Azmettirenler biliniyor...
Şehit araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu'yu anma törenlerinde hep aynı soruyla karşılaştık:
"Tetikçiler yakalanıp, yargılandı... Ama ya azmettirenler, ölüm emrini verenler!.. Onlar yakalanmayacak mı?"
"Evet yakalanmayacaklar! Tantan, İçişleri Bakanı olmasaydı, bunlar da yakayı sıyıracaklardı!"
"Peki azmettirenleri bilmek hiç mi mümkün olmayacak?"
"Zaten biliniyorlar! Açın Uğur Mumcu'nun kitaplarını, örneğin Rabıta'yı, elinizle koymuş gibi bulursunuz azmettirenleri!"
***
Azmettirmek, her zaman "ölüm emrini vermek" anlamına gelmiyor.
Öldürmek için adım adım ilerleyenlere seyirci kalarak, cinayetler için uygun zemin hazırlamak da aynı anlamı taşıyor.
"Rabıta"yı dikkatlice okuyanlar bilirler.
Suudi Arabistan çıkışlı şeriat örgütü Rabıta (Rabıtat-Ül Alem-Ül İslami) 1977 yılında İstanbul'da bir etkinlik düzenliyor. Adı; İslam Talebe Konferansı... Organizasyonun amacı; şeriat yasalarını dünyanın dört bir yanında egemen kılmak. Bu amaç doğrultusunda her türlü yardımı sağlamak!...
Hedef çok net; Cihad!..
Ama bu yetmiyormuş gibi, Mısır'da öldürülen Seyyid Kutb'un kardeşi Muhammed Kutb'da İstanbul'a gönderiliyor.
Bizdeki "cinayet örgütü" Hizbullah'ın önderlerinden olan Muhammed Kutb, Cumhuriyet'e meydan okuyarak, Türkiye'yi "Darl-ül Harp" ilan ediyor;
"Burada Allah'ın nizamı yoktur!"
Ve halkı, cihad için topyekün ayaklanmaya kışkırtıyor.
Katliam hedefleri, daha o tarihte belirleniyor! Canilerin kulaklarına öldürülecek aydınların isimleri fısıldanıyor.
***
Peki, 1977 Türkiye'sinde cihad bayrağı açılırken, bu tehlikeyi görüp, önlem alması gereken etkili ve yetkili kişiler, hassas kurumlar ne yapıyor?
Oy avcılığı için seyirci kalıyorlar. Daha vahimi, yarın Uğur Mumcular'ı Çetin Emeçler'i, Muammer Aksoylar'ı, Bahriye Üçoklar'ı, Ahmet Taner Kışlalılar'ı, Cumhuriyet'e ve Atatürk'e gönül veren daha nice aydını katledecek olan katiller yerine, bu zor yetişen değerli insanlarımızı izliyorlar. Onların attıkları her adımı, vatanperver (!) büyüklerine rapor ediyorlar!
Soğuk savaş çığırtkanı, popülist, Makyavelist politikacıların emirleri doğrultusunda, farklı düşünen herkese, "Komünist", "Vatan haini" gibi damgalar vuruluyor.. Ama ne hazindir ki, cihad için yürüyen Hizbullah konusunda devletin arşivine tek satırlık bilgi notu bile girmiyor.
Uğur Mumcu gibi düşünenler, kutsal vatani görevlerine "Komünistler Moskova'ya" nidaları arasında "Sakıncalı Piyade" olarak gönderilirken, vatanın sahibi rolündeki hırsızlar, hazineyi en vatanperver (!) yöntemlerle soyuyorlar!
Şimdi de kalkmışlar, Uğur Mumcular'ın ardından gözyaşı döküyorlar.
Timsahın gözyaşları!
Tabii yerseniz!
Haydi oradan sizi gidi "Azmettirici" hırsızlar!
|
