Metin Akpınar 5 Şubat'tan itibaren atv'de yayınlanacak bir programın sunuculuğuna başlıyor: Yarınlar Umut Olsun... Program sorunları olan, yardıma ihtiyaç duyan insanlarla, onların dertlerine deva olacak hayırseverleri buluşturmayı hedefliyor. Bu hayırseverlere de para ile satın alamayacakları aktiviteleri gerçekleştirme şansı tanıyor. Yarınlar Umut Olsun için başvurular bugün start alıyor. Yapımcı şirket ANS'den Abdullah Oğuz ve Metin Akpınar'ın bugün People'da vereceği davette Türkiye'nin ünlüleri yarınları umut yapmak için buluşacak. Biz de programı nedeniyle Metin Akpınar ile buluştuk, laf lafı açtı, hem kendimizi hem de Türkiye'yi kurtardık.
* Devekuşu Kabare dönemine özlem duyuyor musunuz? "Doldurulamadı yeriniz" desem...
Bu konuda tevazu göstermeyeceğim. Güzel söyledin. Çok güzel günlerdi. Görsel medyanın devreye girmesiyle o günler geride kaldı. İnsanlar evlerinden çıkmamaya başladılar. Tiyatroya sinemaya ilgi bitti. O dönem sadece İstanbul'da 42 perde açılırdı. Şimdi tiyatrolar sahne kapatıyor.
* Şimdi de stand-up yapanlar var...
Bizim dönemde kabarelerin sayısı artmıştı, şimdi stand-up'çıların sayısı arttı. 20 tane stand-up'çı çıktı, kendi özgeçmişlerini anlatırken toplumun konularını gündeme getiriyorlar. Bu sevindirici bir durum. Bu sual için teşekkür ediyorum.
* Niye televizyondan bu kadar uzak kalmıştınız?
Ekonomik krizden dolayı ucuzu seçmek gibi bir yol var. O yüzden de karşımıza çıka çıka sitcom çıktı. Aynı mekânda çıkılıyor, 3-4 oyuncuyla oluyor.
* Sitcom'lara karşı mısınız?
Bana da teklif edildi. İstedim de ama dikkat ettim çeviren yazarlar mizah yazarı değil sitcom çevirmeni. Adapte bile edilmiyor doğru dürüst. John, Can oluyor o kadar. Hamburger yerine lahmucun yiyorlar. Bu beni rahatsız etti ve yapmama kararı aldım.
* Nasıl bir program olacak?
Programda mağdurlar dediğimiz kişiler var. Örneğin organ kaybetmiş biri. Trafik kazası yada doğuştan gelen bir özür, ya da eğitime ihtiyacı olan bir çocuk.. Bir de şansı olduğu, bilgiye doğru uzandığı için, başka nedenlerle yaşamı belli seviyenin üstünde olanlar var. Bu insanlar biraz önce söz ettiklerimize yardım edince mutlu olacaklar. İki taraf mutlu olacak.Yardımlaşma dışında ünlü insanları emek ve zaman vererek bu işin içine katmayı planlıyoruz. Ben bir kardeşime yardım edeceksem ve hep içimde Türk Sanat musikisine ilgi varsa, Müzeyyen Abla ile şarkı söyleme keyfine ulaşacağım örneğin. Bu gibi örnekler çoğaltılabilir. Genç kızlar Cem Yılmaz'ı seviyorsa, birine yardım edip Cem Yılmaz'ın arabasına binecekler gibi..Kısacası keyifli organizasyonlar olacak. Ben şimdi belki de ülke bazında yapamadığımı televizyon programında yapma fırsatı bulacağım.
* Sizinle masaya oturulunca sohbet sabahlara kadar sürermiş. Ne var sizde?
