kapat
27.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
Limasollu
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Ilgaz Songül'ü vermiyor

Ilgaz'da uçuruma yuvarlanan Songül'ün cesedini almak için Özel Kuvvetler'e bağlı Skorsky helikopter havalandı ancak aşırı buzlanma nedeniyle cenazeyi alamadan döndü. Bugün bir deneme daha yapılacak
Kurban Bayramı'nın ilk günüydü... 8 arkadaş birkaç günlük tatillerini doğanın kucağında geçirmek için İstanbul'dan yola çıktı. Jeoloji Mühendisi Serdar Kılıç, Kemer Golf and Country Yemek Müdürü Songül Coşkun, aynı şirketin Bilgi İşlem Müdürü Gökhan Koç, tekstilci Ziya Özdoğan ile oğlu Eren Özdoğan, Emin Eker, Reşat Ülger ve Erdal İşkol, Ilgaz Karayolları Şantiyesi'nin yakınlarında 1.800 metrede kamp kurdu. Herkes keyifli, herkes neşeliydi. Aradan 2 gün geçmişti ki Zeki Özdoğan, oğlu Eren, Gökhan Koç, Songül Coşkun ve ekip başı Serdar Kılıç, tırmanmaya karar verdi. Yaklaşık 2 saat süren sıkı bir yürüyüş sonrasında 2.400 metreye ulaştılar. Hedefleri 180 metre ilerideki Hacettepe Tepesi'ydi. Fakat yoğun kar ve sis geçit vermiyordu. Şanslarını daha fazla zorlamamayı kararlaştırdılar. Tipi ayak izlerini ört müştü.

100 METRELİK UÇURUMA...
Birden paniğe kapıldılar. Ekip başı Serdar Kılıç, yanındaki 2 santimetre yanılgıyla koordinat saptayıp yön tayin eden, genellikle dağcıların kullandığı GPS aletiyle geldikleri yönü buldu. Birbirlerini kaybetmemek için elele tutuşan 5 arkadaş, inişe geçti.

Sadece 100 metre yürümüşlerdi ki Zeki Özdoğan'ın ayağı kaydı. Elele tutuşan ekip dengeyi kaybetti. Songül Coşkun ve Gökhan Koç, 100 metrelik uçuruma düştü bir anda. Diğerleri güçlükle tutundular. Serdar Kılıç kendine gelir gelmez, arkadaşlarının yokluğunu farketti. Zeki ve Eren Erdoğan'la birlikte vakit kaybetmeden yavaş yavaş uçurumun dibine indi.

Yanlarına ulaştıklarında Gökhan'ın kaburgalarının ezildiğini, kımıldayamadığını gördüler. Songül ise daha kötü görünüyordu. Düşerken kayalara çarptığı başından kan sızıyordu. Ölüm kalım savaşı başlamıştı. Serdar Kılıç; Songül ve Gökhan'ı hayatta tutabilmek için elinden geleni yaptı. Yaralıları rüzgardan korumak için karları yığarak set kurdu, bir ara kendine gelen Songül acıktığını söyleyince minik tüpte süt ısıttı; yavaş yavaş içirdi Songül'e...

DAYANIN, YARDIM GELİYOR
Yardım ekipleri bir türlü gelmek bilmiyordu. Songül'ün bedeniyse her geçen dakika biraz daha soğuyordu. Bir süre sonra genç kadın nefes almıyordu! Hayat öpücüğü de işe yaramadı. Kamp yerinde kalan Emin Erker, Reşat Dülger ve Erdal İşkol yukarı tırmanarak Zeki ve Eren Özdoğan'la buluşmuştu. Erker, İşkol ve baba-oğul jandarmaya giderken; Reşat Dülger arkadaşlarının düştüğü yere indi.

Jandarma, AKUT, Genelkurmay Özel Kuvvetler'e ait helikopter ve dağ komandoları da seferber olmuştu. Ancak doğa koşulları yüzünden arama sabaha bırakıldı. Ertesi gün yaralı Gökhan Koç sedyede aşağı indirildi. Yol tam 13 saat sürdü. İnsanüstü çaba sarf eden dağ komandolarının şehir merkezine ulaşması sabahı buldu. Yorgun olduğu için dağda kalan Serdar Kılıç ise öğle saatlerinde, AKUT ekibiyle aşağı indi. Birkaç saat sonra da bir helikopter, Songül Coşkun'un cenazesini almak üzere havalandı. Aşırı buzlanma nedeniyle cenazeye ulaşamayan helikopter, boş döndü. Hava şartları bugün uygun olursa, helikopter bir deneme daha yapacak. Başarılı olunmazsa, Jandarma cenazeyi yaya olarak indirecek.

