İhanet bir bilmecedir...

Kadınlar için duygusal ihanet bedensel ihanetten daha önemlidir. İhanete uğrayan bir kadın, her gece başka kadınlar la yatağa giren adamı, her gece aynı kadınla yatağa giren adama oranla daha kolay affeder.
Arzu Balkan'ın Rus kadınlarla birlikte olduktan sonra affettiği Tamer Karadağlı'yı, Deniz Uğur olayında affetmemesinin sebebi de budur.
Erkekler içinse durum tam tersi.
Çoğu erkek için kadının bir başka erkeği düşünmesi, onu gördüğünde heyecanlanması, onu hayal etmesi ve hatta ne giyeceğini düşünürken aklına onun zevklerini getirmesi ihanet sayılmıyor.
Erkeğin kafasındaki ihanet çizgisi ancak cinsellik yaşandığında aşılmış oluyor.
Garip ama maalesef böyle.
Kadınlar ihanete uğradığında hemen diğer kadını suçlarlar.
Arzu Balkan diyor ki; "Evli bir erkekle birlikte olmanın bile bir adabı var. Yeni doğum yaptığım için fiziksel olarak rekabet edemeyecek durumdaydım."
Neyin rekabeti, neyin fiziği?
Yeni baba olmuş bir adam doğan bebeğine güvenli bir gelecek sağlama kaygısı ve çabası yerine şehvetin peşinden koşuyorsa, diğer kadın niye suçlu olsun?

Vakalardan çıkarabileceğimiz üçüncü tartışma ihanetin tanımı olmalı...
Evli ya da bir ilişki yaşarken bir başkasına aşık olmak ve bu yeni durumu anlatıp ayrılmayı istemek mi ihanettir yoksa düzeni dağıtmamak adına gizli gizli ikinci bir ilişki yaşamak mı?
Bu soruya "İkisi de ihanet" diyerek yanıt vermek de mümkün, birinde aşk var diye anlayış göstermek de... Yani en çetrefilli tartışma başlığı bu olsa gerek.
İşin kötü tarafı ihanete uğrayanların çoğunun kandırılmaya hazır olmasıdır. Bu kişiler durumla yüzleşmektense bunu yok saymayı ve söylenen yalanlara inanmayı tercih eder.
Galiba en doğru tespit bir Attila İlhan mısrası: "İhanet bir bilmecedir..."