İlk hediye!..

Komutan Tümer'in arkasına dizilmiş, intihar birliği gibiydi F.Bahçe takımı. Beşiktaş'ın akıllı dizilişiyle maçı bloke etmeye çalıştığı ilk dakikadan itibaren saldırmaya, ısırmaya, gerekeni almaya çalıştılar. Hani tarifi ve taktiği olmayan maçlar vardır ya, bunlardan bir tanesini izliyorduk. Keyifle...
Tigana beşli orta saha bloğunu golü yiyene kadar korudu ve bekledi. İlk yarıda tempoyu düşürüp, duran toplar dışında rakibine fırsat tanımamıştı. Ama ikinci 45, Tuncay'ın direkten dönen şutuyla başladı. Peşinden Tümer tabelayı değiştirdi. İkili oyunun şartları ve skoru eşitlenmişti.
Burak-Bobo değişikliği ile mahkum oyunu, agresife çevirmek için 60'da tabela kalktı. Ama bu değişiklikle Beşiktaş göbeği Serdar'ın tek kişilik mücadelesine kaldı. F.Bahçe'nin tempoyu yükseltmesi gerekirken, kontrollü oyuna dönmesiyle bekleyiş başladı.
Tümer-Tuncay ikilisini, Aurelio'nun pırıltılı oyunu takip etti. Kezman ofsayttan kurtulamazken, Alex pozisyonları eziyordu. F.Bahçe hırsının kurbanı olmuş, sürekli topallıyordu.

SONUÇ SÜRPRİZ DEĞİL
Zico seyirci etabındaki başarısını yine tekrarladı. Ümit-Uğur değişikliğini kimse anlamadı. Aynı Kezman'a olan sabrı veya Yozgatlı'yı kadroya bile almaması gibi. Dökülen Delgado'yu bir kalemde kenara alan Tigana kadar bile olamadı.
Kaçan fırsatların cezasını kornerden atışından gelen topta Nobre kesti. Saracoğlu'nun sessizliğe bürünmesiyle birlikte Fenerbahçe'nin final umudu da bitmiş, uzatmada skoru zorlayacak güç artık adalelerden gitmişti.
100. yılında F.Bahçe'nin çift kupa rüyası bitti. Hem kendi teknik direktörlerini, hem beceriksizliklerini, hem de sahadaki hakemi yenemediler. Bu şartlarda, sonuç da pek sürpriz değil. Beşiktaş'a ilk hediyeyi verdiler. Kimden kısmını siz doldurun.
Hakem Selçuk Dereli, Baki'nin Tuncay'a üst üste yaptığı faullere rağmen kart için 69 dakika bekledi. Hele bariz faul golü, yardımcısının uyarısıyla iptal etmesi inanılır gibi değildi. Yine Baki ve Mehmet Sedef'in ikinci sarı kartlarını da atladı.