EKİP BAŞI SERDAR KILIÇ ANLATMAKTA ZORLANDI

Elimden gelenin en iyisini yaptım
Dağdan indikten sonra babası Celal Kılıç'la buluşan Serdar Kılıç, zor da olsa yaşadıkları dehşet dolu saatleri anlattı: "Şu anki hislerimi kelimelere dökemem. Aslında çok güzel bir organizasyonumuz vardı. 7 arkadaşımızla birlikte bayram tatili için dağa gelmiştik. Ilgaz da çok güzeldi, hava güneşli, açıktı. Herşey mükemmeldi. Anormal bir durum oldu bir anda; talihsiz bir kaza yaşadık. Bunun detaylı açıklamasını adli mercilerle gerekli görüşmeleri yaptıktan sonra anlatacağım. Hiç kimsenin mağdur durumda kalmasını istemem. Herkesin iyi olması için çalıştım. Çünkü ben ekip başıydım. Şu saate kadar hep dağdaydım. Elimden gelenin en iyisini yaptığıma inanıyorum. Bundan başka da birşey yapamazdım."

ZEKİ ÖZDOĞAN HåLå OLAYIN ETKİSİNDE

Yaşadığım bu kabusu ömür boyu unutamam
"Üçünü gün tırmanma denemesi yapmak istemiştik. 2 saat yürüdükten sonra yoğun kardan dönmeye karar verdik. Ayak izlerimizin silindiğini görünce korkuya kapıldık. Elele yürümeye başladık. Göz gözü görmüyordu. Birden ayağım kaydı, diğerlerinin de dengesi bozuldu. Yuvarlanıyorduk. Yüzüstü düştüğüm için kara tutundum. Songül ve Gökhan kayarak düştüler. Eren ve Serdar kayarak üzerime doğru geldiler. Tutmasam onlar da kayarak gidiyordu. (...) Kontrollü şbir ekilde kalktık, yardıma gittik. Songül'ün durumu ağırdı, Gökhan da yaralıydı. Serdar orada kaldı, oğlumla cep telefonunun çektiği bir yer bulmaya çalışıyorduk. Sonunda telefonumuz çekmeye başladı. Kamptan gelen arkadaşla buluşup 8 saat yürüdük. Yaşadığımız kabusu ömür boyu unutamam."

Jandarma Binbaşı Murat Kavas: 13 saat boyunca yaralı taşıdık
Kurtarma çalışmalarını yürüten Jandarma Binbaşı Murat Kavas, yoğun yağış ve sisten oldukça güç anlar yaşandığını belirterek, "Mahsur kalanlar arasında bir yaralı olması işimizi oldukça güçleştirdi. Hem onu hastaneye yetiştirme telaşındaydık, hem de doğa koşullarına karşı koymaya çalışıyorduk. 13 saat boyunca yaralı taşıdık" diye konuştu.

Bu tam bir tedbirsizlik
Ilgaz'a çıkan ekibin krampon kullanmadığı için kaydığını belirten Ünlü, "Bir dağcı bütün kuralları yerine getirmeli yoksa hayatına mal olur" dedi. Yaptığı dağ tırmanışları ve zirve ile 'Dağcı Bakan' olarak da tanınan Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü, Songül Coşkun'un hayatını kaybettiği Ilgaz Dağı'nda meydana gelen felakete çok üzüldü. Ünlü, "Yeni Songül'ler can vermesin. Bir dağcının yaşamını kaybetmesinden ancak bir dağcı anlar. Çok üzgünüm. Dağcılık bir sevdadır. Zirveye yaklaştıkça heyecan duyarsanız. Dağcılar korkusuzdur. Ancak yine de tedbirli olmalı. Tedbirsizlik hayata mal oluyor" dedi.

İZİN ALMAK ŞART
Ilgaz'da tırmanış yapan kişilerin hepsinin dağcı olduğunu, dağcıların iklim koşullarına göre tedbirli olmaları gerektiğini belirten Ünlü, "Kar buza çevirdi. Kramponsuz çıktıkları için kayarak hayatlarını kaybettiler. Aynı iş benimde başıma geldi. İki hafta önce Bursa Uludağ'da Celal Bayar tırmanışı yaparken 150 kişi yola çıktık. Tedbirsiz olan 100 kişi geri döndü. Benim yanımda krampon vardı tırmanışımı sürdürdüm. Bir dağcı iklim şartlarına göre araç-gereç ile dağ tırmanışını yapmalı. Yoksa hayatına mal olur" dedi.

