Nobre'den altın gol

Finale giden yolun son raundunun sinir harbi içinde geçeceği çok açıktı. Fenerbahçe yıllardır Kadıköy'de Beşiktaş'ın bileğini bükemiyordu. Bu yüzden Fenerbahçeli futbolcular ağır baskı altındaydı. Beşiktaş mücadeleci gücüne, inatçılığına, agresifliğine ve temposuna güveniyordu. Ayağa isabetli pas oynama, teknik beceri, yan toplardaki üstünlük Fenerbahçe'nin en önemli silahlarıydı.
Tigana, Baki ile Mustafa'nın önüne Üzülmez ile Burak'ı monte etti. Bu çift dikişle Tigana F.Bahçe'nin kanat bindirmelerini frenlemeyi düşünüyordu. Zico da kendisine yardımcı olup Fener'in ilk yarıda
Tuncay'ın bölgesinden hücum etmesine ve sol tarafı hiç kullanmamasına göz yumdu. Beşiktaş alan savunması yaparak F.Bahçe'nin pas bağlantılarını kesiyor, Alex - Tümer ikilisine topu kullanacak boş alan bırakmıyordu.
Sinir harbindeki ilk yarıda tempo, mücadele ve didişme üst düzeydeydi. Pozisyonlar az ama netti. Serdar, Nobre ve Üzülmez'in Runje de Tümer ve Önder'in vuruşlarını mükemmel kurtardı.

BEŞİKTAŞ DEFANSI DAĞILDI
İkinci yarının hemen başında Tuncay'ın direkten dönen şutunun ardından F.Bahçe Beşiktaş kalesinde boğucu bir baskı kurdu. Tümer'in sol tarafa geçmesiyle Beşiktaş defansı balık ağzı gibi açıldı, Alex de rahatladı. Kezman'ın bağırmasına aldırmayan Tuncay'ın ortasını Tümer bireysel becerisiyle gole çevirdi. Golde Mustafa'nın zamanlama hatasının payı büyüktü.
Gol sonrası dikkati dağılan ve disiplini bozulan Beşiktaş savunması abondone oldu. F.Bahçe tempoyu müthiş yükseltti, kanatlardan Tuncay ve Tümer'le bindirmeye başladı. Alex de etkili oynuyor, müthiş gol pasları veriyordu. F.Bahçe girdiği pozisyonları Edu, Alex ve Kezman'la cömertce harcadı. Ancak 2. yarı oyunun kontrolünü kaybeden hakem Selçuk Dereli'nin Tuncay'a tekme atan Baki'yi oyundan atmaması büyük hataydı.
Tümer, İnönü'de kendisine tepki gösteren Beşiktaş seyircisine Kadıköy'de golle cevap verdi ama altın golü Nobre attı.
Brezilyalı golcü kendisini istemeyen Fenerbahçe'yi, kupadan safdışı bırakırken Beşiktaş'ı da finale taşıyan isim oldu.