kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Kasım 2008, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Belediyelerin umudu idari mahkeme

Giriş Saati : 20.11.2008 11:32
Güncelleme : 20.11.2008 22:05
Yeni Haber
TÜİK'in Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi uyarınca nüfusları 2 binin altında tespit edilen ve daha sonra kapatılmasına karar verilen belediyelerin umudu İdare Mahkemesi oldu...
TÜİK'in Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi uyarınca nüfusları 2 binin altında tespit edilen ve daha sonra kapatılmasına karar verilen belediyelerin umudu İdare Mahkemesi oldu. Yüzlerce belediye Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararın ardından TÜİK'in Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarının iptali için Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne başvurdu.

6 Mart 2008'de kabul edilen 5747 sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un yarattığı hukuki ve siyasi tartışma devam ediyor. Son olarak Anayasa Mahkemesi'nin TÜİK tarafından gerçekleştirilen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'nin sonuçlarına yasal süresi içinde iptal davası açanlar yönünden yürütmeyi durdurmasının ardından yüzlerce belediye Ankara İdare Mahkemesi'ne başvurarak iptal davası açtı.

2010'DA NÜFUS SAYIMI YAPILACAK

İptal davası açan yüzlerce belediyeden biri de Konya Beyşehir Kayabaşı Belediyesi oldu. TÜİK işleminin iptali için Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi'ne verilen dilekçede, Türkiye'de 1990 yılına kadar son 0 ve 5'le biten yıllarda nüfus sayımı bu tarihten sonra ise sonu 0'la biten yıllarda nüfus sayımı yapılacağı yasal düzenlemesi hatırlatılarak, "25.04.2006 tarihinde kabul edilen 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun geçici 2. maddesi ile davalı idare tarafından Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi oluşturulmuş ve önceki nüfus sayım sistemine son verilmeksizin 2010 yılında yapılması gereken nüfus sayımı sistemi yerine ulusal adres veri tabanının oluşturulması ve nüfus kayıtları ile adres bilgilerinin ilişkilendirilmesi sistemi esas alınmıştır" denildi.

NÜFUS SAYIMI DEĞİL ADRES VERİ TABANI OLUŞTURMAK

Avukat İsmail Gür tarafından verilen dilekçede, sistemin adres veri tabanı oluşturmak amacıyla yapılan işlem sonucunda beldenin gerçek nüfusunun belirlenmesinin mümkün olmadığı belirtilerek, 3 bin 500'ün üzerinde olan beldenin nüfusunun 836 olduğunun tespit edildiği belirtildi.

5490 sayılı yasanın amacının "Kişinin doğumundan ölümüne kadar kişisel ve medeni durumuna, uyrukluğuna ve bunlarda meydana gelebilecek değişikliklere ait doğal ve hukuki olayların belirlenip saptanması, bu amaçla düzenlenmiş kütüklere yazılması, elektronik ortamda ulusal adres veri tabanının oluşturulması, nüfus kayıtları ile adres bilgilerinin ilişkilendirilmesini sağlamaktır" şeklinde belirlendiğinin belirtildiği dilekçede yapılan işlemin nüfus sayımı anlamına gelemeyeceği vurgulandı.

"AVRUPA YERİNDEN ÖZERKLİK ŞARTINA DA AYKIRI"

Dilekçede, 2007 yılı adres tespit verilerinin 2008 yılında çıkarılan bir yasaya dayanak yapılarak 2009 yılı itibarıyla belediyelerin tüzel kişiliklerinin sona erdirilmesinin açık bir haksızlık olduğu belirtilerek yapılan işlemin Avrupa Yerinden Yönetim Özerklik Şartı'na da aykırı olduğunu ifade edildi. Dilekçede şöyle denildi:

"Avrupa Yerinden Yönetim Özerklik Şartı yerel yönetimlerin güçlendirilmesini amaçlamaktadır. Bu şartta, yerel yönetimlerin sınırları içinde referandum yapılarakyerel halka ve müvekkil belediye tüzel kişiliğine danışılmamış, aksine gerçek nüfus ile ilgili bilgiler masa üstü ve merkezi bir yöntemle göz ardı edilmiştir. Kaldı ki bu sistemin maddi gerçeği yansıtmadığı medya aracılığıyla tartışma konusu haline getirilmiştir. Diğer yandan, sistemden faydalanmak için bir avukat olarak başvurularımız neticesinde elde edilen bilgilerin, adreslerin de fiili durumla çeliştiğinde herhangibir şüphe bulunmamaktadır"

"DAVACI BELEDİYELER YEREL SEÇİMLERE KATILMALI"

Avukat, İsmail Gür ANKA'ya yaptığı açıklamada Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararın ardından sadece kendisinin 100'ün belediye için dava açtığını belirterek, yasal sürenin TÜİK işleminin belediyelere tebliğinden itibaren 60 gün olduğunu söyledi.

TÜİK'in sonuçları internet üzerinden açıklamasının yasal olarak bir tebligat olamayacağını belirten Gür, 60 günlük sürenin belediyelerin TÜİK'e giderek sonuçları elden aldıkları günden itibaren başlayacağını savundu. Davacı belediyelerin 29 Mart 2009'da yapılacak olan yerel seçimlere katılması gerektiğini belirten Gür, "İdarenin işlemine karşı iptal davası açıldığından dolayı hüküm kesinleşinceye kadar belediyelerin tüzel kişilikleri devam edecektir. Dolayısıyla bu belediyeler yerel seçimlere katılmalıdır" dedi.

ANKA