kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Ağustos 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Bunun adı trend değişimi

Kredi piyasasındaki kötüleşmenin küresel piyasalarda yarattığı dalgalanma, sonunda çığırından çıktı. Dün dünya piyasaları panik satışlarla tam bir çöküş yaşadı. Finansal piyasalar son yılların en kötü gününü yaşadı.

- Carry trade'ciler yandı- Son yılların en sürükleyici gelişmelerinden biri olan düşük faizli Japon Yen'i ile borçlanarak yüksek getirili ülke kâğıtlarına yatırımı ifade eden carry trade'de ciddi çözülmeler meydana geldi. Bunun en büyük göstergesi euro/yen paritesi 168 düzeylerinden başladığı düşüşünde dün 152'ye kadar geriledi. Yen'in yüzde 10'luk değer artışının yarısı dün gerçekleşti.
Bu da Japon Yen'i borçlanarak Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelere yatırım yapanların bu pozisyonlarını azalttıklarını ve Yen borçlarını kapattıklarını gösteriyor. Aynı şekilde dolar/yen paritesi 123 düzeyinden 117'ye kadar süren düşüşünü dün 114'e kadar vardırdı.
Yen'in hızlı değer artışı, carry trade pozisyonlarına büyük zarar verdi. Yen üzerinden borçlananlar cayır cayır yandı.

- Neye yol açar?- Bu durum önümüzdeki dönemde yeni fon, şirket ve bireysel yatırımcı batışlarına yol açabilir. Yeni kötü haberleri yaratacak bu süreç kendi bataklarını da yaratmaya aday. Yeni bataklar da, yeni rötüşleri beraberinde getirebilecek. Böyle bir sarmalla karşı karşıyayız.

- Başka bir sarmal- Üstelik kredi piyasaları doğru dürüst çalışmıyor. Bu ise en kötü durum. Likiditeye ihtiyacı olan bunu finansal sistemden karşılayamayınca varlık satışına yöneliyor. Bu da varlık fiyatlarını aşağı çekici etki yapıyor. Bir sarmal da bu tarafta oluşuyor. Bu yolla batıkların çoğalması da piyasalarda kötüleşmeyi körüklüyor. Anlaşılan bu süreç epey mağdur yaratmaya, can yakmaya aday.

- Yüksek faiz etkisi- Ancak piyasaların iyileşmeleri de kötüleşmeleri de ilelebet sürmez. Bir yerde ara verilir veya toparlanır. Yeni önlemler alınır. Ya da fiyatların geldiği düzey, riskleri azaltmış olabilir. Böyle bir toparlanma bile aylarla ifade edilen bir zaman alabilir.
Çünkü merkez bankalarının sisteme likidite vermeleri de sorunu çözmedi. Likiditeyi vermeye de devam edecekler belki. Ama bu likiditenin maliyeti de yani faizi de önemli. Eğer likidite enjekte etmek işe yaramıyorsa bu kez faizin düşürülmesi gündeme gelebilir. Piyasaların beklentisi bu yönde. Ancak burada merkez bankalarının adım atmamaları veya işi ağırdan almaları yeni batıkların oluşmasıyla sonuçlanıyor. Dolayısıyla işin toparlanması sürecini uzatıyor.

- Türkiye yine zirvede- Küresel piyasalarla hareket eden Türkiye piyasaları da bu kötüleşmeden fazlasıyla etkilendi. Özellikle krizin gelişmekte olan piyasaları etkilemeye başlamasıyla yabancıların en çok satış yaptıkları piyasa Türkiye oldu. Satış yapanların bazısı bunun nedenini cumhurbaşkanı seçimi olarak belirtti. Asıl neden ise yüksek cari işlemler açığının olması. Yabancı kuruluşlar son raporlarında bu yönde görüş beyan ettiler. Yabancıların satışa geçmesiyle İMKB'de yüzde 10'a yaklaşan gün içi düşüş gerçekleşti. Lira da dolara karşı yüzde 4'e yakın değer kaybederek 1.41 düzeyine kadar geriledi. Önceki ve dünkü piyasa hareketleri Türkiye'yi küresel dalgalanmadan yine en çok etkilenen piyasa haline getirdi.

- Trend değişimi- Küresel piyasalarda temmuzun son haftasında başlayan dalgalanmanın nereye varacağını kestirmek için biraz gerçekleşmelere ve zamana ihtiyaç duyulduğunu belirtmiştik. Dalgalanmanın çıkışı, büyümesi ve sonunda tüm piyasaları sarması, şiddeti, kredi piyasasından büyümesi ve bundan sonra toparlanma olasılığı gibi etkenlere bakınca trend değişimi olduğu kanaatine varıyorum. Böylesi güçlü bir dalganın altından kalkıp hiçbir şey olmamış gibi, küresel piyasaların risk alma iştahını aynen sürdürmesini imkânsıza yakın buluyorum. Merkez bankaları likiditeyi bollaştırsa, faizleri düşürse bile 2001'den beri gelen risk alma iştahının bir daha yakalanması çok zor. Risk iştahı aynı düzeyde yüksek olmayacaksa varlık fiyatları da eski düzeylerine gelemez. Bu da dalgalı da olsa uzun süreli fiyatların düşüş yönünde hareket etmesi demektir. Bunun da adı trend değişimidir.

- Sonuç- "Paranın kulağı yoktur ama duyar, paranın bacakları yoktur ama koşar." Japon Atasözü