kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Nisan 2007, Cumartesi
Son Dakika
arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT
Erken eskiyen Çankaya
İstanbul-Princess Hotel'de "bir salon dolusu lider." Asım Kocabıyık'tan Ali Sabancı'ya, Ahmet Dördüncü'den Ali Ağaoğlu'na, Bülent Şenver'den Eray Kapıcıoğlu'na, Emine Sabancı Kamışlı'dan Ali Ülker'e, Murat Dedeman'dan Hasan Denizkurdu'na kadar.
Hepsi "lider."
Sektörlerinde "bayrağı zirveye dikenler."
"IV. Liderlik Zirvesi 2007" yi düzenleyenler davet ettiler.
Demirel'le birlikte gittik.
"Sahneye" çıktık.
Liderlere, liderliği anlattık.


Zirve öncesinde ve sonrasında, uçakta, otomobilde, boğazdaki öğle yemeğinde Demirel'e "sorularımız" oldu.
Örneğin:
- Sayın Ahmet Necdet Sezer' in Çankaya' daki 7 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Demirel'in yanıtı aşağıda:

Kendisine görevi devrettim.
Memnunum ki kendisi de görevi başka bir vatandaşımıza devredecek.
Sayın Sezer henüz hizmette.
Şekspir diyor ki:
Siyaset ve devlet adamlarını görevleri bittikten sonra değerlendirin.
Sayın Sezer' in hizmetlerini değerlendirmek benim için daha çok erken.

"Yollar yürümekle aşınmaz" sözü bir siyaset klasiği.
Sözün "patenti" Demirel'e ait.
Bugün Ankara'da miting var, yürüyüş var.
- Mitinge nasıl bakıyorsunuz sayın Demirel?
Yanıt aşağıda:


Miting halkın hakkıdır, hukukudur.
Halkın kansız kavgasız, kırıp dökmeden, işi eyleme çevirmeden, hissiyatını soylu bir şekilde ortaya koyacağına eminim.
Gösteri
ve yürüyüş hakkı son derece muhteremdir, saygındır.
Halkın
bu hakkı kullanmasını saygıyla karşılıyorum.

Sabah uçakta Demirel'e "Org. Büyükanıt ne diyebilir" diye sormuştuk.
Yorum yapmamıştı.
Demirel öğle yemeğindeyken Genelkurmay Başkanı konuşmaya başladı.
Bu defa Süleyman bey bize sordu:
- Ne diyor?
Daha sonra "konuşmanın tamamını" okudu.
Ve "ilk verdiği tepki" şu oldu:
"Türkiye' nin çeşitli sorunları üzerinde yapılmış önemli bir konuşma.
Çok düşünülerek taşınılarak yapılmış bir konuşma.
Kulak verilmelidir."

İstanbul'da da gözledik, millet "sabah, öğle, akşam" günde 3 vakit "Cumhurbaşkanlığı konusunu" tartışıyor.
Seçim yaklaştıkça "tartışma sertleşiyor."
Demirel:
- İyi de bu duruma nasıl gelindiğine bakacaksınız.
"Yani" diyoruz.
Süleyman bey anlatıyor:

Cumhurun başı seçilecek.
Ama seçen cumhur değil.
Nasıl gelindi bu noktaya?
Baraj yüzde 10.
41 milyon oyun 17 milyonu parlamentoda temsil ediliyor.
Geri kalan 24 milyon seçmenin 10 milyonu sandık başına gitmemiş.
14 milyon oy da ki yüzde 30 oy-telef edilmiş.
Yüzde 30 oyu telef eden sistem olur mu?
Neredeyse geçerli oy kadar telef olan oy var.
Böyle sistem olur mu?
Bu çarpıklıktır.
Türkiye' nin usulü yanlış.
Türkiye, cumhurbaşkanını daha Çankaya' ya çıkarmadan eskitiyor.
Ne derseniz deyin bu tartışmalar sürecektir.

Yazıya "liderler zirvesiyle" başladık.
Noktayı yine "zirveyle" koyalım.
Çoğuyla ilk kez karşılaştığımız "liderler" aynı şeyi söylediler:
- Sırada hangi bölge, hangi şehir var?.. Anadolu nasıl?.. Dolaşmaya devam edecek misiniz?.. Aman dolaşın.


Öyleyse "ver elini Konya."