Dağa çıkışlara bir disiplin getirileceğini, mutlaka izin alınması gerektiğini ifade eden Ünlü, "Tırmanış yapanlar mutlaka izinli olmalı. O yörenin mülki amiri başta olmak üzere Dağcılık Federasyonu'nun da haberi olmalı. Dağ tırmanışında kılavuzluk yapanlar profesyonel dağcılar olmalı" dedi. Bakan Ünlü, 2002 yılının "Dağlar Yılı" ilân edildiğini Ilgaz Dağı'nda meydana gelen olayın son olmasını istedi.

Annesi de bayramın üçüncü günü ölmüştü
Songül'ün annesi de 2 yıl önce Kurban Bayramı'nın üçüncü günü yaşamını yitirmişti.

Songül'ün ailesi bu acıyla kedere boğuldu
9 çocuklu Coşkun ailesinin son çocuğuydu; bu yüzden de "Songül" adı verilmişti. Çok iyi bir kayakçı olmasına rağmen sonradan dağcılığa merak saran Songül, lisanslı dağcı olmadığı halde tırmanışlara katılıyordu. 31 yaşında, tutkunu olduğu dağlarda hayatını kaybetti. Çankaya eski Belediye Başkanı Doğan Taşdelen'ın baldızı olan Songül Coşkun'un ani ölümü tüm sevenlerini acıya boğdu; ailesi ve arkadaşları, onun yaşam tutkusunu ve renkli hayatını anlattılar.

EN ÇOK ANNESİNE DÜŞKÜNDÜ
Songül'ün ablası Meral'le evli olan Çankaya Eski Belediye Başkanı Doğan Daşdelen, olayın bütün ailede derin acı yarattığını söyledi. Ailesinin en küçüğü Songül aile içinde annesine olan düşkünlüğüyle biliniyor, seviliyordu. Annesi Şükrüye Coşkun'u iki yıl önce yine bir Kurban Bayram'ın üçüncü günü kaybetti. Arkadaşlarına göre olaydan sonra hayatındaki boşluğu bir türlü kabullenemeyen Songül, hasta olduğu zamanlar hep annesinin yanında olduğunu hissettiğini söylerdi ve onun öldüğüne inanmazdı. Kader Songül'ü de tıpkı annesi gibi bir Kurban Bayramı'nın 3. günü yaşamdan söküp aldı. Bu bir tesadüf mü bilinmez ama durum ailenin acısına acı kattı.

TAŞDELEN'İN BALDIZI
Songül çevresinde başarılı bir kız olarak biliniyordu. Ankara'da Ayrancı Lisesi'ni bitirdi. Ardından Bilkent Üniversitesi'nin Otelcilik ve Turizm Bölümü'ne girdi. Başarısı ve güzelliğiyle arkadaşlarının gönlünde kısa sürede taht kurdu. Arkadaşları, "Yaşamda ne yaptıysa kendi çabasıyla yaptı" diyorlar. "Torpili hiç sevmezdi. Taşdelen'in baldızı olduğunu hiç kimseye söylemedi, hiçbir işte kullanmadı. "Neden?" diye sorduğumuzda, "Eniştesini kullanıyor dedirtmem" demişti."

Bir manken kadar güzeldi
Bilkent Üniversitesi Otelcilik ve Turizm Bölümü mezunu Songül için arkadaşlarının okul yıllığında yazdıkları şöyle:

FİLİZ ÜNLÜ
"Hayatta ne istediğini bilen ve idealleri için emek harcayan kararlı ve çok güçlü bir insandır. Kişiliğinin bu anlamlı özelliklerine bir de canlılığı, dostluğu ve güvenirliliği katılınca tam bir arkadaş ve benim için de mükemmel bir kardeş oluyor. Zorluklara, inanç ve iyimserliği ile karşı koymuştur. Bir moda dergisinin sayfasından fırlamış bir manken kadar bakımlı ve güzeldir."

ASLI KARAÇAY
"Kaymağıma.. Seninle olan dostluğumuzda yeşil gözlerini aça aça benimle konuşmanı, o yaşadığımız sınav zamanlarını, Cuma, Cumartesi programlarımızı, her sabah koşturarak okula yetişmemizi, ve herşeyden önemlisi acısıyla tatlısıyla başladığımız ve üstesinden geldiğimiz günleri unutmayacağız."

KIYMET VATANSEVER
"Sevgili Songül, hayat denen bu macera içinde, içindeki sevgiyi, umudu, neşeyi ve tıpkı gözlerindeki gibi sonsuz güzelliği asla yitirmemen dileğiyle daima mutlu ol..."

Murat KÖSE-Okan YILDIRIM Cengiz UYSAL- Ali ERDOĞAN



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır