kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
29 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

İkimiz de çabuk alevlenebiliyoruz

27.11.2008
-Kavganız neden olur? İbrahim Kutluay'ın takıntıları olduğunu biliyorum mesela...
-İ.K:
O yıllar önceydi; maç içinde ayakkabı değiştirirdim.
-D.Ş: Artık onu bile değiştirmiyor.

-Neden kavga çıkar?
-D.Ş:
Artık sadece İrem'le ilgili tartışmalar oluyor, 'onu giydir, bunu giydir, uyusun uyumasın' gibi küçük şeylerden tartışma yaşıyoruz. Hiçbir şeyi uzatmıyoruz, biz kavgalarımızı uzatan tipler değiliz. Zaten en sinirli halimizde bile birimiz sarıldı mı olay bitiyor.
-İ.K: Esasında ikimiz de böyle baskın tipleriz. Çabuk alevlenebiliyoruz. İkimiz de dediğimiz olsun istiyoruz.

-Kim kimi daha çok kıskanır?
-İ.K:
Tabii ki kıskandım ama ucuz kıskançlık değil... Demet çok güzel bir kadın. Güzel bir kadınla olduğunuz zaman kıskandığınız anlar olabilir ama onu Demet'e hiç yansıtmam.
-D.Ş: Aaaa ilk defa duyuyorum. Bir gün bile düşünmedim 'İbrahim hâlâ beni eskisi gibi seviyor mu?' diye.
Çünkü biliyorum, onun için dünyadaki tek kadınım, benim için de o, dünyadaki tek erkek.
Böyle bir ilişki yaşarken neyini kıskanayım ki?

-Her gün 'Seni seviyorum,' der misiniz?
-İ.K:
Evet.
-D.Ş: Ben derim. İbrahim bana 'Seni seviyorum,' demezse, delirirdim herhalde. Evliliğimizin, flört dönemimizden hiçbir farkı yok. Çocuğumuz dışında.