kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 2 Ağustos 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Alevler arasında can pazarı

Yeni Haber
Antalya'da önceki gün başlayan orman yangını, bölge halkının da yaşamlarını alt üst etti. Evleri, ahırları, hayvanları ve tarım arazileri yanan köylüler, bir anda her şeylerini yitirmiş olmanın travmasını yaşıyor.

Çevre Bakanı Veysel Eroğlu, "3500-400 hektar verimli alan yandı" dedi.

Bölgedeki AA muhabirleri, bir yandan yangın söndürme çalışmalarını izleyip, görüntü ve haber toplarken, bir yandan da evleri, tarlaları yanan insanların gözyaşlarına tanık oluyorlar. Vatandaşlar, dertlerini gazetecilere, kameralara anlatarak, duygularını ifade etmeye çalışıyorlar.



''YANGIN, KISMEN BÜYÜK ÖLÇÜDE, KONTROL ALTINA ALINMIŞTIR''

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Antalya'nın Manavgat ve Serik ilçeleri arasında 31 Temmuzda başlayan orman yangınının, üç nokta hariç olmak üzere ''kısmen, büyük ölçüde'' kontrol altına alındığını bildirdi.

Bakan Eroğlu, Antalya'ya gelerek, Orman Genel Müdürü Osman Kahveci ile birlikte yangın bölgesinde helikopterle havadan inceleme yaptıktan sonra Manavgat'a bağlı Taşağıl beldesinde Orman İşletme Müdürlüğü'nde basın toplantısı düzenledi.

Bakan Eroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün kendisinden yangınlarla ilgili bilgi aldığını, bugün de havada inceleme yaptıktan sonra Başbakan Erdoğan'ı arayarak, bilgi aktardığını söyledi.Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak ile de görüştüğünü belirten Bakan Eroğlu, şu bilgileri verdi:

''Başbakanımız ile de görüştüm. Kendisi bilgi aldı. Pazartesi günü Bakanlar Kurulu'nda yangınla ilgili detaylı bilgi vereceğim. Bayındırlık ve İskan Bakanımız, Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün ekiplerini bölgeye gönderiyor. Yangından mağdur olan vatandaşlarımıza gereken yardımı yapacağız.''

Bakan Eroğlu, ekiplerin büyük bir gayretle, gece gündüz çalışarak yangını söndürmek için mücadele ettiklerini ve önceliği yerleşim birimlerini alevlerden korumaya verdiklerini belirterek, şöyle konuştu:''Bütün kamu kurum ve kuruluşları, çok büyük gayretle çalışıyor. Yangın, kısmen büyük ölçüde, (üç nokta hariç olmak üzere) kontrol altına alınmıştır. Yangın bazı bölgelerde, atlayarak bölük pörçük, devam ediyor. Helikopterle inceleme yaparken de gördüm. Alevler bir anda 200 metre ileriye sıçrayarak, tarlayı tutuşturdu. Yangın üç noktada yangın devam ediyor. Bunlar Köprüçay, Taşağıl ve Karataş bölgeleridir. Alevlerin önünü kesme gayretindeyiz.''

''ŞU ANA KADAR CAN KAYBI BİLGİSİ GELMEDİ''

Bakan Eroğlu, dün gece ekiplerin, vatandaşların canını korumak uğruna çalışırken, tehlike atlattıklarını, Orman Genel Müdürü Osman Kahveci'nin de içinde bulunduğu helikopterin de, rüzgarın aniden yön değiştirmesi yüzünden büyük tehlike atlattığını ifade etti.Bakan Eroğlu, yapılan ilk tespitlere göre, çoğunluğu Karataş köyünün Macarlar mahallesinde olmak üzere 59 evin tamamen, bir evin de kısmen yandığını açıkladı.

Rüzgarın hızının zaman zaman 40-50 kilometreye ulaştığına da işaret eden Bakan Eroğlu, rüzgarın hızını düşürmesi halinde, akşam saatlerine doğru veya yarın yangını tamamen kontrol altına alabileceklerini kaydetti.Bakan Eroğlu, güvenlik güçlerine şu ana kadar can kaybına ilişkin bilgi gelmediğini, kaybolduğu iddia edilen iki kişinin arandığını, bu kişilerin bir yakınlarının yanına gitmiş olabilecekleri ihtimalinin de değerlendirildiğini kaydetti.

KENDİSİNİ ŞANSLI SAYIYOR

Karataş Köyü Macarlar Mahallesi'nde oturan ve sadece ahırı yandığı için kendisini şanslılar arasında kabul eden Gülizar Yılmaz, mahalle halkının yarısının oturacak evlerinin kalmadığını, büyük ve küçükbaş hayvanlarının telef olduğunu söyledi. Ahırının yanmasına rağmen hayvanlarının kurtarıldığını belirten Yılmaz, ''Tek geçim kaynağımız olan hayvanlarımızı alevlerden zarar görmeyen Humkallar Mahallesi'ndeki akrabamın ahırına götürdük'' diye konuştu.





