kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Ağustos 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Niçin SABAH'tayım anlaşıldı mı?..

Eğer bugün ülkede, Etibank olayları öncesi Dinç Bilgin'in, ya da son TMSF el koymadığı Turgay Ciner'in SABAH'ı olsaydı, Hürriyet, Emin Çölaşan'ın işine son verebilir miydi?..
Ülkenin en etkili, en okunan muhalif kalemini susturmak bu kadar kolay olabilir miydi?..
Emin Çölaşan'ın "İfade Özgürlüğü"nün kaynağı, anayasalar, demokratik ilke ve inançlar değil, Hürriyet'in tepesinde Demokles'in Kılıcı gibi asılı duran "Özgür" SABAH'tı..
Çölaşan'ın işine son verenler, onun ertesi gün SABAH'ta yazmaya başlayacağını bilirlerdi. SABAH'la Hürriyet arasında yıllardan beri süren tiraj dengesinin ayni gün SABAH lehine müthiş bir farka dönüşeceğini bildikleri gibi.. Bu yüzden Emin'i atamazlardı. Bu yüzden Emin, Türkiye'nin en çok satan gazetesinde, içinde olduğu kurumun devletle olan çok yakın ilişkilerine, Ankara'dan gelen baskılara rağmen, fikirlerini özgürce ifade etmeye devam edebilirdi.
Pazartesi akşamı Emin'e "Paydos" diyenlerin içi rahattı. SABAH'ın en azından bugünkü koşullarda Emin'e kucak açması söz konusu değildi. Operasyonu korkusuz gerçekleştirdiler.
Aydın Doğan'la hiçbir sorunum yok. Hürriyet başta onun gazetelerinden birinde çalışabilirim. Çok iyi teklifler de yaptılar bugüne dek..
Neden gitmedim?.
Vatan çıkarken astronomik teklif yaptı, hem de hayattaki en iyi arkadaşım Ercan Arıklı.. SABAH'ın ertesi gün çıkıp çıkmayacağı belli değildi. Ay başında maaş verebileceği de..
Kaldım, düşünmeden, kaldım. Çünkü Vatan da Aydın Doğan desteğiyle çıkıyordu. Gidersem, SABAH çökerse, gidecek başka yerim kalmazdı.
Bir çalışanın gidecek başka yerinin kalmaması, ister istemez patronun kölesi olması demektir.
Doğan gurubuna gitmem orada da özgür yazacağımdan emin olmamla mümkün. Özgürlüğümü sağlayacak şey ise, baskı geldiğinde anında gidebileceğim müthiş bir rakibin piyasada olduğunun, hem benim, hem de patronlarım tarafından bilinmesidir, verilen sözler, ya da sözleşmeler değil..
Hürriyet bu ülkenin en çok okunan yazarını beşi dakikada kovarken, oradaki öteki çalışanların, en önemlisi, gençlerin, gelecekte Türk medyasını yöneteceklerin ne halde olduklarını iyi düşünün..
Artık onların "Emin'e bunu yaparlarsa.." diye dehşete düşmemelerine, bundan böyle "Özgür" olmalarına imkân var mı?..
Türk medyasının özgürlüğü, SABAH'ın, kısa bir süre sonra, özgür kişiler veya kurumlar tarafından satın alınıp, Doğan gurubunun karşısına eskisi gibi büyük rakip olarak dikilmesiyle mümkün..
O zamana kadar SABAH'ta kalmak, SABAH'ı en üst düzeyde yeni sahiplerine teslim etmek kararlılığım sürüyor.
Hürriyet, nasıl benim yazar özgürlüğümün garantisiyse, özgür SABAH da, Hürriyet yazarları için odur.
Köleliği kabul edip tetikçiliğe soyunanlar değil, özgürce yazma haklarını sonuna dek sürdürmek isteyenler için tabii..