kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Aralık 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günay Ailesi, oğulları İnanç ve kızları Pınar ile.

Emine Erdoğan çok zeki bir kadın

- Bakanlık ikinizin hayatında neleri değiştirdi?
- E.G:
Eve, aileme ayırdığım zamanı azalttı.
- G.G: Beni yalnız bıraktı. Aslında alışkınım. Ertuğrul her zaman siyasetin içinde, aktif olmadığı dönemde bile aktifti. Hiç oturmazdı evde.

- Siyaset hayatınızın başından bu yana, 30 küsur yıl sol çizgide siyaset yaptınız. Şimdi AK Parti'desiniz. Çocuklarınıza bu değişimi nasıl anlattınız?
- E.G:
Aktif politikanın benim için verimli geçtiğini söyleyemem. Sol kulvarda parti içi kavgalar ülke için yapılacak işlerin hep önüne geçti. Orada geçen zamanıma üzülüyorum. Çocuklarım da bunu gözlemledi. CHP'de kabul görmeyen fikirlerim, şimdi Ak Parti'de kabul görüyor. Öğrencilik yıllarımda İdris Küçükömer'in tezleri beni etkilemiştir. "Doğucu, İslamcı denilen geniş halk kitlesi Türkiye'de değişim dinamiğinin temelidir. Modern, Batılı görünen bürokrat gelenek de tutucu geleneğin temsilcisidir," diye oldukça aykırı tezleri vardır, sol dünyayı sarsmıştır. Bu tezi yıllarca CHP içinde de savundum. Halkın olduğu yer daha dinamiktir. Devletin olduğu yer, imtiyazlarını korumaya dönüktür ve tutucudur. Doğru sosyal demokrasi, asıl kitlelerin ortalama yaşam biçimini yukarı çekmektir. Şimdi hizmet yapmaya çalışıyorum. Çocuklarım şimdi şunu söylüyor: "Babam siyaseti bıraktı, iş yapmaya başladı." O kadar çok yapılacak iş var ki...

- Eskiden Ertuğrul Bey'in siyasetten arkadaşlarıyla görüşüyor muydunuz? Şimdiki siyasi arkadaşlarıyla da görüşüyor musunuz?
- G.G:
Tabii görüşüyorum, her zaman görüştüm. Hiçbir zaman siyasete uzak kalmadım. Mesela Emine (Erdoğan) Hanım'ı tanıdığımda çok şaşırdığımı söyleyeyim. Çok iyi bir diksiyonu var, zeki bir kadın. İkna edici. Her konuda uzun süreli konuşabilirsiniz kendisiyle. "Neden kamuoyuna kendinizi yansıtmıyorsunuz?" diye sordum. Medyaya tepkili. Yanlış anlaşılmak herkesi duygusal ve öfkeli yapar.
- E:G: Gülten politikayı benden daha çok seviyor. Allah hayırlısıyla şu görevi, birkaç güzel şey yaparak tamamlamayı nasip etsin, kendimi Akdeniz'e atacağım. Likya üzerine araştırmalarımı devam ettireceğim.
- G.G: Ertuğrul'la öyle yerlere tırmandık ve resimledik ki... Keşfettiğimiz kayalar, çeşmeler, bunların gravürlerini bulduk.
- E.G: Bir amatör rehber kadar iyi tanırım Türkiye'yi. Çocuklarımız da çok meraklıdır. Arabaya doluşup birlikte çok gezdik. Özel meraklarımdan biri ağaçtır. Evdeki bütün ağaçlarımı ben diktim. Başucumdaki dinlenme kitaplarım ağaçlarla ilgilidir. Beni alır, götürür.

- Akdeniz'de yok edilen ağaçlarla ilgili söyledikleriniz çok eleştirildi ama...
- E.G:
Ama o, 2004 yılında yapılan sözleşmeler. Ocak ayında bölgeye gidip, kesilenin iki misli ağaç dikeceğiz. Ben ağaç kesimi ruhsatı vermedim. Önceden verilmiş. Her türlü yasal formalitesi yapılmış. Elimden gelse bir ağacı kestirmem. Bir yandan koruyacağız ama bir yandan da tesis yapacağız.