kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Temmuz 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Günaydın 
Prof. Dr. Tevfik Özlü
Sağlık Hakkı

Bir kamu görevlisinin halka eziyet etmeye hakkı yoktur

* Bir yakınımı götürdüğüm Tokat Doğum ve Çocuk Bakımevi'nde, bir bayan memurun şahsıma ve diğer hastalara karşı küçümser ve sinirli tavırları beni çok üzdü. Ne yapabilirim? Özlem İ./Tokat

Uygar bir insan karşısındaki kişilere saygılı davranır. Birlikte yaşamanın temel gereği budur. Kent yaşamında hiç kimse kendi başına yeterli olmamaktadır. Herkes birbirine muhtaçtır. Herkes bir başkasının ihtiyacını karşılamaya yönelik bir mesleği icra eder. Üretilen hizmet veya ürünler, hakkaniyet ve adalet ölçüleri içerisinde değiştirilir. Bu değişimin sağlıklı yürütülebilmesi karşılıklı iyi niyet ve saygı gerektirir. Karşısındakilere saygı duymayan, başkalarından saygı bekleyemez. Böyle davranıldığında toplumsal ilişkiler kaotikleşir. Bencil, kaba, hırçın kişiler; hem kendileri huzursuz olurlar, hem de çevrelerindeki herkesi rahatsız ederler.

KABA DAVRANAMAZLAR
Kamu görevi yapan kişilerin herhangi bir kişiden çok daha fazla sorumlulukları vardır. Bulundukları yer ve üstlendikleri yetki, kendilerinden hizmet alan halka eziyet etmeleri, onlara tepeden bakmaları için değil; bilakis onların ihtiyaçlarını karşılamaları ve gereken hizmeti sunmaları için verilmiştir. Mesai saati içerisinde, görev esnasında kendisinden hizmet almak için başvuran kişilere bağırıp çağırmak, kaba davranmak, 'sen' diye hitap etmek, emir kipiyle konuşmak, onlara kendi emir ve komutası altında çalışan esir muamelesi yapmak ya da 'Nasıl olsa işin benimle bitecek, bana muhtaçsın' tavrı içerisine girmek; bir kişinin kamu görevini taşıma bilincinin ve kişisel yeterliliğinin olmadığını gösterir.

DUYARLI OLMAK ŞART!
Güler yüz ile tatlı dili; Tanrı'nın yarattığı en değerli varlık olan insandan, hele de hastane koridorlarında şifa arayan hastalardan esirgemek insan olana yaraşır mı? Maymun ağaca tırmandıkça poposunun pembesi görünürmüş. Bazı ham ruhların da, kamu görevine atanmalarından ve hele biraz otorite, kıdem ve kariyer sahibi olmaya başlamalarından itibaren, içlerindeki yontulmamış kişilik açığa çıkıveriyor. Ne var ki, sorumluluğu sadece 'gelişmemiş kişiliğe' veremeyiz. Her kamu kurumunun yöneticisi, kurumunda her kademede verilen hizmeti denetlemek ve kurum içinde vatandaşın yaşadığı sorunları görüp çözmek zorundadır. Bu genel tespitlerden sonra okuyucumun aktardığı olaya gelelim. İlgili üçüncü kişilerin ve karşı tarafın bilgisine başvurmadan somut olayla ilgili bir yorumda bulunmam doğru olmayacağından, kendisine adı geçen hastanenin 'Hasta Hakları Birimi'ne veya Başhekimliği'ne başvurmasını öneriyorum.