kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
16 Ekim 2008, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Erdoğan'dan, Genelkurmay Başkanı'na destek

Giriş Saati : 16.10.2008 16:09
Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terörle mücadelenin başarısının birlikte ve ortak bir kararlılıkla karşı duruşa bağlı olduğuna işaret ederek, "Genelkurmay Başkanımız da haklı olarak buna vurgu yapmıştır. Elbette basın hürdür, eleştirme hakkı da vardır. Buna mukabil kendilerine yapılan eleştirilere de cevap hakkı vardır. Verilen cevabın üslubundan ve sertliğinden şikayet edenler önce dönüp bir de kendilerine baksınlar" dedi.

Başbakan Erdoğan, olimpiyatlarda madalya alan sporculara ödüllerinin verildiği törende terörle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye çeyrek yüzyıldır "bölücü terör belasıyla" mücadele ettiğini belirten Erdoğan, "Hiçbir insanı değer tanımayan terör örgütü insanlarımızın canına ve malına, huzuruna ve refahına, birlik ve bütünlüğümüze kast etmektedir. Kimse bunu her şeyden önce aklından çıkarmamalıdır" dedi.

Erdoğan, bu mücadelede zafiyete ve tereddüde asla yer olmadığını ifade ederek, kimsenin hükümeti ve güvenlik kuvvetlerini zaaf ve tereddüt içinde gösteremeyeceğini belirtti. Terörle mücadelede şehit düşenlere Allah'tan rahmet ve gazilere şifalar dileyen Erdoğan, terör karanlığını yok edinceye kadar, huzuru, birliği, kardeşliği, özgürlüğü ve refahın aydınlığını götürmekte kararlı olduklarını ifade etti.

"DAHA İYİ BİR YOL BİLEN VARSA ÇIKIP SÖYLESİN"

Erdoğan, bunun bireysel olarak değil milletçe hep beraber gerçekleştirilecek bir mücadele olduğunu söyleyerek, "Ve burada asla zafiyete, asla tereddüde, asla şüpheye kapılmadık, kapılmayacağız. Hiçbir şey için olması bile bunu ölümsüzlüğe koşan o kahraman şehitlerimizin aziz hatırası için yapacağız. Terörle mücadele hep söylüyoruz çok boyutludur. Bunu farklı yerlere çekmek isteyen olabilir. Ama biz bir gerçeği tespit ederek bunu söylemek zorundayız. Güvenlik kuvvetlerimiz askeri boyutunu kahramanca yürütmektedir. Aynı şekilde Polisimiz kahramanca yürütmektedir. Bunu görmemek şehitlerimize haksızlıktır.

Onlar birlik ve beraberliğimiz için şehit düştüler. Eli silahlı teröriste karşı başka bir yol bilen varsa durmasın çıkıp söylesin" dedi.

Terörle mücadelenin başarısının birlikte ve ortak bir kararlılıkla karşı duruşa bağlı olduğuna işaret eden Erdoğan şöyle konuştu:

"Genelkurmay Başkanımız da haklı olarak buna vurgu yapmıştır. Elbette basın hürdür, eleştirme hakkı da vardır. Buna mukabil kendilerine yapılan eleştirilere de cevap hakkı vardır. Verilen cevabın üslubundan ve sertliğinden şikayet edenler önce dönüp bir de kendilerine baksınlar.

Eleştirmek başka bir şeydir, ölçüsüz kampanya yürütmek başka bir şeydir. Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve onun komutlarına karşı kampanya yürütmenin bedelinin, faturasının, nasıl bir moral değer ortaya çıkaracağının hesabı acaba hiç yapılıyor mu? Acaba komutanlarımıza karşı yapılan kampanyanın cephedeki er, erbaş ve komuta kademesinin üzerinde meydana getirdiği tesir düşünülüyor mu? "

"BİZ DOĞRU YERDEYİZ GERİSİNİ YANLIŞ YERDE DURANLAR DÜŞÜNSÜN"


Başbakan Erdoğan, terörün sadece kendilerinin değil insanlığın ortak düşmanı olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

" Eğer direnci kırılacak, yaptığı iş sorgulanacak, kampanyalara hedef yapılacak biri varsa o da terördür, teröristtir. Yoksa terörle mücadele eden değildir. Teröre karşı hepimiz aynı safta olmalıyız. Bu seçim değil, insani, ahlaki ve hukuki bir zorunluluktur. Kimse terörü cesaretlendirme hakkına sahip değildir, olamaz. Terör örgütün ümitlerini ve emellerini yok etmek dünyadan ve toplumdan tecrit etmek için yürüttüğümüz mücadele, siyasi, askeri, psikolojik, sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik bütün boyutları ile devam edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Açık söylüyorum, biz haklıyız, doğru yerdeyiz. Gerisini yanlış yerde duranlar düşünsün."

(ANKA)