Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in AKŞAM Gazetesi'ne söylediği şu sözler, Türkiye gündemi sarsmaya devam ediyor: "Dağda olmasındansa, siyasette olması iyidir. PKK'yı sandıkta yeneriz."
Yani, "Siyasi PKK, dağdakinden iyidir" demeye getiriyor...
Yılların deneyimli siyasetçisi Keçeciler, bu kadar acemice sözler söyleyecek kadar taze bir politikacı değildir...
Neyse ki dün Anadolu Ajansı'na "Yanlış anlaşıldım" diye bir açıklama yaptı; birazcık da olsa yüreklere su serpmiş oldu...
Aslında bu tür gündem belirleyen tartışmaların mimarı Turgut Özal'dır... Böyle ses getiren test balonları uçurur...
Sonra da gelen tepkilere göre ince ayarlar yapar...
Asıl niyetini ondan sonra ortaya koyardı...
Bu konuda o kadar ustaydı ki, ondan en nefret edenler dahi, rahmetlinin bu tuzağına hep düşerlerdi...
Bir bakardınız ki, herkes onun asıl yapmak istediğini konuşuyor...
İşin böyle olması gerektiği yönünde fetva veriyor...
VAMPİRLERİN PARTİSİ
Fakat ya Keçeciler'in bu sözleri için ne demeli?
Toplumun bu denli hassas olduğu bir noktada... Bir toplum mühendisi olarak, Keçeciler'in yaptığı bu hata maruz görülebilir mi?
Ki...
PKK, zaten siyasi bir örgüttür...
Ama eli, ruhu, beyni kan kokan...
Binlerce Türkün ve Kürdün kanı ile beslenen bir örgüt...
Vampir bir partidir...
Kanaatimce, Keçeciler AKŞAM'a yaptığı açıklamada bu çok önemli ayrıntıyı atladı...
Oysa...
Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in bu tarz bir söylemde bulunmasına da hiç gerek yok...
Birazcık başını kaldırıp, gözlerini kendi partisinin içinde dolaştırması yeterli olur sanırım...
Ben O'nu yine de yormamak için, bir tane örnek vereyim...
Bundan birkaç hafta önce Diyarbakır Milletvekili Sebgetullah Seydaoğlu'ndan, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarını anlattığı bir kitap aldım...
Aynı zarftan, Seydaoğlu'nun yazdığı şiirlerden oluşan "Dicle ve Fırat" isimli bir başka kitap daha çıktı...
"İNSANIM BEN"
İşte o kitaptan birkaç mısra...
ANAP Milletvekili'nin "İnsanım ben" başlıklı şiiri:
Ne kafeste bir kuş
Ne akvaryumda bir balık
Yaratmış beni alık
Zora zulme gelemem
Zinciri vursanız da
Aslanım namımdan küçülmem
İnsanım, hücreye sığamam
Ben ne mülteciyim
Ne ilticacıyım
Ne sınır
Ne mayın tanırım
Ne kimlik ne pasaport
Ufku açık bir evren
Dağı duvarı deviren
Sizden biri
Size benzeyen insanım ben
Seydaoğlu, bu şiirinde, itelenen, kimlik bunalımında olan, kendini arayan bir bölge insanının isyanını seslendirmiş...
Hepimizin insan olduğumuzun altını çizmiş...
Ne güzel, ne hoş, ne insancıl bir yaklaşım değil mi?
YETİŞME KOŞULLARI
"Okul yılları" başlıklı bir diğer şiirinde ise bölge insanının yetişme koşullarına dair şunları söylüyor:
Korku, endişe, panikle başladık
Ne dil, ne harf ne de kalem
Tebeşirle yazar, keçe ile kara tahtayı silerdik
Ulan o neydi
Az mı tokat yedik
Tek ayakta kaldık, disiplin gördük
Bazen defter silgi bulamazdık
O günlerde ne acılar çektik
Bugün gibi o günleri hatırladık
Bağlar çamuru az mı yoğurduk
Beş kilometre yol katettik
Türkçeyi bilmeden Fransızcayı öğrendik
Bağlar Ortaokulu'nda çok garibandık
Diyarbakır Lisesi, mantık, sosyoloji felsefesi
Düşünmeyi, kimliği, kişiliği
O yıllarda tanıdık ideolojiyi
Benliğimizi kimliğimizi
FİRAVUN KİM?
Bölge insanının geri kalmışlığına, ihmal edilmişliğine dair çok içten satırlar bunlar...
İlla ki bu sözleri PKK'nın mı söylemesi gerekiyor...
Yalnız...
Sebgetullah Seydaoğlu'nun "Dicle ve Fırat" başlığını taşıyan kitabında yer alan "Firavunlara" başlıklı şiirinde tam olarak ne demek istediğini anlamadım...
Anlayamadım!..
Şiirde şöyle diyor ANAP Milletvekili:
Kaçarsam namerdim
Bu duvardan girersem de o karanlık zindana
İnsanlık tarihi
Var oldukça
Sürecek bu kavga
Bir gün gelir
Sen de anlarsın
Bu dünya ne şahtır
Ne padişahtır
Ne tahtır
Ne sultandır
Bir imtihandır
Salondur
Misafirhanedir
Ne Eistein'ın atomu
Ne Ramses'in Firavun'u ibreti,
Akibeti
Ne zar,
Ne zor,
Dünya bedor...
Ne zalimin zulmü,
Ne Musa'nın Firavun'u
Ne İbrahim'in Nemrud'u,
Sizin yaptıklarınızı
Yapmadılar, ezmediler...
Sebgetullah Seydaoğlu, kimin kimi ezdiğini söylese de bir anlasak...
O satırlarda eğer Türkiye'yi kastediyorsa, nankörlük ediyor...
Ekmek yediği yere küfrediyor...
Yok eğer bir başka adresi kastediyorsa, o zaman da açıkça söylesin biz de bilelim...
Son olarak...
Hala "PKK'nın siyasal platforma kayması" mı diyor musunuz?
Güldürmeyin Allahaşkına adamı!..
İsmet Paşa'nın o ünlü sözüyle:
Hadi canım sen de!