kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
24 Eylül 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Hesaplaşma yeri televizyon olamaz

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın 'uyuşturucu kaçakçılığı' yaptığını ima etti. Tabii ortam müthiş gerildi.
Taraflar atışmaya başladı. Fırat, Kılıçdaroğlu'na " Bay Müfteri " dedi, Kılıçdaroğlu ise onu " Bay Baron " ilan etti.
Fırat rakibi televizyonda tartışmaya çağırdı. Kılıçdaroğlu önce kabul edip sonra ekrana çıkmadı.
Ama şimdi, eğer bir değişiklik olmazsa, perşembe günü kozlarını kameralar önünde paylaşacaklar.
Bu tip tartışmalar konuya açıklık getirir mi?
Mesela Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek ile gazeteci Emin Çölaşan kapışmıştı. Ekrana çıktılar.
Birbirlerine bağırıp durdular. Belgeler filan gösterdiler ama ekranın mantığı gereği bunları incelemek mümkün olmadı.
Ertesi gün Gökçek'in içinde yer aldığı siyasi ideolojik kamp Gökçek'in Emin Çölaşan'a haddini bildirdiğini yazdı.
Ama aynı şeyi karşı taraf da yaptı: Gökçek'e ağzının payı verilmişti.
Bense hiçbir şey anlamamıştım.
Siyasetçiler ağzı laf yapan insanlar.
Eğer gerçeği arıyorsanız, Fırat ve Kılıçdaroğlu tartışmasından bunu asla öğrenemezsiniz.
Onlar kapışırken ekran bir tiyatro sahnesine dönüşecek; oyuncular rollerini oynayacak.
Program bittiğinde ise ne AKP'liler fikrini değiştirecek, ne de CHP'liler.