kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Nisan 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

Bir yastıkta aynı rüyayı görmek imkânsız mı?

Zaten toplumsal yapımız kötümserliğe dönüktür.
Siyasetteki ve ekonomideki gelişmeler, kötümserliğimize tüy dikmedi mi?
Hiç duymadınız mı?
Hanımlar aralarında bir akşam önce gittikleri filmi şöyle değerlendirmez mi?
- Çok acıklı bir filmdi. Doya doya ağladık. Çok iyi vakit geçirdik.
Ya da sınıfta sıra arkadaşınızın söylediği bir söze gülünce öğretmeniniz sizi hiç şöyle azarlamadı mı?
- Karı gibi gülme öyle!
Rahmetli Vasfi Rıza Zobu'ya ait anekdotları hatırlıyorum bugünlerde.
Eşi Rukiye Zobu'ya sormuştuk:
- Vasfi Bey sahnede herkesi güldürdüğü gibi evde de sizi güldürür mü?
Kadıncağız bu sorumuza acı acı gülümseyerek şu cevabı vermişti:
- Vasfi Bey evde dram oynar!

Tatlı sözler
Bir yaz gecesi karı koca deniz kıyısında yan yana oturmuşlar, mehtabın denize yansımasını seyrediyorlarmış.
Rukiye Hanım, Vasfi Bey'in elini tutmuş, mırıldanmış:
- Bana tatlı bir şeyler söyle...
Vasfi Rıza eşinin yüzüne şöyle bir bakmış. Sonra...
- Baklava, demiş.
Acaba bugün için tatlı bir şey söylemeye kalkışsak, ne derdik?
Yargı, demokrasiyi rejimin tehdidi olarak görebiliyor. Ülke yönetilemez hale gelebileceği için, ekonomi de iç ve dış gözlemciler tarafından "kırılgan" olarak görülüyor. Enflasyon canavarı yine başını göstermiş...
İyi haber Fenerbahçe'nin galibiyetiydi.
Onu da damardan Fenerbahçeli Cengiz Çandar, Referans'taki yazısında şöyle değerlendirmiş:
- ...Fenerbahçe'nin Brezilyalı ağırlıklı bir futbol takımı ile Türkiye'yi Avrupa'da taşıması...
Cengiz Çandar'ı haklı bulmak mümkün olabilir mi?

Bir yastıkta aynı rüya
Keşke siyasetçilerimiz Arjantinli ağırlıklı ve yargıçlarımız da Patagonyalı ağırlıklı olsalardı ve Türkiye'yi Avrupa'da taşısalardı.
Bugünlerde hep sahnelerden sonsuz göç etmiş sanatçıları hatırlıyorum.
Rahmetli İsmet Ay, annesinin çeşitli olaylar karşısında gösterdiği tepkileri anlatırdı.
Bir düğünde, evlenen çift için "Bir yastıkta kocasınlar" dileğini seslendiriyormuş konuklar.
İsmet Ay'ın annesi sinirlenip, bağırmış:
- Herkes bir yastıkta kocayabilir. Marifet bir yastıkta aynı rüyayı görebilmektir!
İsmet Ay, annesinin hep eski günlerden, hatıralarından söz etmesinden sıkılmış.
Annesine "Biraz da yeni şeylerden konuşsan olmaz mı" deyince, annesi boynunu bükmüş, "Hatıralar ihtiyarların bastonudur, demiş.

Bayar'ın
yetkileri
Bayar 100 yaşındayken onunla söyleşi yapıyordum. Atatürk'ün başbakanı oluşunu şöyle anlatmıştı:
- Atatürk'e, başbakan olarak yetkilerimi sordum. "Valileri, polis müdürlerini ben tayin ederim, onlara karışma... Büyükelçileri ben tayin ederim, dış politikayı ben belirlerim, ona karışma... Orduda terfileri tayinleri ben yaparım, ona da karışma" dedi...
Bütün bunları düşününce yapacak şeylerin fazla olmadığını görüyorsunuz.
Bir alternatif, güftesi Baki Süha Ediboğlu'na ait Selahattin Pınar'ın Hisarbuselik şarkısını Müzeyyen Senar'dan dinlemektir:
"Beni de alın ne olur koynunuza hatıralar
Dolanıp kalayım bir an boynunuza hatıralar"
Bir diğer alternatif de Amerikan malı "Kötü haber-İyi haber" fıkralarına sığınmaktır.
Adam geçirdiği motosiklet kazası ertesinde, gözünü hastanede açmış. Başucunda duran doktora "Durumum nasıl" diye sormuş.
Doktor "Bir kötü, bir iyi haberim var" demiş ve şöyle devam etmiş.
- Kötü haber, bacağınızı kestik... İyi haber, çizmelerinize yandaki yatakta yatan hasta çok iyi fiyat veriyor.