kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
24 Ekim 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
HAŞMET BABAOĞLU

'Veliler ve öğretmenlerin ortak eseri'

Gündem yoğun, gündem sıcak... Ekonomik kriz, Ergenekon, Aktütün, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı, DTP ve demokrasi meselesi, işkencede ölüm...
Tabii bir de gizli gündemi var Türkiye'nin...
Gazetelerin birinci sayfalarında yer almayan, televizyon haberlerine konu olmayan, fakat yaşantımızı doğrudan etkileyen gerçeklerin gündemi...
Anladım ki, geçen gün bu köşede dile getirdiğim "neden çocuklarımızın kırık notları ve sınav başarısızlığı artıyor?" sorusu da meğer bu gündemin en önemli maddelerinden birine temas ediyormuş!
İki gündür öğretmenlerden, öğrencilerden ve anne babalardan e-mektup yağıyor.
Malum yazımın çıkış noktası İzmir İl Eğitim Müdürlüğü'nün yaptığı bir anketti.
Veliler televizyon ve interneti suçlamış, öğrenciler "Evet, internet ve tv başında çok vakit geçiriyoruz" demiş ve öğretmenler de çocukların başarısızlığının esas kaynağı olarak aileleri göstermişti.
Hatırlayacaksınız, ben de ankete verilen bu cevapları topu taca atmanın ve sorumluluğu üstlenmekten kaçmanın tipik örneği olarak değerlendirmiştim.
Şimdi bu sorun hakkında çok düşündürücü ipuçları içeren iki mektubu sizinle paylaşmak istiyorum.
İki öğretmenin mektubunu...
"23 yaşında ve mesleğinde ikinci yılını yaşayan bir İngilizce öğretmeniyim. Bugünkü yazınız diğer meslektaşlarımı bilmem ama bana çok dokundu. Sakın sitem eder bir tavır içinde söylediğimi düşünmeyin bunu.
O satırlarınızda mesleğe adım attığım ilk günden beri kendimi sorgulayışlarımın yansımasını gördüm.
Öğrencilerimde beni hayal kırıklığına uğratan şey tutunacak bir idealleri ya da en ufak bir amaçları olmayışıydı. Zaman geçtikçe fark ettim ki , bu durum ailelerle biz öğretmenlerin ortak eseri...
Ebeveynler elbette çok seviyorlar çocuklarını ve onlara iyi bir gelecek hazırlamak için çalışıyorlar, o kadar ki onlara maddi yokluk göstermemek adına derin bir manevi boşluğa itiyorlar.
Öğrencilerim beni okulda kitap okurken gördüklerinde şaşırıyorlardı dahası buna şaşıran öğretmen arkadaşlarım oldu, güler misiniz ağlar mısınız?" (F.B.)
"10 yılını doldurmuş bir sınıf öğretmeniyim ve yüksek lisans tezimi 'öğrencilerin televizyon izleme profili' üzerine hazırladım. Tv'nin çocuklar üzerinde ciddi etkisi yadsınamaz ancak belirttiğiniz gibi günah keçisi haline getirmek hiç adil değil. Hele internete dil uzatmak cahilliğin göstergesidir. İnternetsiz bir çocuğun, geleceğin dünyasında ne kadar yeri olabilir ki?
Sayın Babaoğlu, çocukların tv izleme alışkanlıkları kesinlikle aileyi yansıtıyor.
Üstelik öğrencilerin oturduğu ve ders çalıştığı ortamlara yine televizyon eşlik ediyor.
Çocuklarımızı anladığımızı pek düşünmüyorum. Uluslararası sınavlarda da çok başarısızız. Mesela OECD tarafından yapılan ve sanıyorum 54 ülkenin katıldığı son PISA projesinde 53. olduk. Bunun suçlusu çocuklar ve internet değil, öncelikle biz öğretmenler ve sayın velilerimizdir. " (N.Ç)