'Yaşamın Kıyısında' yarışta çok şanslı

Biz sinema yazarları için Altın Palmiye yarışında herkesi baştan çıkaran favori bir film yoksa da; ödüllere yakın duran birkaç filmi sayabiliriz. Bu yılın yarışma filmlerinde kültürel ve kuşaklararası çatışmalar, şiddet ve savaşa itiraz gibi temalar, sıradan insanların yaşamları üzerinden anlatılıyor. 'Yaşamın Kıyısında' ile Fatih Akın, diğer sinemacılardan farklı enerjisiyle bu yarışta çok şanslı. En önemli rakibi ise bence 'Alexandra' filmiyle Rus yönetmen Alexander Sokurov. Savaşın ve güçlü olmaya kalkışmanın anlamsızlığını incelikli bir sinema diliyle anlatan film, yalın üslubuyla da bizleri çok etkiledi.

'ALEXANDRA' İDDİALI
Yabancı eleştirmenlerin henüz keşfettikleri Nurgül Yeşilçay bir yana, Alexandra rolündeki Calina Vishnevskaya'nın en iyi kadın oyuncu ödülü alması da süpriz olmaz. Çavuşevsku sonrası Romanya'dan insan manzaraları anlatan '4 Ay, 3 Hafta ve 2 Gün' de şanslı filmler arasında. Küçük bir çocuğun gözünden 1978 İran devrimini çizgi film tekniğiyle anlatan 'Persepolis' de Altın Palmiye yarışından ödülle dönebilir. Felçli bir adamın son dönemlerini duygusal bir bakışla anlatan Julian Schnabel'in filmini ise sempati toplayanlar arasında sayabiliriz.

DERDİNİ ANLATIYOR
İspanyol aktör Javier Bardem'in başrolündeki 'No Country for Old Men'e, ödül konusunda eleştirmenlerin şans vermesi ise biraz şaşırtıcı. Coen Biraderler'in son dönem en iyi filmi olsa da; doğrusu bir diğer Amerikalı Gus Van Sant'in minimal üslubunu tekrarladığı 'Paranoid Park', derdini anlatmayı başarıyor. Altın Palmiyeli Tarantino'nun yine kadın intikamını konu aldığı 'Death Proof' ise aslında yarışmada yer almaması gereken bir eğlencelik! Uzun planlarıyla öne çıkan Macar ustamız Bela Tarr ve Altın Aslanlı genç Rus sinemacı Andrei Zviaguintsev gibi muhteşem görselliklerine rağmen büyük beklentilerimizi karşılayamasa da, jürinin takdirini kazanabilir elbet. Ama Amerikan mitinde bir yol hikayesi anlatan Wong Kar-Wai eli boş dönecek.