kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Eylül 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Eski Kaffehaus, Leyla haline gelince daha ferah olmuş. Tasarımını Bülent Erkmen'in yaptığı 'Leyla' logosu da yeni mekâna taşınmış.

Cihangirli Leyla Tünel'e taşındı

MELİS D. ÇALAPKULU
Cihangir'deki entelektüel camianın uğrak yeri Leyla, artık Tünel'deki yeni adresinde müdavimlerini ağırlıyor. Yeni mekânda dekorasyon hariç her şey aynı. Hatta Tünel'in tarihi ve bohem havası 'Leyla ruhu'na daha çok yakışmış.....
Bir dönem 'Cihangir Cumhuriyeti'nde hüküm süren entelektüel camia, bir süredir Beyoğlu'nun daha aşağılarına, Tünel, Kuledibi taraflarına kaymaya başladı. Cihangir'in kendi başına bir 'cumhuriyet' haline gelmesine vesile olan mekânlardan Leyla da, artık müdavimlerini Tünel'de ağırlıyor. Aslında Leyla, Cihangir'in gece hayatında bir mihenk taşıydı ve tarzını tamamen değiştirmişti. Popüler bir yer haline geldikten bir süre sonra, entelektüelleri takip eden ve 'elit' tabir edilen bir kesim de Leyla'nın müdavimi olmuştu. Koca koca cipler mekânın önünde duruyor, içlerinden şık hanımlar, beyler iniyordu. Leyla'nın adı sık sık gazetelerde, köşe yazarlarının satırları arasında geçer oldu. Önünde paparazziler beklemeye başladı. Derken bulunduğu caddede yeni yeni yerler açıldı, var olanlar da tarzını değiştirdi. Böylece aradan üç yıl geçti... Bilen bilir; Leyla, Deniz Türkali'nin yaratıcılarından olduğu, ona ruhunu kattığı bir mekân. Şimdi aynı 'Leyla ruhu', Tünel meydanında, eski Kaffehaus'un yerinde yaşıyor. Kaffehaus'un patronu Levent Öztürk, Leyla'ya ortak olup, onu kendi mekânına taşımak istemiş. Deniz Türkali, kızı Zeynep Casalini ve ortağı Tangül Özer de, tabelalarını alıp yeni yerlerine yerleşmişler. Aslında Tünel'in tarihi ve bohem atmosferi, Leyla ruhuna daha çok yakışmış diyebiliriz.

RESİM GİBİ APLİK
Bu yeni yerde değişen tek şey dekorasyon. İki aylık bir çalışmanın sonunda, Emel Güntaş'ın elinden çıkmış yeni Leyla... Kaffehaus'a oranla daha ferah bir ortam olmuş. Bar büyümüş, merdivenler ortaya çıkmış. Girişten itibaren sol duvar uzun bir aynayla kaplı. Duvarlardaki aplikler, Selim Cebeci'nin resimlerinden detaylarla oluşturulmuş. Yemek yerken sık sık başınızı yukarı kaldırıp resimleri inceliyorsunuz. Üst katta kocaman bir masa var. Burada özel davetler verilebiliyor. Mönü Cihangir'dekinin aynı. Mutfak ekibi de öyle. Deniz Türkali'nin uzmanlığı olan İtalyan yemekleri, gerçek bir İtalyan ailesinin mutfağından çıkmış gibi. Örneğin Ossobuco alla Milanese, yani Milano usulü dana inciğin lezzetini, herhalde başka yerde bulmanız zor. Burada mönüye ekstra bir tek pizzalar eklenmiş. Kokteyllerde de iddialılar. Örneğin Bloody Mary, içinde kereviz sapıyla servis ediliyor. İçinde envai çeşit ot olan yeşil ayranı da denemek lazım. Leyla'nın kahvaltıları da çok meşhur. İstanbul, Beyoğlu, Cihangir, Londra, Paris, Roma, Oslo, Madrid kahvaltılarının her biri farklı bir damak zevkine hitap ediyor. Ekmekleri, poğaçaları, kruvasanları kendileri yapıyor. Deniz Türkali yemek konusunda 'klasik'çi: "Mesela ben bir yerde, salatada mısır gördüğüm zaman deliriyorum. Çünkü bana sorarsanız, gerçek bir gurme salatayı mısırla yemez," diyor. Deniz Hanım ayrıca yeni mekân için şunları söylüyor: "Burada kitapçılar, plakçılar, kültürel bir atmosfer var. Ayrıca çok yabancı geliyor. Ve biz buranın kahvesi olmak istiyoruz. Ben doğma büyüme İstanbulluyum. Cihangir'den Tünel'e her taraf kendi evim gibi. Dolayısıyla kendimi, aidiyet duygusu bulduğum yerde iyi hissediyorum. Buraya da insanlar gerçekten keyif almak için gelsin, onlarla sohbet edelim, bir şeyler paylaşalım istiyoruz. Eğlenmek de bir kültür işi. Yani eğlenmek var eğlenmek var. Biz kendimize göre bir tür eğlence sunuyoruz, o keyfi paylaşan insanlar mutlu oluyor bizimle." Tünel'deki yeni Leyla, sabahları saat 08.00'de açılıyor, akşamları 02.00'ye kadar açık. İsterseniz arkadaşlarınızla muhabbete, isterseniz yemeğe, isterseniz de kahve içip bir şeyler okumaya gidebilirsiniz...
Haberin fotoğrafları