kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 6 Ağustos 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Annem Halide Edip gibi olmamı isterdi

Necla GÖRGEÇ HABER MERKEZİ
Annesinin hayali kızının Halide Edip Adıvar gibi meydanlarda nutuk atmasıydı. Sosyal yaşama ilgisi de zaten annesinden miras kalmış ona. Siyaset onun yaşam biçimi. Tek üzüntüsü ise kendisinin Ankara, çocuklarının İstanbul'da olması.....
Halide İncekara ile evinde bir sohbet gerçekleştirmek, çocuklarının vetosu yüzünden mümkün olamadı. Malta Köşkü'nde yaklaşık iki saat süren sohbetimize siyasetin hep hayatının içinde olduğunu söyleyerek başladı. Annesinin Halide Edip Adıvar gibi meydanlarda nutuk atmasını hayal ettiği, bu uğurda adaklar adadığı Halide İncekara, "Ben annemin komşularının kapıya attığı eskilerini yıkayıp, ütüleyip en yakın vakfa götürdüğünü görerek büyüdüm. Daha lise çağlarında çeşitli vakıflarda ve derneklerde faal olarak görev aldım. O nedenle siyasetin içinde olmam kaçınılmazdı" diyor.

HER GÜN KUAFÖRDE
Annesinden kalan mirası İncekara gönüllü olarak daha da ileri taşımış. Üniversite yıllarında Kübra Göçer ismiyle Türk Edebiyatı Dergisi'nde, ardından Yeni Şafak'ta köşe yazarlığı ve bir televizyon kanalında program danışmanlığı yaparak sürdürmüş bu sosyal yaşamını. Ve ardından da siyaset gelmiş. Tavsiye üzerine katıldığı Fazilet Partisi'nin İstanbul İl Genel Meclisi'ndeki iki kadın üyesinden biri olmasının o dönem hayatını çok da etkilemediğini söyleyerek söze devam ediyor İncekara: "Yerel yönetimin bir kadın için çok uygun olduğunu düşünüyorum. 3 Kasım 2002'den sonra Ankara - İstanbul arasında bir trafik başlayınca esas o zaman anladık ki siyaset hayatımızdaki her şeyi değiştirdi." Milleti temsil eden bir kadın kişisel bakımı konusunda titiz midir? Bu konuya esprili bir yaklaşımı var İncekara'nın. "Erkeklerin bile kuaföre bu kadar çok gittiği bir zamanda biz gitmezsek ayıp olur. O nedenle ben hemen hemen her gün giderim" diyor.

UD VE TEKVANDO BİLİYOR
Kursa gitse de yemek yapmayı beceremediğini açıkça itiraf eden, fermuar dikmekten nefret eden terzilik sertifikalı İncekara'nın hünerleri bunlarla sınırlı değil. Aldığı ud dersleri, folklor, judo, karate, tekvando da cabası. Bir de evde işlenen örtüler ve perdeler var. Yemek konusunda samimi itiraflarda bulunuyor İncekara: "Yemek yapmak tarif bilmekten öte başka bir şey ruhunu da katarak yapman gerekir. Bizim evde ne yazık ki hiç buhar tütmüyor, çaydan başka. Annem üst katımda oturuyor, yemekleri pişirip gönderiyor aç kalmayalım diye." Halide İncekara, siyaset nedeniyle programlı bir hayat yaşayamıyor. Ayrıca hayata bakış açısı da programlı olmaya uygun değil. Öyle aile içinde özel zamanlar, büyük sofralarda yenilen yemekleri lüks olarak görüyor. Onun yerine ani gelişen, doğal şeyleri seviyor. Zaten ailesiyle her daim yan yana olduğunun altını çiziyor: "Ne çocuklarıma rağmen işim, ne işime rağmen çocuklarım böyle bir ilkem yok. Çocuklarımı sırtıma alıp işe gitmişimdir. Mesela panellerde çok kişi görmüştür ki, benim çocuklarım masada yanımda oturur, uykusu gelince de uyurlar. Ben bundan gocunmam, onlarla temas içinde olduğumu bilirim çünkü. Ara verilince çocuğumu besler, tekrar devam ederim. Bu bana büyük rahatlık veriyor, bütünleşmiş bir hayatınız oluyor."
Haberin fotoğrafları