kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Mart 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Burcu Kara: Türkiye’nin en ünlü yapımcı yönetmenleri bana "Sende korkunç bir ışık var. Işık çok önemli. Çok yüksek yerlere geleceksin" dedi. Bunlar beni çok motive etti.

Bu camianın bedelini acı çekerek mi ödeyeceğim?

Oyuncu Burcu Kara, nişanlısı Yavuz Bingöl'den ayrılığının iç yüzünü Hülya dergisine anlattı: Biz fikir ayrılıkları yaşadığımız için ayrıldık. Nişanlısından ayrılan tek ben miyim? Bu camianın içinde olmanın bedelini acı çekerek mi ödemek zorundayım?..
Evlilik hazırlıkları yaparken, ani bir kararla nişanlısı Yavuz Bingöl'den ayrılan Burcu Kara, ayrılığın perde arkasındaki ihanet ve dayak dedikodularıyla ilgili Hülya dergisinden Seval Ü. Atanur'a konuştu. Haklarında çıkan haberlere isyan ettiğini belirten Burcu Kara, "Biz Yavuz'la birbirimizi hâlâ seviyoruz ama fikir ayrılıkları yaşıyoruz. Anlaşamamak çok farklı. Evlenince daha büyük sorunlar yaşamamak için yollarımızı ayırdık" dedi.

DAYAK ÇİRKİN BİR İTHAM

* Nişanlınız Yavuz Bingöl'den ayrılığınıza dayağın neden olduğu iddia edildi ama siz bu haberleri ısrarla yalanladınız. Peki neden ayrıldınız?
Dayak ne çirkin bir itham! Yavuz hayatınızda görebileceğiniz en kibar ve beyefendi insandır. Her defasında bunun üstüne basarak söylüyorum ama özellikle magazin basını pek anlamak istemiyor. Biz tamamen fikir ayrılıkları yaşadığımız ve evlenince daha büyük problemler yaşamak istemediğimiz için ayrıldık. Zaten nişan da bir tanışma dönemi değil midir? Nişanlısından ayrılan tek insan ben miyim? Bu camiada olmanın bedelini acı çekerek, huzurumu kaçırarak ödemek zorunda mıyım? İlla başka insanlar gibi sansasyonel bir şekilde mi ayrılmalıydık? Bunu mu istiyorlardı?

* Yavuz Bey'i oyuncu Yiğit Özşener ile aldattığınız haberleri çıktı. Hatta Yavuz Bey bunu sormak isteyen gazetecilerin üzerine saldırdı!
Bizim ülkemizde magazincilik yapmak sanatçıları taciz etmekten geçiyor. Size de sürekli aynı sorular sorulsa, onlarca kameranın ışığı yüzünüzde olsa hatta takip edilip özel hayatınız haczedilse siz ne yaparsınız? Kaldı ki Yavuz son derece kibar ve centilmen bir insandır. Aşk dedikodularına gelince; son kez söylüyorum, ben bu bahsi geçen ismi tanımıyorum. Herhangi bir arkadaşımla görüp, o şahsa benzettiler sanırım. Sonra da bu haberler çıktı işte.

* Bu süre zarfında Yavuz Bey ile bir araya gelip, çıkan haberler hakkında hiç konuşma fırsatı buldunuz mu? Dostluğunuz devam ediyor mu?
Aşık olduğunuz birisiyle dost kalabilir misiniz? Biz dost kalamazdık. Dost değiliz ve görüşmüyoruz ama onun için her şeyin en iyisini istiyorum. O bunu hak eden bir insan.

YAŞANANLARI TANRI BİLİR


* Evlendikten sonra oturacağınız ev bile hazırmış...
Bağdat Caddesi yakınlarında bir daire kiralamıştık, dayayıp döşemiştik. O evde Yavuz'un da benim de emeğimiz vardı. Ama insanlar nikah masasında bile ayrılabiliyor. Bunun altında kötü bir şey aramak, o insanların kötü niyetini gösterir. Herkes istediğini konuşabilir.

* Belki de barışırsınız. Sizce bu mümkün mü?
Eşimiz, dostumuz, ortak arkadaşlarımız bizi barıştırmak için araya girdi. Kimse doğal olarak, ilişkimizin bitmesini istemiyor. Biz birbirimizi hâlâ seviyoruz ama anlaşamamak çok farklı. İki insan arasında yaşananları bir tek Tanrı bilir.

* Bu işe başlamadan önce kendi kendinize "Bir gün mutlaka televizyona çıkacağım" diyormuşsunuz. Peki, şimdi bu camiada olmanın, televizyona çıkmanın bedelini ödediğinizi düşünüyor musunuz?
Magazin programlarını izlerken yoruluyorum. Beni, her gün o programları işgal eden insanlarla nasıl aynı kefeye koyuyorlar? Ben sadece oyunculuğumla gündeme gelmek isterken, şu geldiğimiz duruma bakın... Sevdiğim insandan ayrılmamın bedelini her hafta birisiyle adım yazılarak ödeyeceksem; evet ödüyorum.

* Aileniz televizyoncu olmanızı istememiş, siz bu işe başlarken. Şimdi çıkan onca haberden sonra ne düşünüyorlar?
Onlar her zaman doğru dürüst bir mesleğim ve düzenli bir yaşamım olsun istediler. Çünkü medya dışarıdan bakınca gerçekten çok kötü görünüyor. Ben de olsam çocuklarımı sokmam bu camiaya. Bu yüzden de zaten iktisat okudum.

MODELLİK BİLE ÖNERDİLER


* İktisat mezunuyken neden bir şirkette çalışmak yerine, hiç bilmediğiniz bir şehre gelip yepyeni bir maceraya kucak açtınız?
Okul bittikten sonra Bursa'ya döndüm. Mecburen yatırım uzmanlığı yapmaya başladım ama asla mutlu olmadım. Hayatımın en kötü günleriydi. Delirmek üzereydim. Bu arada şirket eğitim veriyor bahanesiyle hafta sonları diksiyon ve spikerlik derslerine gitmeye başladım. Beş ay boyunca her hafta sonu Bursa'dan İstanbul'a geldim. Hocalarımın desteğiyle Kanal D Haber Merkezi'ne gittim. Zaten üniversitedeyken Eskişehir'de bir yerel kanalda sunuculuk yapmıştım. Bende bir ışık vardı ve mutlaka peşinden gitmeliydim. İstanbul'da gece haber spikeri olarak çalışmaya başladım, hiç uyuyamıyordum. Çok yıprandım. Tam 15 kilo aldım. Sürekli çay, kahve, yemek ve sıfır hareket. Bana çok şey kattı bu süreç belki ama aynı zamanda beni tüketti de. Bu arada yapımcılardan teklifler almaya falan başladım. Hatta modellik bile önerdiler.

* Siz de spikerliği bıraktınız ve oyuncu olmaya mı karar verdiniz?
Mutsuz olduğum için bıraktım spikerliği ama bu tekliflerin de etkisi var tabii. Ben zaten hiçbir zaman spiker olmak istemedim; hayat oraya getirdi beni. İçi içine sığmayan bir insan için zor meslek spikerlik. Şahika Tekand'dan oyunculuk dersleri almaya başladım. Üsküdar Musiki Cemiyeti'ne katıldım. Spikerlik sonrası kendimi nadasa bıraktığım bir dönem oldu. Ardından çok ünlü birinin vasıtasıyla Abdullah Oğuz'un şirketi ile anlaştım. Onların vasıtasıyla da yapımcılarla tanıştım.
Haberin fotoğrafları