kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 28 Kasım 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Ferhan Şensoy: Celal Bayar gibi 100 yıl yaşamayı düşünmüyorum. Ölmeden önce yazmam gereken çok tozlu dosya olsa da; sağlığımla ilgilenmiyorum. ‘Daha az sigara içeyim, daha çok yazayım’ gibi bir düşüncem yok. Yazacaklarımı tamamlamak adına bir derdim var.

Komedyenlerde 'politik espri' yapma bilinci yok

HATİCE UTKAN
'Beni Ben mi Delirttim' adlı yeni oyunuyla adından söz ettiren usta tiyatrocu Ferhan Şensoy: 'Stand-up'çılar neden politik espri yapsın ki? Onlar araba koleksiyonu yapıyor. Yağmurda biten mantarlar gibi aniden meşhur oluyorlar..
Türkiye'de 'politik tiyatro' yapan nadir tiyatroculardan biri olan Ferhan Şensoy, Skincode sponsorluğunda sahnelenen 'Beni Ben mi Delirttim' adlı oyununda; ülke sorunları yüzünden şizofren olmuş bir adamı konu alıyor. Kendi tiyatrosu 'Ortaoyuncular'da sadece politik eserler sergileyen Şensoy, son günlerde çok konuşulan "Standup'çılar politik espri yapmıyor" iddialarına ise katılmıyor: "Stand-up'çılar neden politiya bulaşsın ki? Onlar araba koleksyonu yapıyor. Öyle bir dertleri yok. Zaten böyle bir bilinçleri de yok. Bunlar genç çocuklar. 'Arkadaşlara kahvede bir şey anlattım çok güldüler. Şimdi de size anlatayım' diyorlar. Ortada bir metin ya da bir tiyatro ve edebiyat eseri yok. Yani; politik tiyatro yapılmıyor konusuna stand-up'çıları karıştırmamak lazım! Politik tiyatro isteyen gelsin 'Fername'yi seyretsin."

BİZ MUHALEFET TİYATROSUYUZ

* 'Beni Ben mi Delirttim' adlı oyununuz, ülke sorunları yüzünden deliren bir adamı sahneye taşıyor. Bu konu yine sizin muhalif yanınızı mı ortaya çıkıyor?
Bu bizim tiyatromuzun çizgisidir; biz muhalefet tiyatrosuyuz. Türkiye'de olup bitenlere eleştirel yaklaşıyoruz. Bu oyundaki kahraman 'Kelami' ilk önce isminden rahatsız. Sonra askerlikten, okuldan, her şeyden rahatsız olmuş. Sonunda 'Beni ben mi delirttim?' diye soruyor. Bu şekilde eleştirel pencereden bakıyor. Bu deli ara sıra çok akıllı şeyler de söylüyor.

* "Kime ve neye göre deli?" sorusunu da soruyor mu?
Hayır, aslında onu o kadar eleştirmiyorum. Bence delilik, dehayla atbaşı giden bir şeydir. Ama bu anlamda onun bir dahi olduğunu savunmuyor oyun. O artık şizofren olmuş ama onu ülke şizofren etmiş!

* Sizin hayata karşı duruşunuz da böyle mi? Tarzınız mı bu?
Bana 'Mesleğiniz ne?' diye sorulduğunda; 'Yazarım' diyorum. Tiyatroculuğun emekliliği var ama yazarlığın yok. Yazarlık, ölene kadar yapacağım işim. Bu tiyatronun kuruluşu da benim yazarlığım üzerinedir. Ben yazdığım eleştirel metinlerle varım! Eserlerimde dünya görüşüm net ve somuttur.

F TİPİ İNTERNET HÜCRESİ!


* Yeni oyununuza gelen izleyiciden memnun musunuz?
Bizim kemikleşmiş bir seyricimiz var. Mesela 'Ferhangi Şeyler'i öğrenciyken izlemiş bir adam, şimdi çocuğunu getiriyor tiyatroya. Genelde tüm tiyatrolarda bir seyirci erozyonu var. Yarım salona sevinir hale geldik. Çünkü yeni kuşak konuyla ilgilenmiyor. Onlar elektronik; her şeyi evde oturarak hallediyorlar. 'F tipi internet hücresi'nde yaşamak isteyen bir kuşakla karşı karşıyayız. Artık eski seyircimiz yaşlandı. Onlar için buralara gelmek zor. Yeni seyirci de gelmiyor. Bu Türk tiyatrosu için büyük bir problem.

* "Artık Türkiye'de çok fazla eleştirel tiyatro yapılmıyor" deniyor. Siz bunu nasıl değrlendiriyorsunz?
Bu dünya tiyatrosunda da vardır. Herkes politik tiyatro yapmak zorunda değildir. Tiyatronun zenginlikleridir bunlar. Ben kimseyi politik tiyatro yapmaya davet etmiyorum ama bizim misyonumuz bu.

ARABA KOLEKSİYONU YAPARLAR

* Peki, Türkiye'nin şu anki durumunu nasıl görüyorsunuz?
İlk defa Türkiye'yi bu kadar karanlık görüyorum. İlk defa laiklik tartışılıyor. Laiklik için 'Şart mı acaba?' deniyor. Buna gıcık oluyorum!

* Son günlerde, "Komedyenler neden politikaya bulaşmıyor?" tartışması var. Siz bu konuyu nasıl yorumluyorsunuz?
Fransızca'da komedyen; aktör demektir ama stand-up'çı aktör değildir. 'Stand-up'çı neden polkitikaya bulaşmıyor? sorusu saçma bir sorudur. Çünkü; stand-up'çı yağmurdan sonra birdenbire mantar gibi meşhur oluyor, öbür hafta BMW alıyor. Onun Türkiye'yle ya da kendiyle ilgili bir ekonomik sıkıntısı kalmıyor! Stand-up'çı; birdenbire hayatında göremeyeceği kadınlarla gece kulüplerine gidiyor, altına da BMW alıyor. O aktör ya da komedyen değil ki!

* Bu durumda savundukları bir görüş de olmuyor mu?
Tiyatronun bir çizgisi, savunduğu bir görüş vardır. Politik tiyatro artık Türkiye'de azalmıştır. Bu tartışmaya neden stand-up'çılar da çekiliyor ki! Onlar neden politikaya bulaşsın? Araba koleksyonu yapıyorlar... Zaten öyle bir dertleri ve böyle bir bilinçleri de yok. Bunlar genç çocuklar. 'Arkadaşlara kahvede bir şey anlattım çok güldüler. Size anlatayım' diyorlar. Ortada bir metin ya da bir tiyatro ve edebiyat eseri yok. Yani; politik tiyatro konusuna stand-up'çıları karıştırmamak lazım. Onlar bazı fıkralar anlatarak, tiyatrodan pahalı bilet satarak ve salonları doldurarak; sahnede dolaşıyor ve konuşuyorlar. Biz standup'çılara 'Neden Tayyip Erdoğan taklidi yapmıyorsun?' diye soramayız! Yapamazlar çünkü oyuncu değiller.
Haberin fotoğrafları