kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
30 Ağustos 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Esra-Ceyda kardeşler, "Türkiye'nin bize ihtiyacı vardı," diyor.

Herkes birbirini emzirse, hiç kimse aç kalmaz

Sami TOSUN
Güncelleme : 29.08.2008 18:58
E, sayın okurlar, dünyanın en acayip işleri sadece bizim memleketimizde olacak değil ya, bakın, Britanya'da mukim GMTV'nin sunucusu 41 yaşındaki Kate Garraway, emzirmeyi teşvik etmek için bir buzağı emzirmiş. Kate, "Bebeklerini inek sütüyle besleyen annelere inanamıyorum. Sırf kendi canı acıyacak diye memesiyle çocuğunu emzirmeyen annelerin bu konuda eğitilmeye ihtiyacı var," demiş. Tabii, bu arada, emzirilen buzağının yeterli beslenip beslenemediği konusunda bir fikrimiz yok... Evet, sürreel bir çağda yaşıyoruz efendim. Fakat bizde yaratıcılık konusunda sıkıntı yaşanıyor. Neredeyse son çeyrek asırdır kendisi hakkında sürekli 'yavrulama' haberi yayınlanan ve bu haberlere sürekli 'bozuk çalan' Seda Sayan, geçtiğimiz hafta sahneden yine, "Burnuma yemek kokuları geliyor, hamileyim galiba," gibi laflar etti. (Geri kalmayacağını düşündüğümüz diğer isimlerden de açıklama bekliyoruz tabii.) Seda Hanım mutat olarak bu açıklamaları yapıyor ve artık bizi baygınlığa sevk ediyor. Halbuki bakın elin İngilizi gündeme gelmek için ne güzel buzağı emziriyor, sosyal mesaj veriyor. Bizde de, ne bileyim, birileri sıpa falan emzirse, şu 'Yavrulamak üzereyim' haberlerini aşabilsek, çıta yükselse... Ne güzel olur...

BÖYLE VATANDAŞ LAZIM
Ama bizim gösteri dünyamız giderek dibe vuruyor. Biz Safiye ile Faik standardına mahkûm olmuş bir ülkeyiz. Faik Bey'i şarkıcı yapmaya çalışan bir milletin evlatlarıyız. Ama siz daha durun! Bu hiçbir şey değil. Elalem buzağı emzirip sosyal mesaj veriyor ya, bizde, bir yumuşakça olduğuna bakmaksızın ahtapot emzirmeye kalkanlar ve ünlü olmaya çalışanlar çıkabilir. Sosyal mesaj? Sosyal mi kalmış ki, mesajı olsun!.. Evet, şu malum şarkı çığırma yarışmasında, 'işadamı' olduğu söylenen Faik Bey'le, ki biz kendisinin bir işadamlığını göremedik, birden hayatımıza hışımla dalan Esra-Ceyda kardeşler arasındaki söz düellolarından çıkardığımız sonuca göre, memleket daha saçma yerlere doğru gidiyor. "Bu kız kardeşler nereden çıktı?" diye soranlara kendileri zaten en güzel cevabı vermiş bulunuyor. "Türkiye'nin bize ihtiyacı vardı. Kriz, enflasyon, üzücü haberler çok can sıktı," diye açıklamalar yapmışlar. Bunları işittikten sonra, ne yalan söyleyeyim, kendi kendime, "Yahu Tosun, toplumsal hayata dair hissettiğin milli boşluk bu muydu yoksa?" diye düşündüm. Hakikaten olabilirdi!.. Çünkü diyorlar ki, "Bütün günümüzü alışveriş merkezlerinde geçiririz. Bir kere alışveriş merkezinde kapalı kaldık, bizi kurtardılar," demeçleri vermekten de geri durmuyorlar. İşte Türkiye'nin böyle vatandaşlara ihtiyacı var. Bütün günlerini alışveriş merkezinde geçirecek, hatta kendilerini kaybedip orada tıkılı kalacak, böylelikle kriz ve enflasyon meselelerini ortadan kaldıracak, seçkin vatandaşlar!.. Milli ekonomi!..

PORNOM ÇIKSIN DAHA İYİ
Ha, bu arada, alışveriş merkezinde tıkılı kalıp kurtarılmayı bekleyen Esra ve Ceyda, kendilerine aptal sarışın diyenlere çok gülüyorlarmış, öyle diyorlar. İşte milli şuur da budur!.. Biri üniversite bile bitirmiş. "Okulu bitirmek için finallerden önce profesörlere 'çok yakışıklısınız' diye mesaj atardım. Bilkent turizmi başarıyla bitirdim," diyor. Özel üniversitelerle büyük aşama kaydeden bir milli eğitim!.. Bakın, bu hemşirelerden biri geçenlerde katıldıkları bir canlı yayında ne dedi: "Faik'le aynı haberde yer alacağıma porno kasetim çıksaydı daha iyiydi!" E tabii. Artık hayat böyle bir şey... Her an her yerden Faik de çıkabilir, porno kasetler de... Belki de, ahlak alanında milli duyarlılığımızı artırmak, konuya dikkat çekmek için Faik Abi, Esra ile Ceyda'yı emzirmeliydi!.. Çünkü ne bileyim, ipin ucu kaçtı gibi geliyor bana... Misal, şahsen zihnimde hep tavuk imgesiyle yer etmiş peluşlu 'ilişki gurusu' -ya da benim tarafımdan bakarsak ilişki gurultusuİlhan Uçkan'ın ne tür bir kocası olduğunu merak ederdim. Beraberce gazetemize röportaj vermişler. İlk tanıştıkları an itibarıyla eve kapanıp üç gün konuştuklarını ve üç gün seviştiklerini anlatmışlar. Allah artırsın... Da, ya bu detaylara girmesinler ya da hazır girmişken daha fazla ayrıntı versinler, diye düşünmeden de edemedim. İp gidiyorsa, kovaların kabahati ne? Evet efendim, bu yazıdan çıkarılabilecek sosyal sonuç: Malakları emzirelim...