kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Kasım 2008, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

'İmralı'dan dışarı kitap çıkarılmadı'

AA
Giriş Saati : 20.11.2008 22:05
Yeni Haber
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın yazdığı kitabın cezaevinden çıkarılarak yayımlandığı iddialarıyla ilgili, ''Abdullah Öcalan'ın kendisinin yazdığı ve dışarıda yayınlanmış olan bir kitabı söz konusu değildir. Terör örgütü mensupları, aslı olmayan gerekçelerle kaos ortamı yaratmaya çalışıyor'' dedi.

Mehmet Ali Şahin, adliye binasının temel atma törenine katılmak üzere geldiği Kastamonu'da, vali Mustafa Kara ve öteki ilgililer tarafından karşılandı.

Kuzeykent mevkiinde yaptırılacak adliye sarayının temelini atan Şahin, daha sonra valilik binasına geçerek vali Kara ile görüştü.

Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, ''Başbakanımızın bize tamamıyla bitmiş hizmetlerin açılışını yapın şeklinde bir talimatı vardı. Bugün Boyabat'ta bitmiş olan adliye sarayının açılışını yapmak için burada bulunmuşken, sembolik de olsa Kastamonu adliye binasının temel atma törenine de katılmak istedim'' dedi.

''İSTİNAF MAHKEMELERİ''

Şahin, Kastamonu'ya gelişinde kimi sivil toplum örgütlerinin temsilcileri tarafından açılan ve ''istinaf mahkemeleri'' isteğini içeren pankartları gördüğünde çok şaşırdığını belirterek, şöyle konuştu:

''Yolda beni karşıladınız, pankartlar görüyorum. (İstinaf istiyoruz) diyorsunuz. Özellikle yüksek yargının, son yıllarda Yargıtay'ın iş yükü son derece arttı. Çağdaş ülkelerde bu sorunun çözümü olarak istinaf mahkemeleri düşünüldü ve uygulanıyor. Bizde de bunun kanunu çıktı. 9 ilde bu mahkemelerinin kararı verildi. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, fiziki mekanların tamamlanması ve personel eksikliğini giderilmesi için bölge adliye mahkemelerinin 2010'da faaliyete geçirilebileceği kararını bildirdi. 2010'da bunları devreye sokmayı düşünüyoruz. Türkiye'de 81 vilayet, 9 tane istinaf mahkemesi var. Yani ilk derece mahkemelerden temyize gönderilecek dosyaların önemli bir kısmı burada sonuçlandırılacak ve Yargıtay'a daha az dosya gidecek. Yargıtay'ın iş yükü hafifleyecek. Tabii ki yargı süreçleri daha da kısalmış olacak.''

ÖCALAN'IN YAZDIĞI İLERİ SÜRÜLEN KİTAP

Şahin, gazetecilerin sorusu üzerine, ''Abdullah Öcalan'ın kendisinin yazdığı ve dışarıda yayınlanmış olan bir kitabı söz konusu değildir'' dedi.

İmralı'da tutuklu bulunan terörist başının hakkında açılmış davalar olduğunu ve bu davalarla ilgili gönderdiği savunmalar bulunduğunu belirten Şahin, ''Avukatlar tarafından bu savunmalarının alınıp kitaplaştırıldığı şeklinde duyumlar alıyoruz. Yoksa orada yazılıp cezaevi görevlileri aracılığıyla dışarı çıkarılmış bir kitap söz konusu değildir'' diye konuştu.

Şahin, bir gazetecinin, 'Terör örgütü PKK'nın kötü muamele iddiasıyla çeşitli illerde yaptıkları eylemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusu üzerine şöyle konuştu:

''Maalesef terör örgütü mensupları, aslı olmayan gerekçelerle Türkiye'de kaos ortamı meydana getirmek, Türkiye'nin idare edilemez bir ülke olduğunu intibasını vermek için eylemler yapıyorlar. Ama Türkiye Cumhuriyeti güçlüdür. Tüm kurumları ve güvenlik güçleriyle terör örgütü bu amaçlarına ulaşmalarına önleyecek kadar kudretlidir. O bakımdan gelecekle ilgili endişeye mahal olmadığı kanaatindeyim.''

''EKONOMİK KRİZ VAR VE TÜRKİYE DE BUNDAN ETKİLENİYOR''


Şahin, küresel mali krizin Türkiye'yi de etkilediğini kaydetti. 2009 yılını plan ve bütçe komisyonunda değerlendirdiklerini belirten Şahin, ''Kurumlarımız ve bakanlıklarımız, 2009 yılında Türkiye genelinde hangi projelerini gerçekleştirecekleri konusunda programlarını yapıp bütçelerini oluşturuyorlar. Bayramdan sonra da genel kurulda görüşülecektir. Şu anda bir ekonomik kriz var ve Türkiye'de bundan etkileniyor'' dedi.

''Bütçemizi uygulamayalım veya bütçeyi refüze edelim, gözden geçirelim ve kısıtlamaya gidelim'' düşüncesi içinde olmadıklarını belirten Şahin, para kadar önemli bir diğer konunun da moral olduğunu belirterek, ''Moralimizi bozmayacak ve yüksek tutacağız. Biz hükümet olarak meclise hangi bütçeyi sevk etmişsek 2009 yılında bunu uygulayacağız'' diye konuştu.

Hükümet olarak kriz ortamına karşın verilen tüm sözleri tutmaya çalıştıklarını ve bundan sonra da planladıkları her işi bitireceklerini ifade eden Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Biz, hükümet olarak, ben de Adalet Bakanı olarak ne planlamışsak onu bitirme gayreti içindeyiz. Özellikle dünyanın içinden geçtiği şu ekonomik kriz döneminde morallerimizi bozmayalım. Dünya, ABD merkezli ekonomik deprem yaşıyor. Tabii ki bir yerde deprem olunca şiddeti düşük de olsa heryerden hissediliyor. Bunun ekonomiye olumsuz yansımaları ve zararları da olacaktır. Ama ben, bu geçiş sürecinde Türkiye'nin para kadar, belki daha çok morale ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Morallerimizi bozmayacağız. Geleceğe güvenli bakacağız. O nedenle yatırımlarımızda hiç taviz vermeyeceğiz ve hükümet olarak devam edeceğiz. Ne planlamışsak bunlar bitecek. Ekonomik kriz dinlemeyiz. Bunları yapacağız. Bu, moral için son derece önemlidir. Esnafımız ve sanatkarımızın bu sıkıntılı dönemde birtakım parasal ihtiyaçları olabilir. O nedenle ilgili bakanlıklar olarak destek vermek için bazı projeleri hayata geçiyoruz. Doktor hastasını muayene eder. Hastanın birtakım sorunları olsa bile (sen gittin) demez. (İyisin. Allah'ın izniyle şu ilaçları kullan iyi olacaksın) der. Moralini niye bozuyorsun hastanın, bir doktor hastasına (eyvah gittin) der mi? O nedenle morallerimizi sağlam tutacağız. Çünkü bu dünyayı etkileyen bir krizdir. Global ekonomide Türkiye kendi kabuğuna çekilmiş bir ülke değildir. Ben moralliyim hükümetimiz, bakan arkadaşlarımız başbakanımız da moralli. Hükümet olarak geleceğe umutla bakıyoruz.''

Şahin, gazetecilerin, ''CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın çarşaflı parti üyelerine rozet takmasıyla'' ilgili sorularına da, ''Ana muhalefet partisinin ve onun sayın genel başkanının toplumun gerçeklerini görmesini ve bu gerçekler üzerine yeni politikalar geliştirmesini isabetli buldum'' yanıtını verdi.