kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Ağustos 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Hayal gücü ve insanın yücelişi!..

Ortaokuldaki hocasını hiç unutamıyor Michael Phelps!.. Amerikan okullarında herkes spor yapar.. Engelliler, özürlüler dahil.. Sistem öyledir, kafa öyledir, düzen öyledir. Spor o ülkede bir yaşam tarzıdır çünkü..
Böyle bir ortam içinde küçük Michael spordan söz edince "Hayal bile etme" demiş, hocası, önemli ruhsal sorunları olan öğrencisine.. Ne biçim hocaysa artık..
8'inci altınını da alıp, dünya spor değil, insanlık tarihinin en önemli rekorlarından birini kırdıktan birkaç dakika sonra oturduğu basın toplantısında o hocasını anlattı dünyaya..
"Hayal bile etme" diyen hocasını unutamadığını anlattı.. Ve de.. Hayallerine nasıl sınır tanımadığını anlattı..
Kaç kişi inanıyordu ki ona, "Pekin'den sekiz altınla döneceğim" dediğinde..
Dediği insanüstüydü çünkü..
"Hayal bile etmesin" diyordu Michael Johnson "Bolt senin 19.32'ni kırabilir mi" dediklerinde, yarıştan iki saat önce..
19.32'nin kendisi hayal bile edilmeyecek bir dereceydi zaten.. Johnson da bunu en iyi bilen adamdı.. Bu akıllara durgunluk veren hıza hangi koşullarda ulaşıldığını en iyi bilen adam.. "Olmaz" diyordu, 8 sene evvel bizim dediğimiz gibi..
Üstelik Cüneyt Ağbi, Kenan, Nuyan Ağbi, ben, o 1996 Atlanta sabahında tarihi bir olaya şahit olacağımızı biliyorduk.
Dev basın merkezinde bir ekran duvarı var. O anda yapılan tüm spor müsabakalarını o duvara yerleştirilmiş ekranlarda izleyebiliyorsunuz.. En ön sırayı biz Türk gazeteciler kapmıştık. Her sabah orada buluşuyor, yazıları orada yazıyor, bu arada olup biten her şeyi de seyrediyorduk. Bu ekran duvarı çoğumuzu tembelliğe de sevk etmişti. Klimalı salonda tüm yarışmaları izlemek mümkünken, kalk kötü bir otobüsle kilometrelerce git, yarım saat kızgın güneşte polis kontrolü kuyruğunda bekle.. Hele atletizmse, saatlerce gene kızgın güneş altında otur.. Nerdeyse karaborsaya düşen sayılı basın atletizm koltuklarında bize düşenler, dördümüz dışında boş oluyordu hep.. Gelmiyordu kimseler.. Ama o gün dolmalıydı.. Ekran duvarı önündeki masadan kalkarken, Cüneyt Ağabey'le birlikte bağırdık..
"Tembellik etmeyin. Kalkın gelin. Bugün Michael Johnson tarih yazacak!.."
Yazdı da.. Ama 19.32, tarihin de üstünde bir şeydi.. Skorborda inanmaz gözlerle baktık, baktık, sonra aramızda karar verdik.. "Biz bu rekorun kırıldığını görmeyiz!.."
Kenan ve Cüneyt Ağabey göremediler, gerçekten.. Ama Nuyan Ağbi ve ben gördük..
Ussain Bolt'un "Hayal bile edilmez" rekoru nasıl parçaladığını gördük.. Hem de karşıdan esen rüzgâra rağmen.. Hem de beş gün içinde sekizinci olimpik koşunun yorgunluğu içinde.. Şimdi 19.30'un altına inilmesi bekleniyor üstelik, hayal mayal değil!..
"Hayal bile etme" diyenlerin, çok bilmiş çok bilmiş, parmak sallayarak "Haddini bil" diye insanlara sınır biçenlerin suratlarına müthiş tokatlar attı, Phelps ve Bolt!.. İnsanın, insanın yücelişinin sınırının olmadığını kanıtladılar.
"Hayal bilimden öndedir" diyen Einstein'in ne kadar haklı olduğunu gösterdiler.
Bolt Jamaicalı, Phelps Amerikalı!..
Hayır!..
İkisi de insan.. Biz, hepimiz gibi..
Onların yücelişi, insanın yücelişi, yani, senin, benim, hepimizin yücelişidir.
İşte Olimpizm budur. Olimpizm ruhu, Olimpizm Felsefesi budur..
Olimpizm, hayallere sınır tanımamaktır. Olimpizm insanın yücelişidir!..