kapat
31.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Alo orası neresi?

Daha iki gün önce, "kalleşlik yapmayın" diye seslenmiştim, Uzanlar'ın gazetesi Star'a...

"Elleri kolları bağlı birine arkadan hançerle saldırmak, dürüstlük değildir, delikanlılık hiç değildir" demiştim.

Çünkü Star, halkın gazetesi değil, Uzanlar'ın borazanı olduğu için, tutuklu bulunan Dinç Bilgin tahliye edilmesin diye, iğrenç haberler yayınlıyor, hakim ve savcılar üzerinde tehdit ve şantaj baskısı kurmaya çalışıyordu.

"Adalet" istediklerinden değil, güçlü bir gazeteci "zor durumdan kurtulmasın" diye yapıyorlardı bunu...

Yaptıklarının haksızlık ve kalleşlik olduğunu domuz gibi bile bile...

Eh... Ne demişler; keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner...

Şimdi, alsınlar o müsveddeyi de, New York Bölge Mahkemesi Başkanı Jed S. Rokoff'u, tehdit etsinler bakalım, nasıl oluyormuş, mahkeme tehdit etmek!..

Güçleri yetiyorsa, hakimler yiyorsa...

Göreceğiz!..

Fakat sakın yanlış anlamayın:

Motorola ve Nokia'nın "3 milyar dolarcık" dolandırılmış olması, benim değil, parayı kaptıranların sorunu...

Ben esas olarak Türkiye'nin bu dava yüzünden rezil rüsva olacağına yanarım...

Bütün dünya medyasının, dev Amerikan firması Motorola'yı 2 milyar dolar tokatlayan "Türkler"den "keyifle" söz edecek olmasına yanarım...

Tabii şunu da çok merak ediyorum:

Uzanlar, bu 3 milyarlık "tufayı" mahkemeye nasıl izah edecekler?

Tetik gazeteleri de, Türk halkına hangi hikayeleri anlatacak?

Ayrıca, bize aylardır kuduz gibi saldırıp, söylemediğini bırakmayan "müstesna" yazar ve gazetecilerin, bu tufayı nasıl kamufle edeceklerini pek merak etmekteyim.

Bugün "şirinliklerini" görmek için bakacağım Star'a, keyifle...

BÜYÜTEÇ
Nokia:

Connecting people!

Telsim:

Fucking Nokia!

Karşılaştırın bakalım
Etibank'tan grup şirketlerine kredi kullanıldı diye Sabah gazetesi aleyhinde söylemediklerini bırakmayan...

Etmedikleri küfürü komayan...

Başka birçok aynı durumdaki bankacı dışarda serbest gezerken, birçok bankaya da hükümet yardımı gündeme gelmişken, sadece ve sadece gazeteci Dinç Bilgin'in "ezilmesi" amacıyla bin türlü kepazeliğe çanak tutan...

Uzanlar'ın da bir bankası var biliyorsunuz:

İmar Bankası!

Bu banka için görevlendirilen murakıpların 30 Eylül 2001 tarihinde düzenleyip imzaladıkları raporda, ne söylediklerini biliyor musunuz:

Bankada, 1 katrilyon 408 trilyon lira mevduat görünmektedir.

Buna karşılık grup şirketlerine kullandırılan kredi miktarı:

1 katrilyon 492 trilyon liradır.

Yani, mevduatın tamamı grup şirketlerine akıtılmış görünmektedir.

Kendi bankalarında bunu yapan Uzanlar'ın gazetecileri ve yazarları, Etibank'tan şirketlerine kullandırdığı yasal krediler, yüzde 25 sınırını aşıyor diye, gazeteci aleyhine "hortumcu" teranesine dört elle sarılmışlardı.

Kendi işlerini gizlemek için...

Ve el altından çözmek için...

Estirdikleri terörle, bürokrasiyi ve adaleti yıldırmak için...

Hatta şu sıralarda da, İmar Bankası'nın denetlenmesi için, BDDK tarafından, son derece "yumuşak huylu", pek "kadir kıymet bilir" iki murakıbın atandığı haberleri ortalıkta dolaşmaktadır.

Banka hakkında, "Hazine'den cukka alacak" bir rapor mu arzulanıyor, nedir?

Sevgili okurlar:

Dikkatinizi murakıp raporlarından alınan şu sözlere yoğunlaştırmanızı istiyorum:

"Bankanın, kredilerinin tamanına yakınının hakim hissedar olan Uzan grubuna kullandırılması ve bankanın bankacılık işlevlerinden uzaklaşması sonucunda risk yoğunlaşmasının yaşanması, gelir gider dengesinin bozulması, karlılığın düşmesi ve likidite sıkışıklığının artması nedenleriyle, banka 20.06.1994 tarihinde 64'üncü madde kapsamına alınmıştır."

Bir yanda, 94'ten beri aşırı riskten ötürü "gözetim altında" tutulan bir banka var, yani devam eden büyük bir risk var. Bir tarafta ise, ondan çok daha masum çizgilerde iken, fona devredilmiş ve sahipleri tutuklanmış bankalar var!

İşte aylardır "adaletsizlik" diye bağırdığımız şey buydu!



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır