kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Eylül 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Düello değil boks...

Bu satırlar yazılırken, AKP'li Dengir Fırat ile CHP'nin Kemal Kılıçdaroğlu'nun kozlarını ekranda paylaşıp paylaşmayacakları henüz kesinleşmemişti.
Geçenlerde karşı karşıya gelecekleri kesinleşmişti ama Meclis Başkanı Köksal Toptan da "yapmayın, gerekirse mahkemeye gidin" diyor.
Bildiğiniz gibi ben de tartışmanın bu biçimde yapılmasına karşıyım. Çünkü " gerçeği " öğrenmek istiyorum.
Ne demek "gerçeği" öğrenmek?
Önce bir hatırlatma:
ABD senatörü Joseph Raymond McCarthy, komünistlere savaş açmıştı. Cumhuriyetçi senatörün cadı avı, 1950'de başlayıp, 1957'deki ölümüne dek sürdü. McCarthy, ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş'ın simge isimlerinden biridir.
Tam bir demagog olan McCarthy'nin en ünlü vukuatı, " Devlete sızan tam 205 komünistin listesi elimde" diyerek bir listeyi objektiflere doğru sallamasıydı.
McCarthy gerçekten " sallıyordu " çünkü o kâğıtta yazılanların, " temizlemeye gönderdiği çamaşırların listesi " olduğu daha sonra anlaşıldı.
Ama işten geçmişti: McCarthy'nin konuşmasından geriye, yüzlerce komünistin devlete sızdığı "yalanı" kalmıştı.
'Dünya Polemik Tarihi' böyle örneklerle doludur. Asıl hedefi gerçeği bulmak değil, rakibini zor durumda bırakarak halkın desteği almak olanlar, hep bu tip yollara başvurur.
Fırat'ın ya da Kılıçdaroğlu'nun, " İşte ispatı " diye kameralara doğru sallayacağı belgeleri önümüze koyup incelemek, 'sahih' olup olmadıklarını anlamak, gerçekten sözünü ettiği olayın kanıtı mı, yoksa başka bir şey mi olduğu tartmak mümkün olmayacak ki!
Gazeteler bu olaya " düello " adını veriyor. Düellodan beklenen bir tarafın ölmesi, diğer tarafın sağ kalmasıdır. Yani bir ak-kara vaziyeti.
Oysa bu bir " boks " karşılaşması: Belki biri kazanabilir ama neticede iki tarafın ağzı burnu dağılır.
Bense iki siyasi boksörün birbirini kan revan içinde bırakmasını seyretmek değil, sadece gerçeği bilmek istiyorum.
"Gerçeği boş ver, gel maçı seyredelim" derseniz, ona da hayır demem elbette.