Önce bu yaşamak. Bazıları Mustafa Kemal sofrası derlerdi. O sofrayı Mustafa Kemal peynirle rakıyla niye kuruyor? Orası bir bilgi alışveriş merkezi, bir beyin fırtınası merkezi. Sanat, siyaset, şarkı da vardır o sofralarda, eleştiri de. Her zaman böyle demek değildir ama bizim sofralarımız da keyiflidir. Yaşamımın önemli bir bölümünü iyi geçirdim. Şanslıyım. Bunu da bana toplum verdi. İnsan zaman içinde yıpranıyor. 65 milyonluk bir Türkiye Cumhuriyeti'nde 1500 kadar sanatçı var. Normal dünya standardı yüzde 10'dur. Benim insanlarımın çok önemli bir bölümü bir sürü güzelliği göremedi. Bunları yayma hakkımız gaspçılar tarafından engellendi.
Yüzünüze bakIp hastalığınızı anlıyor
Tıpla çok ilgiliyim. Yayınları takip ederim. Tıp kongrelerine katılır, bildirgeleri toplarım. İyileştirdiğim hasta çoktur
Sohbetİmİz sırasında Metin Akpınar'ın pek bilinmeyen bir özelliği de ortaya çıktı. Meğer kendisi bir şifa uzmanıymış. İki dakika içinde beni muayene edip teşhisi koydu. Hastalığınızı yüzünüze pat diye söyleyen doktorlara benziyor..
* Sizin için, "o bir sağlık uzmanıdır" diyenler var...
Estağfurullah...
* Yok mu böyle bir özelliğiniz?
Var ama biraz abartılmış. Profesyonel değilim ama sağlıkla çok ilgilenirim.
* Bir insanın yüzüne bakıp hasta olup olmadığını anlar mısınız?
Bak istersen sana bakayım.
* Bakın bakalım...
Elif sende guatr var.
* Yok ama herkes söylüyor, gözlerim büyük.
Yok, ellerin ince, boynunuz... (Ellerimi , boynumu tutuyor, muayene oluyorum!) Kalıbımı basarım, sende gizli guatr var. Baktır. Çıkacak.
* Baktıracağım. Neden sağlıkla bu kadar ilgilisiniz?
Benim mesleğim insanla uğraşmak. Tıp alanına ilgim zaman içinde oluştu. Meraklıyım. Yayınları takip ederim. Ansiklopediler, kitaplar okurum. Kongrelere katılırım, sonuç bildirgelerini filan toplarım.
* Peki hastalık hastası mısınızdır aynı zamanda? Çok doktora gider misiniz?
Değilim. Hastalık hastaları rutin dışı sık sık muayene olmak ister. Kan aldırır, kontrole gider. Ben senede bir kere giderim.
* Bana yaptığınız gibi herkesin yüzüne rahatsızlığını söyler misiniz?
Benim o özelliğim biraz kötüdür. Ben hemen söylerim. Bazen çok ünlü hocaların yanında da söylerim. Şundan bundandır diye de anlatırım. 40 sene emek verdiğim için insanlar bana bozulmuyorlar, bu 40 sene emek insanlık içindir.
* Teşhis koyduklarınız, tedavi önerileri getirdikleriniz var mı?
4 kişiyi öldürdüm, 28 kişiyi hastanelik ettim... Arşivim yok bu konuda ama bakıp da iyileştirdiğim hastalarımdan alınmış çok hediyem vardır.
* Son zamanlarda özellikle ilgilendiğiniz bir alan var mı?
Fizik tedavi ve rehabilitasyon sorununuz varsa hemen çözerim.
* Rehabilitasyon olabilir! Kendi kendinizi tedavi eder misiniz peki?
Ederim. Bu konuda benim için çok örnek var. Başım ağarmaz, çünkü ben baş ağrısını gönderirim.
* Nasıl gönderirsiniz?
Yola çıktığında gönderirim. Migren tedavisinde bu önemli bir şey. Organizmaya hakim olabilme meselesi. Ben yogo çalışmadım ama tansiyonumu indirip çıkarabilirim. Ateş indirebilirim. Mesela karakter tahlilleri vardır. Fizik görünümüyle karakter tahlili yapılır. Benim uğraşmam için insan olması yeter.
ELİF ERGU
Metin Akpınar 5 Şubat'ta atv'de 'Yarınlar Umut Olsun' adlı programına başlıyor ve hayli iddialı: "Siyasete atılıp ülkeyi kurtaramadık ama bu programla insanımızı kurtaracağız.." 
