Türkiye'nin yarısı hepatit taşıyor tecrit mi edelim?

Doğum sırasında hastanede verilen kandan hepatit B virüsü kapan 11 yaşındaki B.D., İstanbul'daki okulunda, ayrı bir sınıfta tek başına okuyor. Ailesi "Tecrit edildi", müdür ise "Öğrenme güçlüğü var" diyor.

Serdar Uz: Ben de engelliyim ve benim öğrenciliğim döneminde hiç böyle bir şey olmadı. İlköğretim, lise ve üniversite eğitimimde diğer arkadaşlarımla beraber aynı sınıftaydım. O zaman bir şey olmadı da, şimdi mi oldu?

Gülnihal Uyum: Kendi çocuğunuza aynı şeyin yapılmasını ister misiniz?

Birgül Keser: Haberi dehşetle okudum. Okul; bir çocuğun hayatını bu şekilde nasıl yok edebilir? Bizler çocuklarımızı okula geleceğe güvenle hazırlanmaları için gönderiyoruz; fakat hem deşifre ediliyoruz hem aşağılanıyoruz. Müdürü görevinden almalısınız!

Tülay Argun: Acaba okuldaki diğer sınıflarda kaç hepatit B hastası var? Müdür bunu biliyor mu? Hepatit B havadan bulaşmaz, biraz okusa iyi olacak.

Nazan Kar: Okul velileri; hasta öğrenciyi kendi çocukları gibi görüp, farklı düşünselerdi sonuç daha olumlu olurdu. Müdür hakkında ise idari işlem yapılmalı.

Yıldırım Akdenizli: Aynı ortamda bulunmakla bulaşmayan bir hastalık için bu çocuğumuzun bu şekilde tecrit edilmesi insanlık dışı bir uygulamadır. Bir eğitim kurumunda, bu çağda bu zihniyet dehşet verici. Bu kadar cehalet olmaz.

Nurgül Ünlü: Hepatit, öğrenim güçlüğü çektirecek bir hastalık değildir.

Murat Sevil: Türkiye'nin yarısında hepatit var. Öyleyse herkesi tecrit mi edelim?

Emre Yılmaz: Ben de hepatit taşıyıcısı bir tıp fakültesi öğrencisiyim. Eğer tecrit edilecek bir hastalık olsaydı, beni hastaların arasında dolaştırırlar mıydı?

İpek Özdemir: Bu ülke halkının en az yüzde 60'ı hepatit B taşıyıcısıdır ama farkında değildir. O sınıftaki çocukların arasında da taşıyıcı olanlar vardır.

Oğuzhan Batur: Hepatit B kan yoluyla bulaşsaydı dünyada salgın olurdu.

Filiz Akçay: Aynı şeyi zengin bir işadamının çocuğuna yapsanıza!

Özge Kayrakçı: Çocuk hastanede kapmış. Burada bir suçlu varsa, o da hastanedir...