kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Eylül 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Binlerce asker emeklisi insan hakkı arıyor!

Okul açıldı.
Çocukların yolu açık olsun.
"Hakikaten açık" olup olmadığı, bu elek gibi yolun anayasal "fırsat eşitliği" açısından meşruiyet veya ihaneti en çok tartışılası şeydir.
"Cumhuriyet"in neden bunca eşitsizlik, hakkaniyetsizlik, adaletsizlik üretir hale sokulduğu, en cumhuriyetçiler tarafından;
"Demokrasi"nin, bunları onarmak bir yana; "piyasa ekonomisi"nin şeyine takılıp neden bu kadar şiddetlendirdiği de en demokratlar tarafından düşünülmeli.
"Okul"un; milyonlarcasının yetenekleri, hayalleri, potansiyelleri asla değerlendirilmemiş, üstüne dahi düşünülmemiş; "piyasa"da vasıfsız, itirazsız, işsiz, köleleştirilmeye yatkın bir çocuk, genç, insan ordusu yaratmaktaki becerisi pek tartışılmayacak.
Okul sisteminin; on binlerce öğretmeni dahi nasıl "ücretli, sözleşmeli, işsiz köleler" halinde zincirlediği, ezdiği, çürüttüğü de mesele olmayacak.
Ve kim hangi sembollere sarılıyorsa;
Bunca adaletsizliğin, hangi birinin ideallerine, kutsallığına, özüne münasip düştüğünü sorgulamadıkça, yol duvar, kafa duvar kalınacak!
Belki de böyle kalmayacak; bir şeyler değişecek.
Bakın, ülkenizde ne oldu?
On binlerce "asker emeklisi"; görevdeki on binlerce "asker" adına da, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"ne gitti.
Bir daha söylüyorum: Türk Silahlı Kuvvetleri'nden emekli on binlerce asker adına, dernekleri; görevdeki on binlerin hakkının da gözetilmesi için, "insan hakları" namına, AİHM'ye başvurdu.
"40 yıllık bir adaletsizlik"e karşı, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği TEMAD, "iç hukuk yollarının tükenmesi"nin ardından, AİHM'de adalet arıyor.
"Silahlı Kuvvetler mensupları"nın en az yüzde 70'i için.
Mesele, "en cumhuriyetçi" kurumun etrafında, rütbenin, doğal alt-üst ilişkilerinin ötesinde, kadim, kalıcı "adaletsizlik, hakkaniyetsizlik ve eşitsizlik" bulunması; özel olarak da bunun OYAK'daki yansıması.
"Emeklilik, dayanışma, sosyal güvenlik fonu" iken; Fransızlarla ortak, Kuzey Irak'ta iş yapabilen, Almanya'da banka sahibi olan, Erdemir'i satın alabilen, yerli bankasını yabancıya satabilen, en büyük holdinglerden biri haline gelmekle gurur duyan OYAK.
OYAK'ın esas fonları subay, astsubay başta, diğer ordu mensupları ile isteyen sivil memurların maaşlarından zorunlu kesintiler, bir de paraları asla iade edilmeyen yedek subaylardan alınanlarla oluştu.
Buna karşılık;
Holding yönetiminde de, şirket yönetim kurullarında da, kesintilerin yüzde 70 ila 80'lik nüfusundan bir kişi bulunmuyor. Alınmıyor.
Holding yönetiminde; kimi sivil, emekli generaller ile görevdeki generaller bulunabiliyor ama "alttakiler"e yer yok.
"Piyasa ekonomisi"nde ve emeklilikte dahi, şirket; "ast-üst ilişkisi"nin kalıcılığıyla yönetiliyor.
Alın size tam bir, "Cumhuriyet, demokrasi, adalet, eşitlik, kardeşlik, hakkaniyet, hukuk, insan hakları, insaf, izan, devrimcilik, imtiyazsızlık, kaynaşmışlık, her türlü zümre egemenliğinin reddi, sınıf ayrımcılığı, egemenlik" konusu.
Hakikaten alın; bunu, hem askeri hiyerarşiyi, hem sivil iktidarları düşünerek, yukarıdaki kantarlara vurun.
Yıllarca alt üst ilişkisi kabul etmiş, emir almış, yerine getirmiş, orduya bağlılık ve saygıda kusur etmemiş, aldıkları kültürle "devlet görevine adanmışlık" bir yana, çok sayıda şehit, gazi, sakat vermiş on binlerce insanın neden "Avrupa'da hak aradığı"nı bir düşünün.
Neden?
Neden "memlekette haksızlık, adaletsizlik" okuldan işe, işten ölüme kadar insanların gırtlağına yapışmış ki, bu askerlerin dahi şurasına gelmiş?
TEMAD Başkanı Mustafa Erol diyor ki;
"Yasanın eşitlik, adalet ve hakkaniyet kurallarına uymadığı tespit edilerek davalar açılmış, hukuk yolları sonuçlandırıldıktan sonra bazı kurumlarla konu hassasiyetle görüşülmüş, haklarımızın tanınması için görüşmeler yapılmış, yine sonuç alınamamıştır. Ülkemizin içinde bulunduğu sosyal, siyasal, ekonomik durum da değerlendirilmiş, yasal süre içinde, dış hukuk yolu olan AİHM'ye intikal ettirilmiştir. Hakkımızda hayırlı olmasını diliyorum."
Bir düşünün; sonunda neden böyle diyor.