kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Aralık 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Ürküten değişim UYDU FOTO

Yeni Haber
İstanbul'un 1963 ile 2000 yıllarında çekilen uydu görüntülerinin karşılaştırılması, kentin 37 yılda yaşadığı değişimi ortaya koydu.

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Fakültesi Jeodezi ve
Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Fotogrametri ve Uzaktan Algılama Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Bülent Bayram, Hüseyin Bayraktar, Cüneyt Helvacı ve Uğur Acar'la birlikte gerçekleştirdikleri ve 20. Uluslararası Fotogrametri ve Uzaktan Algılama Kongresi'nde bildiri olarak sundukları çalışma hakkında bilgi verdi. İstanbul'un eşsiz doğal güzelliklere sahip bir kent olduğunu, ancak bu değerli alanların hızlı kentleşme ve yapılaşma sonucu yok olduğuna dikkati çeken Bayram, deniz ve karayı ayıran kıyı alanlarında insan faktörü ile rüzgar, iklim gibi doğal nedenlerden dolayı değişimler oluştuğunu söyledi.

Bu değişimlerin tespiti için son yıllarda yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerinin kullanıma girdiğini anlatan Bayram, ABD'nin 1960 yılında başlattığı Corona Programı çerçevesinde Corona panoramik uydusunun çektiği fotoğraflarda Türkiye'nin de yer aldığını, bu verilerin 1995 yılında ABD tarafından bilimsel çalışmalar amacıyla kullanıma açıldığını kaydetti.





















ABD'den, İstanbul'un 1963 yılında çekilmiş görüntülerini aldıklarını ve
bu veriler ile 2000 yılında IRS1-D uydusuna ait görüntüleri
karşılaştırarak İstanbul'un Terkos bölgesindeki kıyı değişimini
incelediklerini dile getiren Bayram, şunları ifade etti:

''Çalışmada, İstanbul kıyısını, Terkos'tan başlayarak Büyükçekmece
Gölü'ne kadar bütün kıyı şeridini çıkartmış olduk. Yapılan çalışmada en
büyük değişimin Terkos kıyısı civarında olduğu görüldü. Çünkü en çok
dolgu işlemi orada yapılıyor. Özellikle Boğaz kıyısında neredeyse hiç
değişim olmadığı, sadece birkaç liman ve küçük iskeleler yapılması
amacıyla değişiklik olduğu tespit edildi. Alan ölçümleri, 1963'te 1803
kilometre kare, 2000 yılındaki görüntüde ise 1812 kilometre kare çıktı.
8,5 kilometre karelik bir alan değişimi olmuş. Kıyı çevresi uzunluğu da
ölçüldü. 1963 yılında 290 kilometrelik, 2000 yılında da 302 kilometrelik
bir mesafe tespit edildi. 37 yılda 12 kilometrelik bir kıyı uzunluğu
farkı belirlendi.''

1 KİLOMETRELİK DOLGU ALANI

Terkos kıyısıyla ilgili ortaya çıkan sonuçların ilginç olduğunu dile
getiren Bülent Bayram, yaklaşık 20 kilometrelik bir kıyı şeridinde
dolgunun söz konusu olduğunu söyledi.Bayram, ''Terkos bölgesinde motor ve kosterlerin kum çekmesinden dolayı kıyı alanının içeriye doğru girdiği yönündeki beklentimize karşın, 1 kilometreye yakın dolgu alanının oluştuğunu belirledik. 2000 yılındaki uydu görüntülerinde, bölgedeki kömür madenlerinin atıklarıyla doldurulduğu anlaşılan dolgu alanında yerleşim yerlerinin oluştuğu gözleniyor. Denizin bilinçsiz şekilde doldurularak bir alan kazanılması söz konusu'' diye konuştu.





''YEŞİL ALANLAR YERLEŞİM YERİ OLDU''


Eski uydu verisi ile yeni uydu verisi karşılaştırıldığında, bir bilimsel
işlem yapmadan, sadece gözle bakıldığında dahi aradaki farkın net bir
şekilde ortaya çıktığını ifade eden Bayram, şunları kaydetti:

''Yerleşim yerleri ile yeşil alanlar net biçimde görülüyor. İlle ölçüm
yapmak gerekmiyor. Buradaki gerçekten çok hızlı bir değişim. 1963
yılındaki görüntülerde, Boğaziçi Köprüsü yapılmadan önce bir otoyol
faaliyeti gözükmüyor. Gözle bakıldığında bile Beylikdüzü'nün,
çevreyollarının geçtiği alanların ya tarla ya da yeşil alan olduğunu
görüyoruz ama bu bölgeler bugün çılgın bir yerleşimle karşı karşıya.
Boğaz'a 3. köprünün yapılmasına karar verildi. Geçmişteki değişim göz
önüne alındığında, kentin kuzeyindeki yeşil dokunun da tehdit altında
olduğunu söyleyebiliriz.''

Bayram, tarihi yarımadanın dokusunda ise yeşil alanlar dışında ciddi bir
değişim olmadığını sözlerine ekledi.

AA