kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Eylül 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

'Milyonlarca mülteci korumamız altında'

METİN ÇORABATIR (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Masası Basın Sözcüsü)
"Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) koruması altında 20 milyona yakın insan yaşıyor. Mülteci olmak için, zulüm görme korkusu taşınan ülkeden kaçmak, bir ülkenin sınırını geçerek başka bir ülkeye sığınmış olmak gerekiyor. Milyonlarca insan, gelişmiş ülkelerde normal yollardan kendilerini adapte etme imkânı bulamadığı için, bunu kaçak yollarla yapıyor. Oysa bunların içinde mülteci statüsü kazanabilecek insanlar da var. Ama onlar da ya bilgi eksikliğinden dolayı başvurmuyor veya Türkiye'de böyle bir prosedürün olduğundan haberdar değil. 1951 Cenevre Sözleşmesi'ne göre bir insanın mülteci kabul edilmesi için; dini inançları, siyasi görüşleri, ait olduğu sosyal grup, ırkı veya milliyeti gibi beş sebepten biri yüzünden ülkesinde zulüm göreceğine dair haklı bir korku taşıması ve bu korku nedeniyle ülkesini terk etmesi lazım. Türkiye Cenevre Sözleşmesi'ne tabi olup da coğrafi çekince uygulayan dört ülkeden biri. Onun dışında Madagaskar, Kongo ve Monaco var. Aslında bu, artık terk edilmiş bir çekince. Nitekim AB, Türkiye ve diğer aday ülkelerden, sığınma yasalarını AB standartlarına getirmesini, üyelik koşullarından biri haline getirdi. Türkiye'nin endişesi, etrafından hep istikrarsız ülkelerin olmasından kaynaklanıyor. Bir insanın mülteci olup olmadığına mülteci veren ülkelerin siyasi, sosyal gelişmelerini takip ederek karar veriyoruz. O ülkelerde temel insan hakları ihlallerine varacak uygulamalar olup olmadığına, uluslararası hukukun mülteci tanımına ve tabii kişinin anlattıklarına bakıyoruz. Mültecilere her türlü koşulu sağlamak, temelde ev sahibi ülkenin görevi. Ama Türkiye'de Cenevre Sözleşmesi'ne uygulanan sınırlama dolayısıyla, buraya gelen insanların mülteci olarak kabul edilip edilmeyeceğine dair karar süreci çok uzun sürüyor. Bir, bir buçuk yıl Türkiye'de kalmak zorunda kalıyorlar. Çalışma izinleri yok, seyahat etme özgürlükleri sınırlı. Bu durumda ev kiraları, sağlık hizmetlerinin karşılanması, çocukların okumasını teşvik etmek hep BM'nin sırtına biniyor. Sığınmacılar ise kendi çabalarıyla ayakta kalmaya çalışıyorlar. Çok özel bir ihtiyacı varsa, bir defaya mahsus yardım edebiliyoruz."

Sayfamızda yer alan mülteci görüşleri için, Mültecilerin Sesi'ne ve Helsinki Yurttaşlar Derneği'ne teşekkür ediyoruz.