Ahırını söndürme çalışmaları sırasında, eşi Şaban Yılmaz, oğulları Mustafa ve Gökhan Yılmaz ile damadı Osman Çıtak'ın dumandan etkilendiğini söyleyen Gülizar Yılmaz, ''Onları hastaneye kaldırmıştık. Ama şimdi durumları iyi. Serik'te bir akrabamızın evinde kalıyorlar'' dedi.

''KENDİ ÇABALARIMIZLA KURTARDIK''

Macar Mahallesi sakinlerinden Abdi Şimşek de, yangın söndürme çalışmaları sırasında ekiplerin kendilerine hiç yardımcı olmadığından şikayetçi oldu.Ekiplerin, köylerinin yanmasına göz yumduğunu iddia eden Şimşek, ''Burada kurtarılan her ne varsa, hepsi de kendi çabalarımızla oldu. Bir de sularımız kesikti. Kuyulardan su çekerek, alevleri söndürmeye çalıştık'' dedi.

Şimşek, köylünün hasadını yaptığı buğdayı, mutfağındaki gıda malzemelerini bile kurtaramadığını belirterek, ''Bundan sonra ne yapacağız bilmiyorum'' diye konuştu.

BÜTÜN BİR KÖY YANDI

Köydeki pek çok kişinin sadece üzerlerindeki kıyafetlerle kaldığını söyleyen Nail Temiz de, söndürme çalışmaları sırasında orman ekiplerinin ilgisiz kaldığını savunarak, ''Orman işletmesinden şikayetçiyim. Bakan'dan da şikayetçiyim. Burada bir iki ev değil, bütün bir köy yandı. Ama hala hiç kimse durumun farkında değil'' dedi.

YALNIZCA BİR İNEK KURTARABİLDİ

Evinin ve ahırının tamamen yandığını söyleyen Ayşe Çoban ise sadece bir tek ineğini kurtarabildiğini anlattı.

GÖZYAŞLARI İÇİNDE ANLATIYOR

Geceyi kayınvalidesinin evinde geçirdiğini, ancak bundan sonra ne yapacağını bilmediğini söyleyen Çoban, alevler arasında yaşadıklarını da göz yaşları içinde anlattı. Çoban, ''Kimse bize yardım etmedi. Herkes kendi çabasıyla bir şeylerini kurtarmaya çalıştı. Benim de geriye bir tek ineğim kaldı. Ne evim var, ne mutfağım, ne yatağım, ne giyeceğim...'' diye gözyaşı döktü.

Köyde yaşayan babasının evi yandığı için Serik'ten Karataş Köyü'ne geldiğini anlatan Ahmet Şimşek de kendilerine şu ana kadar hiçbir sosyal yardım yapılmadığını öne sürdü. En büyük zararın Karataş Köyü'nde yaşandığını, ancak hiçbir yetkilinin gelmediğini vurgulayan Şimşek, ''Babamın ahırı, evi yandı. Köydeki pek çok insan gibi şimdi o da perişan durumda. Yangının üzerinden 3 gün geçmesine rağmen, köye yetkililer gelmedi'' iddiasında bulundu.

GELİNLİK KIZIN ÇEYİZİ YANDI

Manavgat Taşağıl Beldesine bağlı Kaymaz Mahallesi, Alibozlar mevkisindeki evinin bazı bölümlerini, ahırını, bahçesini kaybeden, tavukları telef olan parkinson hastası Ali Boz Yılmaz da gece boyu söndürme ekiplerinin gelmesini beklediklerini, ancak kimsenin
gelmediğini belirtti.

Sabaha kadar hiç uyumadığını söyleyen eşi Ayşe Yılmaz da kızlarının çeyizlerinin bile yandığını söyledi. Yılmaz, ''Ben o çeyizleri ne emeklerle hazırladım. Ama evimle birlikte onlar da bir gece de bitti. Yine de çocuklarımı, kocamı kurtardım. Buna da şükürler olsun'' dedi.

KAYBOLAN İKİ KİŞİ

Bu arada, Karataş köyünde 3 gündür haber alınamayan Ali Deniz ile Osman Kahya'yı arama çalışmaları jandarma ekiplerince sürdürülüyor.
Jandarma ile amcası Osman Kahya'yı arayan Ahmet Kahya şunları söyledi:

''Yangının ilk günü amcam evi boşaltıp köyden ayrılmış. Tam köyün çıkışında bir şey unuttuğunu söyleyerek eve dönmüş. İlk gece yangın sırasında köylüler onu eve girerken görmüşler. Kendisinden bir daha
haber alamadık.
''

YANMIŞ BİR CESET BULUNDU

Antalya'nın Serik ilçesinde devam eden orman yangınında kaybolduğu bildirilen bir kişinin cesedinin bulunduğu bildirildi. Alınan bilgilere göre, Karataş köyünde kayıp olduğu bildirilen iki vatandaştan birisinin cesedine ulaşıldı. Ancak tamamen yanık vaziyette bulunan cesedin kimlik tesbiti yapılamadı.

AA