kapat
10.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Kim haklı?

Yaptığım haberin devamını bu sütuna taşımak çok da onayladığım bir şey değil.
Sarışın bir meslektaşımızın fena halde taklidi gibi görünüyor. Fakat neylersiniz ki bütün Türkiye Sabah Pazar'a ilan verme yarışında. Bu durumda tok bir sesle "Teşekkürlerrrr Türkiye" demek gerekiyor herhalde ama olan da bizim habere oluyor... Demek istediğim yerimiz dar. Buradan devam. O nedenle affet ey okur.. Size Engin Kandemir'den söz etmek istiyorum. Engin Bey bugüne kadar medya yoluyla tanıdığımız çocuk kaçıran babalara hiç benzemiyor. Esasında çocuk kaçırma olaylarına çok sıcak baktığımı söyleyemem. İster anne ister baba olsun, çocuğunu görmek, ilgilenmek istiyorsa ve çocuk da zarar görmüyorsa buna kimsenin engel olmaya hakkı yok.

Bugüne kadar, taşralı, aşırı dinci ya da aşırı milliyetçi bir takım babaların "Avrupai yaşamda dejenere olmasın" diye çocuklarını kaçırdıklarına daha çok tanık olduk.

Engin Kandemir böyle bir insan değil. Babalık müessesesine olan bütün kuşkularıma rağmen içimden onun haklı olduğuna inanmak geldi. Her şeyden önce iyi bir eğitime sahip. İstanbullu, modern bir aileden geliyor. Avrupa kültürünü öcü olarak görenlerden değil. Muhteris? Hiç görünmüyor. O zaman haklı mıydı? Çocuk onunla mı mutlu gerçekten?

Peki ya anne? Çocuğundan ayrı kalmayı hak ediyor mu? Tanımıyoruz. 1997'de Milliyet gazetesine verdiği bir röportajı biliyoruz sadece. "Acılı bir Fransız anne... Gaddar bir baba".

Ben işin içinden çıkamadım. Size onunla yaptığım röportajın en can alıcı bölümlerini burada veriyorum.

Siz kimin haklı olduğunu düşünüyorsunuz? Lütfen düşüncelerinizi yazın.

Onunla suç ortağıyız

* Çocuk kaçırmak sizce normal bir davranış mı?

Ben esasında çocuk kaçırmaya, çocuğu anneden ayırmaya son derece karşı bir insanım. Tanıdığım bir sürü boşanmış anne baba var. Çocukların iki evi oluyor, bir hafta annede, bir hafta babada kalıyor ve herkes mutlu bir şekilde hayatına devam ediyor. Benim kafamda da böyle bir model vardı. Bu nedenle ayrıldıktan sonra Fransa'da kalmaya devam ettim. İşim bozulunca parklarda bu yüzden yattım. Bu yüzden bir yabancı olarak dişimi tırnağıma takıp hem işimi kurdum hem de yasal haklarımı savundum.

* Niçin annesiyle yaşamasını istemediniz? Boşanmanın intikamı olabilir mi?

Hayır. Kızım bana geldiği zaman kesinlikle geri dönmek istemiyordu. Kızımı konuşturduğum zaman maddi ve manevi işkence gördüğünü anladım. Önce abarttığını düşündüm. Çünkü çocuklar disiplin ve baskıyı bazen karıştırabilir. Bunun üzerine onu uykusunda konuşturdum. Uykusunda da aynı şeyleri anlatmaya, bazen de ağlamaya başlayınca durumdan kuşkulandım. Annesinin başka bir erkek arkadaşı vardı ve anladım ki bu şiddeti uygulayan oydu. Annesiyle konuşmaya çalıştım, beni sınır dışı ettirmekle tehdit etti.

* Sizi rahatsız eden aşırı disiplin miydi? Yoksa bazılarının marjinal dediği Avrupai yaşam şekli mi?

Disipline karşı değilim. Bakın ben marjinal yaşamlara da karşı değilim. Bir hayat kadını da çok iyi anne olabilir. Ben de yeri geldiğinde içki içen, eğlenmesini bilen bir insanım. Ama kızım beni hiç sarhoş görmedi. Rahatlığın ve disiplinin orta noktası vardır. Çocuğuna bir şeyleri yasaklarken senin de ona iyi örnek olman gerekir. Kızım neşeli ve kişilikli bir insanken bir süre sonra pısırık, kendine güvensiz bir insana dönüştü. Bütün bunların bir nedeni olmalıydı.

* Bir anneye haksızlık ettiğinizi düşünmüyor musunuz?

Üzüldüğüne inanıyorum. Ancak benim tek derdim kızımın mutlu olmasıydı. O ortamda onun mutlu olduğunu görseydim böyle bir şey yapmazdım. Ama mutsuzdu. Annesidir, haklıdır diyerek bir çiçeğin solup gitmesine göz mu yumsaydım? Çektiği acıları görmezlikten mi gelseydim? Kanun kaçağı olduğumu söylüyorlar. Kanunlar kızımın mutluğunu koruyor mu?

* Kızınızın anneye ihtiyacı yok mu?

Gerçek annesini özlemiyor, onu istemiyor ama anne eksikliğini hissediyor. Ben ve ablam elimizden geleni yapıyoruz.

* Nasıl bu kadar eminsiniz? Annesiyle mutsuz olduğunu nasıl biliyorsunuz?

İki yıl psikiyatriste gitti. Raporlarda da yazıyor. Büyük bir travma yaşamış gerçekten.

* Şimdi mutlu musunuz?

Kızım mutlu. Bu nedenle ben de mutluyum. Kariyerimi yeni baştan kurmak zorunda kaldım, ama hiç pişman olmadım.

* Nasıl bir ilişkiniz var kızınızla?

Biliyor musunuz esasında biz onunla suç ortağıyız. Suç ortaklığı çok güçlü bir bağ yaratır. Bazen kaçış günlerimizi düşünüp düşünüp gülüyoruz. "Ne iyi etmişim" dedi geçen günlerde. Mutlu bir çocuk görüyorum karşımda. Kendimi kandırıyor muyum dediğim oluyor. Ama aksini gösteren hiçbir şey yok.



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap


Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır