kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Aralık 2008, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

Faili meçhuller gene gündemde

Mardin Jandarma Alay Komutanı Albay Rıdvan Özden'in eşi Tomris Özden "Kocam PKK ile çatışmada ölmedi; öldürüldü" dedi ve bu cinayetin, Ergenekon'la bağlantılı olduğunu ileri sürdü. Tomris Özden'in, 13 yıl önceki bir olayın üzerindeki örtüyü kaldırmaya çalışması, akla başka şüpheli ölümleri de getirdi. Hayır... Behçet Cantürk gibi PKK ile irtibatlı görüldüğü için "derin devlet" tarafından "bertaraf edilenlerden" söz etmiyorum. Cantürk ve benzerlerinin devletin bazı birimlerinin kararı üzerine öldürüldüğü hususu, Kutlu Savaş'ın raporuna bile girdi.
Sadece PKK ile irtibatlı olanlar değil, PKK'ya karşı yürütülen "kirli mücadeleyi" ve rant paylaşımını tasvip etmeyen devlet görevlileri de, "temizlenmişti." Tomris Özden'e göre eşi de bunlardan biriydi. Albay Rıdvan Özden, Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele'nin (JİTEM'in) organize ettiği hadiselerden uzak durmuştu ve bu yüzden öldürülmüştü.
"Fatih" kod adlı PKK itirafçısı, Tomris Hanım'ı doğruluyor ve dönemin Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı Albay Atilla Uğur 'un kurduğu, kendisinin de içinde bulunduğu JİTEM ekibi (Bıçak timi) tarafından albay Özden'in öldürüldüğünü ileri sürüyor. PKK itirafçısına göre, infaz kararını Mardin'de JİTEM'in başındaki "Ebu Süfyan" kod adlı bir kişi vermiş. (1 Aralık 2008-Yeni Şafak)
Şimdi herkes eski defterleri karıştırıyor ve şüpheli ölümleri hatırlıyor. Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın da, 22 Ekim 1993'te, operasyon için gittiği Lice'de tek kurşunla öldürülmüştü. Aydın'ın JİTEM içindeki PKK itirafçıları tarafından öldürüldüğü ileri sürüldü. Çünkü, Aydın, terörün şiddetle bitirilemeyeceğine ve bölge halkının kazanılması gerektiğine inanıyordu.
1993 Kasım'ında JİTEM'in kurucularından Cem Ersever, emekliye ayrıldıktan sonra, bölgede yapılanları anlatmaya başlamış, bu yüzden, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından önce sorgulanmış, sonra da öldürülmüştü. Yeni Şafak'a yaptığı açıklamada Tuncay Güney, Ebu Süfyan'ın "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım olduğunu söylüyor.
Olayları karartmaya yönelik çok sayıda bilgi kirliliği ortaya çıkabilir ama, yolların, sürekli Veli Küçük ve Atilla Uğur gibi Ergenekon zanlılarıyla kesiştiği meydanda. Çok sayıda faili meçhul cinayet, Veli Küçük'ün Bölge Jandarma Komutanı olarak görev yaptığı Kocaeli ve civarında işlendi. Mardin Alay Komutanı Rıdvan Özden'in öldürülme emrini, Mardin'in bir ilçesinde Jandarma Komutanı olan Atilla Uğur'un organize ettiği belirtiliyor.
Öcalan'ın açıklamalarına bakarsanız, 23 Mayıs 1993'te 33 erin PKK saldırısına maruz kalmasının asıl sebebi, devletten "sızan" yanlış enformasyon. Bingöl'de 33 er kurşuna dizildi. Çünkü PKK'lı bir time hatalı istihbarat verildi. Dezenformasyon yapıldı. 33 kişi, kıtasına giden silâhsız erlerdi . Ama, Öcalan'a, özel eğitimli birimler bilgisi verildi. Bir gün sonra Bakanlar Kurulu'nda PKK'lılara af meselesi görüşülecekti. Tabii, otobüs baskınından sonra ipler gene gerildi.
Acaba Ergenekon davası, geçmişte kalan ve üzeri kapatılan faili meçhul cinayetlerin bazılarını da aydınlatabilecek mi?