kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 4 Mart 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Bel fıtığını önlemek için sık sık gerinin

ESRA TÜZÜN
ESRA TÜZÜN
Günümüzde birçok insan bel ağrılarından şikayetçi. Bu şikayetlerin sonu felce kadar varabiliyor. Omuriliğin korunması için ilk şart, dik durarak ve bol bol gerinerek duruş bozukluklarını düzeltmek..
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirurji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kemal Yücesoy, bel fıtığı ve omurilik felciyle ilgili sorularımızı yanıtladı ve bu hastalıklarla mücadele etmenin yollarını anlattı:

* Felç olma tehlikesinden korunmak mümkün müdür?
Denize balıklama atlamama, emniyet kemeri kullanımı, arabaların baş yastıklarının ve hava yastıklarının sürücülerin boyuna göre ayarlanması gibi basit önlemler bile, felç olma riskini azaltabilir. Ege Bölgesi'nde felce yol açan nedenlerin başında denize atlama geliyor. Türkiye'nin genelinin büyük problemi ise trafik kazaları. Amerika'da ikincil omurilik yaralanması oranı yüzde 20'lerde seyrediyor. Yani kazalardan sonra yapılan yanlış müdahaleler, orada da çok yaygın. Türkiye'de de yanlış müdahale var. Mesela Aydın Menderes'in boynu kırıkken, başını çevirip öpüyorlar. Beli kırıldığında ikiye katlanarak bir itfaiyecinin kucağında taşınan Fatma Girik'in felç olmaması da çok büyük şanstır. Bütün bu korkunç görüntüleri, ders olsun diye öğrencilere seyrettiriyoruz. Kaza anlarında ilk müdahalenin bilinçli kişiler tarafından yapılması çok önemlidir. Kazaya uğrayan kişiyi hiç kıpırdatmamak ve sert zemine uzatmak gerekir. Boyundan alınmış bir darbe varsa, ilk andan itibaren boyunluk takılmalıdır. Bu nedenle, sürücüler arabaların arkasında bir boyunluk bulundurmalıdır. Trafik kazalarında aksi ispat edilenene kadar her hastaya omurga yaralanması varmış gibi davranmak gerekir. Omurilik 35 gramdır. Yani o kadar hassas bir yapıdır ki, yanlış bir müdahalenin geri dönüşü olmaz.

DİK DURMAK ŞART!
* Omuriliği korumak için neler yapmak gerekir?

Omuriliği koruyan şey omurgalardır. Dolayısıyla kemik yapısının korunması çok önemli. Öncelikle duruş düzenlenmeli. Duruş bozukluklarının önlenmesi çok önemli. Yerçekimine karşı, omurilik sinirlerini koruyan en önemli faktör vücudun 'S' şeklinde olmasıdır. Duruşunuz kronik problemlerin ortaya çıkmasında ve bel fıtıklarının oluşmasında çok önemli bir rol oynar. Gerinmek, duruşu düzeltmek adına yapılabilecek çok önemli bir omurga antrenmanıdır. Esneyin, gerinin ve her zaman dik durmayı alışkanlık haline getirin. Çocuklukta oluşan duruş bozuklukları ileride çok önemli problemlere neden olur. Özelikle okul çağı çocuklarında ağır çantaların asimetrik olarak taşınması, ileride büyük sorunlar yaratabilmektedir. Çoçuğunuzun sırt çantasını tek omzuna alarak taşımasını mutlaka önleyin. Otururken belin altının bir yastıkla desteklenmesi, çalışırken masanın yüksek tutulması, eğilerek çalışmanın engellenmesi, araba kullanırken belin altına bir yastık konulması da alınabilecek önlemler arasındadır. Arabalarda ergonomik koltukların, yatak odalarında ortopedik yataklar tercih edilmelidir.

* Omurilikle ilgili sorunlara kök hücre yöntemiyle çözüm bulunabilir mi?
Kök hücreler son dönemde gündeme geldi. Dünyada birçok merkezde çok büyük paralar harcanarak, çok yoğun bir biçimde çalışılıyor. Ancak bugün gelinmiş olan noktada insana uygulanabilir hale getirilmiş bir model yok. Burada kök hücre dediğimiz şey kemik, kıkırdak ya da sinir yapacak bir hücre yapısı verilip bunun sinir yapmasının beklenmesidir. Diyelim ki şansınız yaver gitti ve yöntem sinir oluşumunu sağladı. Ancak bu kez de bunu durduracak bir faktör bulunamıyor. Durmadığı zaman da büyümeye devam edip, tümör oluşumuna yol açıyor. Bununla ilgili dünyada en büyük araştırmayı Tator diye Kanadalı bir profesör yaptı. Araştırmaya 50 yıllık emek veren dünyaca ünlü profesör, "Hastalarım yapılabilecek her şey için hazır ama ben hazır değilim. Çünkü hastalarımı inciltmekten korkuyorum" diyor. O yüzden de şu anda birçok yerde kök hücre yönteminin uygulandığı sanılsa da, aslında bunların hepsi tıbbi, bilimsel ve objektif verilere dayanmayan ameliyatlar. Ortada çok aldatıcı bir tablo var. Tam felç olmayanlarda, sadece kuvvet kaybı olanlarda zamanla zaten bir düzelme bekliyoruz. Bazı hekimler bu tip hastaları, 'Biz kök hücre verdik, onlar da iyileşti" diye lanse ediliyor. Halbuki bu iyileşme zaten normal bir süreç. Tam felç olanlar için ise henüz uygulanabilecek bir tedavi yöntemi yok maalesef.

ÖTENAZİ İSTEMEK HATA!
* Bu hastaların ötenazi istemesi sizce normal mi?
Çok kabul edilebilir bir şey değil. Bu hastaların çoğu genç yaşta denize atlama, trafik kazası geçirme ya da yüksekten düşme gibi nedenlerden omuriliklerini zedeliyor. Bunların önünde uzun bir ömür var. Bu kadar yoğun çalışma ile umuyoruz ki bir süre sonra onlar için yapılabilecek bir şeyler bulunabilir. Pes etmesinler. Erken dönemde omurgayı düzeltici ameliyatların yapılması hiçbir kazanç getirmiyor gibi görülse de, hastanın yatay pozisyondan oturur pozisyona geçmesi ya da elinin iki parmağını fazladan kullanabilmesi, erken dönemde rehabilitasyona başlayabilmesi aslında onun hayat konforlarına katkıda bulunuyor. Bu nedenle hasta felç diye bırakılmamalı. Cerrahi anlamda yapılabilecek ne varsa yapılmalı.