesini kullanan Şahin, pişman olup teslim olan terör örgütü mensuplarının bu kanundan yararlanabildiğini anımsattı. Şahin, ''Ancak bu tür düzenlemelerden dağdakilerin haberi olmayabilir. Irak hükümeti bu konuda bize yardımcı olsun. 'Türkiye böyle birtakım tedbirler aldı, gidip teslim olup, pişmanlıktan yararlanabilirsiniz' diye onlara bu tür bilgileri ulaştırabilirler'' dedi.

Şahin, Üzeyir Garih cinayeti hükümlüsünün açıklamalarıyla ilgili haberlerin sorulması üzerine, ''Ergenekon'' davasını açan ve şu anda bir iddianame üzerinde çalışan Cumhuriyet savcılığının hükümlünün ifadesini alacağını bildiğini söyledi. ''Ergenekon'' davasındaki gizlilik tartışmalarıyla ilgili olarak da Şahin, hakim ve savcıların ''birbirleriyle çelişki içindeki haberlerden üzüntü duyduğunu'' kaydetti.

HÜKÜMLÜ VE TUTUKLU SAYISI

Hükümlü ve tutuklu sayısının 100 bini aşmasıyla ilgili bir soru üzerine Şahin, şunları kaydetti:

''Tutuklu ve hükümlü sayısı 100 bini aştı gerçekten. Tutuklu sayısı daha fazla, yüzde 60'a yakın. Bu bir sorundur ama birçok sebebi var. Mesela biz hükümet olarak son yıllarda almış olduğumuz tedbirlerle organize suç örgütleriyle mücadelede son derece büyük başarıya ulaştık. Cezaevindeki tutuklu ve hükümlü sayısının artmasının nedenlerden biri budur. Bir de İnfaz Yasası'ndan kaynaklanıyor. 2005'ten önce 15 yıl ceza almış olan bir kişi, cezaevinde 6 yılını iyi halli olarak geçirirse, şartlı tahliye ediliyordu. Şimdi 10 yıl geçmeden tahliye olmuyor. Bu da etkili. Eskiden hapis cezaları paraya çevriliyordu.

Türkiye'de şu anda cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 100 bin kişiyi aşsa bile Avrupa ortalamasının altındayız. Bizim için endişe edilecek bir rakam değildir.''

Şahin, mahkumların hayat şartlarını düzeltmek için süratle modern cezaevi yaptıklarını, içerideki tutuklu ve hükümlülerin sağlık sorunlarıyla ilgilendiklerini belirterek, ''Cezaevinde çok ağır olan hasta var. Kimdir, nedir hastalıkları biliyorum''dedi.

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, şu anda adli tıpta 6 hastayla ilgili rapor bulunduğunu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gönderebileceklerini sözlerine ekledi.