kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Haziran 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Kadın kadına cinsellik öyküleri

MÜJGÂN HALİS
Dört akademisyenin Türkiye'nin çeşitli yerlerinden kadınlarla yaptığı cinsellik sohbetleri, İşte Böyle Güzelim adıyla kitaplaştı. Mağduriyet yaratmadan da cinselliğin konuşulabileceğini söyleyen yazarlar, kitabı aynı zamanda okuma tiyatrosu olarak da çeşitli kitlelerle tartışıyor..
İLİŞKİLİ HABERLER
Kadın kadına cinsellik öyküleri
"Ben bedenimle çok geç tanıştım. Bedenim kostümüm gibiydi kendimi bildim bileli. Ona dokunmak, onu tanımak çok uzaktı benim için. İlkokulda âşık olduğum sınıf arkadaşıma kalpli mektup yazdığım için orospu olacağımı duydum..." Cinselliğe bakışını böyle anlatıyor 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Gülfidan. Hasta bakıcılık yapan 45 yaşındaki Ceylan ise, erkeğin isteği olarak tanımladığı cinsellik hakkında şunları düşünüyor: "Ben istemezsem de olurdu tabii. Zaten çocuklar olmuş. Çocukların bile nasıl olduğunu bilmiyorum ben. Hangi zevkten bahsediyorsun sen?" Aynı yaştaki doktor hemcinsi Sibel'in kurduğu cümleler ise çok daha şaşırtıcı: "Ben aslında cinsel ilişkinin adının orgazm olduğunu zannediyordum. Ve cinsel ilişkiden zevk alınabileceğini hiç hayal etmiyordum. Bu işten sadece erkekler zevk alır, diye düşünürdüm." Bir başka doktorun, 47 yaşındaki Nuran'ın cinselliğe bakışını da alıntılayarak konuya girelim: "Erkekleri hiç sevmedim. Kadınları da. Bir erkeğin cazibesine kapılır, kontrolü elden kaçırırım diye hep onunla sevişmeyle geçebilecek bir geceyi, kıllarımı aldırmadan geçirdim. Kıllarımın durumunu hatırlayarak ona 'Hayır,' demek daha kolay olurdu."

CİNSELLİK ATLASI
Bu cümlelerin tamamı cinselliği tartışmak isteyen kadınların sözlerinin bir araya geldiği bir kitaptan. Cinsel deneyimleri mağdur olmadan tartışmak istediğini söyleyen dört feminist kadın, Türkiye'nin cinsellik atlasını çıkarmak için yola çıktılar, beş yıldır birlikte yürüttükleri bir çalışmayı İşte Böyle Güzelim adıyla kitaplaştırdılar. Yazarlardan Hülya Adak ve Ayşe Gül Altınay, Amerika'da kaldıkları yıllarda Vajina Monologları'ndan etkilenerek başlattıkları çalışmaya daha sonra iki öğrencilerini de kattılar. Şimdilerde biri Berkley'de diğeri de San Diego'da doktora yapan Esin Düzel ve Nilgün Bayraktar'la birlikte sadece vajinalardan değil, genel anlamda cinsellikten bahsetmek istediklerine karar vermişler ve işe girişmişler.

RUMUZLU KADINLAR
Kadınlara cinsellik hikâyelerini anlatan dört kadın, işe kendilerinden başlamışlar, önce kendi hikâyelerini anlatmışlar birbirlerine. Konuştukları bütün kadınların hep erken dönemlerden bahsettiklerini, şimdiyi anlatmaktan kaçındıklarını ve bekaret ile ilk deneyimin herkesin takıntısı olduğunu fark etmişler. Türkiye'nin birçok ilinde birçok meslek grubu, eğitim düzeyi, etnik köken ve yaştan kadınlarla konuşmuşlar. Konuşmaları bitirip, deşifre ve redaksiyon sürecinden geçirdikten sonra da, tekrar hikâye sahiplerine sunmuşlar ve onların onayını almışlar. Onaylayan kadınlar ise kendilerine bir rumuz seçerek yayınına izin vermişler. Yazarlardan Hülya Adak her kadının cinselliğe farklı bir pencereden bakmalarını sağladığını anlatırken, "Birbirinden farklı hikâyelerde kendimizden parçalar görebildiğimize şaşırdık," diyor. Cinsellik üzerine yapılan sohbetlerin çağrışımlarının da başka başka olduğunu anlatan Adak, "Kimimiz hazlarımı dillendirdik, pek çoğumuz da haz alamayışlarımızı, bizden sakınılanları, tenimize ve ruhumuza kazınan yaraları," diye konuşuyor. "İşte böyle güzelim" bir kadının hikâyesini anlatırken kullandığı son söz ve kitaba isim olmuş.
Haberin fotoğrafları