kapat
02.02.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 DİYET
 TATLILAR
 CİNSELLİK
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HIGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Tiyatro sahnesi mi 'aç-aç' gösterisi mi

Şebnem Özinal'ın sahnedeki 'iş kazası', Kerem Alışık ve eski eşi Sibel Turnagöl'ün sahnede öpüşmesi "Televole kültürü tiyatroyu esir alıyor" tartışması başlattı
Nazım Hikmet'in şiirlerini sahneye uyarlayan ve tek kişilik oyunlarıyla tanınan Genco Erkal, Dostlar Tiyatrosu çizgisinden çok farklı bir oyun olan "Yarışma"yı sahneleyince bir anda tartışma başlattı. Tartışmanın odağı ise, daha önce aşklarıyla, verdiği erotik pozlarla basında yer alan Şebnem Özinal'ın bu oyunda dekolte kıyafetleriyle rol alması oluşturdu. Özinal'ın sahnede yaşadığı 'iş kazası'yla tartışmalar arttı, "Tiyatro popüler kültürü eleştirirken aslında ondan yararlanıyor mu?" sorusu daha da netlik kazandı.

Amaç medyayı, televole kültürünü eleştirmekse onun malzemesini kullanarak reklam yapmak ve salon doldurmak ne kadar doğruydu? İlk önce sosyetik güzel Billur Kalkavan'ın "Marion ile Muhammed" sonra da Şebnem Özinal'ın "Pop Corn"da soyunmasıyla oyunlar kapalı gişe oynamıştı. Nilüfer Açıkalın da "Herkesin Gözü Önünde" ile basında "Sahnede çırılçıplak kalacak" başlıklı haberlere konu olmuş ama oyunda böyle şeyler olmamıştı. Can Gürzap ve Şahnaz Çakıralp'in "Çılgın Haftasonu" adlı oyunu da öpüşme sahnesiyle konuşulmuştu. Bugüne dek hep pop kültüre eleştiriler getiren tiyatro acaba şimdi neden bunlara muhtaç?

KÖTÜ OYUNU EROTİZM DE KURTARMAZ: (Şebnem Özinal'ın rol arkadaşı Ziya Kürküt)
Bu tür oyunlar çağdaş tiyatronun kapsamına giriyor. Klasik oyunlarda daha çok evrensel konular işlenirken, çağdaş oyunlarda popüler kültür, medya eleştirisine rastlayabiliriz. Fakat bir oyun kaliteli değilse, iyi hazırlanmamışsa istediği kadar erotizm kullansın izleyiciye ulaşamaz. Nitekim, Kandemir Konduk da televizyonu hicveden bir oyun sahnelemişti ama bu kadar ilgi görmemişti. İstediğiniz kadar magazin dünyasından insanı oynatın, popüler temalara yer verin başarılı değilse tutmaz. Çünkü insanlar televizyonda yeterince çıplak kadın görüyor, neden tiyatroya para versin.

Çıplaklık meselesine gelince, tiyatro festivalinde bir Rus topluluğu Türkiye'de Dostoyevski'nin "Yeraltından Notlar" öyküsünü sahnelemişti. Kadın oyuncu çırılçıplaktı ve oyun Rusça oynanıyordu. Ama kimse o kadına çıplak gözüyle de bakmadı. Sanki üstünde kıyafet varmış gibi doğaldı. Sanırım oyuncularımız da seyircimiz de çıplaklığa pek hazır değil.

KEREM ALIŞIK: Ayakta kalma çabası
Özellikle krizden sonra tiyatro izleyicisi daha da azaldı. Bu nedenle son 3 yıldır, popüler konulara, medyatik isimlere, erotizme yöneliniyor. Ama bunun da bir sakıncası yok. Çünkü tiyatro önemli bir sanat ve bu tür şeyle ayakta kalmasına yarayabilir. Seyirci de buna zamanla alışacaktır. Sibel Turnagöl ile rol aldığım oyun tam bir tiyatro değil, o daha çok bir şov.

HINCAL ULUÇ: Şebnem açtı salon doldu
Hıncal Uluç bu konuya, "Kral hem de çıplak" yazısında değinmiş ve şöyle demişti: "Şebnem Özinal bu ülkenin en dekolte mankeni idi. En çok çıplak resim verenlerin başındaydı. Dormen Tiyatrosu'nda yıllarca vücudunu sergiledi. Bu oyunda da mümkün olan son sınırlara kadar soyundu. Soyunamadıklarını da kazara (!) gösterdi. Ama Genco'nun tiyatrosunu son koltuğuna kadar doldurmayı başardı."

GÜLRİZ SURURİ: Tartışılacak şey, konusu
Tartışılan oyunların hepsini gördüm. Bugün tartışılanlar oyunların konusundan kaynaklanıyor aslında. Bu nedenle bu bir reklam olamaz. Zaten reklam amaçlı davranışlarda bulunulursa bu tiyatronun aleyhine sonuç verir.

GENCO ERKAL: İnkâr edemem faydası oldu!
Genco Erkal, Ayşe Arman'a verdiği röportajında şöyle diyordu: "İnkar edemem medyanın bize çok faydası oldu. Ama medyanın ilgisini çekmek için böyle davranacak bir kafam yok. Her seferinde güzel ve parlak bir kadın oyuncuyu ortaya çıkarırım diye düşünmüyorum."

NECEF UĞURLU: Brando, Oscar'ı kıçıyla aldı
Klasik eser popüler olandan çıkar. Hiçbir yazar oturup ben klasik yazacağım diye yola çıkmaz. Bir oyun da bu klasik olacak diye oynanmaz. Bunu zaman ortaya koyar. Bu yüzden klasikçiler popüler olana karşı diye bir durum yok.

Çıplaklığın sahnede kullanılmasına gelince... Marlon Brando, "Paris'te Son Tango"da pantolonunu çıkarıp 10 saniye kıçını gösterdiği için Oscar'ı aldı. Bizim de 10 saniye kıçını gösterip Oscar'ı götürecek işlere ihtiyacımız var. Ama ne yazık ki, kızlarımız yıllardır her yerini gösterip duruyor ve ufukta ne Oscar var, ne de başka başarı! Mesele budur aslında.

BİLLUR KALKAVAN: Geleceklerse soyunmaya devam edelim
Arada sırada böyle oyunlar çıkıyor. Bizler yazılmış metinler üzerine oynuyoruz. Burada önemli olan bir nokta var. Eğer insanları tiyatroya çıplaklık çekecekse o zaman biz soyunmaya devam edelim. Çünkü bu ülkede insanların bir şekilde tiyatro izlemesi gerekiyor. Unutulmasın ki her oyunda soyunmanın bir limiti vardır. Medya oyunlara gitmeden karar veriyor. Hiçbir zaman, hiçbir tiyatrocu sahnede çırılçıplak soyunmuyor. Bizler her zaman ölçülüyüz. Abartacak bir şey yok. Ben sahnede soyunabiliyorum. Çünkü bedenimle son derece barışığım.

Buket AŞÇI



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır