kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Aralık 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERGUN BABAHAN

Bir masanın etrafı

İstanbul'da şirin bir İtalyan restoranı açıldı, Levent'teki Loft'un giriş katında.
Önceki gece bu mekânda bir doğum günü partisi vardı.
İlginç olan parti değil, katılan konuklardı elbette.
Ahmet Çalık'tan Hıncal Uluç'a, Ertuğrul Özkök'ten Şansal Büyüka'ya, Haşmet Babaoğlu'na kadar, medyanın hem patron, hem de yöneticileri vardı. Ahmet Çalık biraz kalıp gitti.
Fatih Terim de oradaydı, Mustafa Denizli de.
Elbette mekânın sahibi Hamdi Akın da vardı.
Türkiye'de spor deyince akla gelecek birçok isim aynı masanın çevresinde buluştu.
Kriz de konuştuk, futbol da... Ama bu kadar farklı çevreden insanı bir araya getirmenin sırrını da...
Doğum günü Serdar Güzelaydın için yapılmıştı.
İki gün önce anjiyo yaptırmış olan Hıncal Abi'yi evinden aldım, birlikte gittik.
Bir masanın etrafına oturup konuştuk.
Bunu sağlamak önemliydi elbette.
Hatta Hıncal Abi, çıkarken Şansal Büyüka ile Serdar'a takıldı, "Ameliyattan sonra ben de böyle bir parti isterim" diye.
O fırsattan istifade Özkök'le uzun uzun sohbet ettik.
Bayide rakibiz ama aramızda dostluk da var elbette.
2009'un zorlu geçeceğini, sıkıntıyı asgariye indirmek için neler yapılabileceğini de konuştuk, Fenerbahçe'yi de...
Kıyasıya rekabet etsek de bir masanın etrafında buluşmanın önemini ve değerini biliriz.
Fikirlerimiz, olaylara bakışımız farklı olabilir.
O nedenle Türkiye'de bu kadar gazete var zaten.
Bu aslında fikir çeşitliliğinin ve zenginliğinin de bir göstergesi.
Muhafazakârımız da var, liberalimiz de.
Atışmamız, rekabet etmemiz, kendi inandığımız fikri öne çıkarmamız önemli ama bunu kuralları içinde, bel altı vurmadan da yapmak önemli.
Sonuçta bu geminin içindeyiz ve su alırsak hasar görmeyecek kimse yok.
Kim ne hayal görürse görsün, SABAH bu ülkenin değerli ve kalıcı bir markası.
Rekabetini de, haberini de kuralları çerçevesinde yapma gayreti içinde.

Gerçekçi olanlar bunu görüyor ve kıymetini biliyor.
Oyunu, kuralları bozarak oynamak isteyenlerin hem ülkeye, hem mesleğe, hem de tek tek kişilere ne zararlar verdiğini hep birlikte gördük.
Onun için rekabet ederken bile temel kurallara saygı göstermenin öneminin farkındayız.
Bu mesleğe yıllarını vermiş, bu uğurda saç ağartmış, eğriyi doğruyu, güzeli çirkini yaşamış insanlarız.
Dediğim gibi herkes kendi inandığı gazeteyi yapıp, kafasındaki Türkiye'yi yazıyor.
Biz Türkiye'de herkesin kendi düşüncesi doğrultusunda yaşaması, inancının gereğini yerine getirebilmesi, ama başkalarının yaşam biçimine de saygı göstermesi gerektiğine inanıyoruz.
2009'un Alevi'si Sünni'si, Kürt'ü Çerkez'i, başı açığı ve kapalısı, içki içeni ve içmeyeni ile tüm Türkiye'ye hayırlı olmasını diliyorum.
Herkesin birbirinin yaşam hakkına saygı duyduğu ve bir masa etrafında buluşabildiği bir Türkiye olsun.