kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Eylül 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Operaya kendi baş harfini ekleyen adam

Evrim ALTUĞ
Perşembe sabahı 71 yaşında kanserden ölen Luciano Pavarotti, Akdenizliliğini yansıtan sıcaklığı, iyiliği ve coşkusuyla operayı popüler hale getirirken, ustalığından hiç taviz vermedi..
Maestro Luciano Pavarotti'nin perşembe sabahı memleketi Modena'da ölümü, dünya basınının büyük ilgisini çekti. Aslında hakkını verelim; kitleler ve medya, son nefesine kadar da onun yanındaydı. 71 yaşında pankreas kanserine yenik düşen ve son olarak geçen yılın kışında Torino'da yapılan Olimpiyat Oyunları töreninde sahne alan Pavarotti, mesleğine yaraşır imajı ve İtalyan kanının verdiği volkanik Akdeniz sıcaklığını özel hayatı ve sesine tüm gürlüğü ve içtenliğiyle yansıtmayı bilen, gerçekten 'benzersiz' bir tenordu. Sahneye ilk olarak 1961 yılında, Puccini'nin La Boheme operası kadrosu içinde yer bularak adımını attı. Maestro Pavarotti'nin hayatının son aryası, o kış seslendirdiği, Nessun Dorma oldu.

ASLANLAR GİBİ DİRENMİŞTİ
Pavarotti, opera sanatının halka mal olması için yaptığı eşsiz katkılar ile İtalyan tenor Enrico Caruso'yu saymazsak, dünyanın gördüğü en tanınmış ve sevilen opera sanatçıları arasında ilk sırada yer aldı. Gönül ilişkileriyle de haberlere konu olan usta Pavarotti, 33 yaşındaki yardımcısı Nicoletta Mantovani ile dokuz yıllık ilişkilerinin ardından evlendi. İlk kez 1961'de Adua Veroni ile evlenen Pavarotti'nin, 35 yılın ardından boşanmayla sonuçlanan bu evlilikten üç çocuğu vardı. Eşi Nicoletta, yazın verdiği bir mülakatta eşinin kansere karşı 'aslanlar gibi mücadele ettiğini' söylemişti.

ÜÇ TENORUN EN SEVİLENİ
Bir kere hepimiz için Pavarotti, 1990 yılındaki Roma Dünya Futbol Kupası için naklen bir araya gelen o 'Üç Tenor'dan biriydi. Hatta en tanınan ve sevileni. O konser günü, uydu teknolojisinin de desteği ile, operanın yazgısı yeniden şekillendi. Bu konserin kayıtları, 1.5 milyar kişiye ulaştı. Maestro Pavarotti, ölümüyle, meslektaşları Placido Domingo ve Jose Carreras'ı sesi ve cüssesinden yoksun bıraktı, hatta Modena'daki taziye röportajlarından gördüğümüze bakılırsa, neredeyse onların saçlarına kederden aklar düşürttü. Bu arada, sanatçının gençliğinde yaptığı mesleki Türkiye ziyareti de, ölümüyle birlikte yeniden gündeme geldi: Pavarotti, 28 yaşındayken geldiği Türkiye'de La Boheme adlı operada Rodolfo rolü için seçilmiş ancak sadece bir temsilde görev aldıktan sonra, tekrar ülkesine dönmüştü. Bu durum Türkiye basınında da "Meğer Pavarotti'yi kovmuşuz" başlıklı haberlerin 'üretilmesine' zemin hazırladı.

KENDİSİ OPERAYDI...
Koca göbeği, dev mendili, ilginç siması, yaptığı sürpriz evlilikleri ve Galler Prensesi Diana ile özel dostluğu ile Pavarotti, operaya kendi baş harfini katmaktan ve operayı "Popera"ya dönüştürmekten hiç sakınmadı. Sayesinde insanlar, parklara, bahçelere günlük kıyafetleriyle giderek, sevgilileriyle sarmaş dolaş olup O, Sole Mioooo! diye sayıklamayı kendilerine adet edindi. Bir araya geldiği özel konser projelerinde Sting, Celine Dion, Stevie Wonder veya Bon Jovi'yle sakınmadan düet yapan Pavarotti'yle birlikte, hepimizin tüyleri, belki de en çok Puccini'nin Turandot Operası'nın libretto finalinde yer alan Nessun Dorma'nın o son yarım dakikasında ayaklandı. Pavarotti, gırtlağını soktuğu her kılığın, kimliğin üstesinden gelerek tarihe adını yazdırdı. Leoncavallo'nun Palyaço'sunda Canio olarak ağlattı bizi, ya da Giuseppe Verdi'nin Otello'sunda kendine çekti. 2002 yılında Beatles'tan Yesterday parçasını Japon izleyicilerine söyledi; ki zaten "Üç Tenor"un repertuvarında da Moon River veya My Way gibi pop - klasikleri çoktan yerini almıştı. Sanatçı, yardım konserlerinin de alışıldık sesi ve yüzü oldu. Bu uğurda Cheryl Crow, Elton John, Liza Minnelli ve Spice Girls grubu, onunla aynı mikrofonu paylaştı. Bu dev sanatçı, izleyicisi ile arasında "Karşılıklı bir aşk," olarak tarif ettiği bağı hiç küçümsemedi. 2004 yılında son opera temsilini, Tosca ile verdi. Böyle bir yaşam öyküsü ardından, sanırız The Independent için yazan U2 grubunun solisti, Pavarotti'nin eski dostu Bono haklı: "Bazıları opera söyler. Pavarotti'nin kendisi operaydı."
Haberin fotoğrafları