Yıldızlar ölmez sonsuzlukta kayar...

Yönetmenliğini Carl Reiner'in yaptığı "Oh God" (Aman Allah) filminde, ufak tefek, peruklu, gözlüklü, çelimsiz Arthur Burns, dünyaya inip mesajını iletmeye çalışan Tanrı rolündeydi.
Bu filmde babasını otomobilin ön koltuğunda bekleyen küçük çocuk canı sıkılınca "Aman Allahım" der... Buna arkadan "Beni mi çağırdın" sesi gelince, döner bakar ve çelimsiz Arthur Burns'ü görür.
- Sen O olamazsın, Tanrı güçlüdür, saçları, sakalları vardır, diye itiraz eder çocuk.
Tanrı rolündeki Arthur Burns bu tepkiyi duyunca güler,
- Sen beni Charlton Heston' la karıştırıyorsun, der.
İşte bu Charlton Heston 84 yaşında öldü.
"Hz. Musa" denilince (On Emir) akla ilk gelen görüntünün sahibiydi Charlton Heston... Ya da Ben Hur'du, El Cid'di.
Hani bizde "Fabrikatör baba" denilince kimse Vehbi Koç'u düşünmez, herkesin aklına Hulusi Kentmen gelir ya.
Sinema işte böyle bir şey.
"Mafya Babası" denilince ister istemez "Godfather" daki Marlon Brando'yu düşünmez misiniz?
Tayland'ın (Siam) kralı olmaya "The King and I" ın Yul Brynner'i mi, yoksa şimdiki gerçek kral Bhumibol Adulyadej mi daha uygundur.
Evet... Benim sinemalarımın arkeologu da Harrison Ford'dur.
Charlton Heston'la birlikte, canlandırdığı bütün tarihi kişiler de bir kez daha ölmedi mi?