kapat
26.01.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 PAZAR SABAH
 KİTAP
 SİNEMA
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 
Türkiye halkına Türk derler!..

Ben telefonla konuşuyorum. Önemli biri.. Zülfü kapıda göründü.. Elinde bir kitap.. "Dur" işareti yaptım, elimle.. Onun da acelesi var.. Kitabı bıraktı gitti. Telefon bitti, kitaba baktım.. Yunan alfabesi ile basılmış.

"Bu Yunanca kitabı Zülfü niye bana bırakır" diye düşündüm.. Kitapları her dilde yayınlanıyor ya.. Yunanca baskısı olmalı bu.. Olmalı da niye bıraktı gitti.. Gösterse yeterdi.. Ben ne yaparım ki, rumca kitabı, dememe kalmadı, arka kapakta adımı gördüm.. Kitabı basan Yunan yayınevi, benim Sabah'ta çıkan yazımdan iki satırı, tanıtım cümlesi olarak arka kapağa koymuş..

Yani Yunanca bir kitapta benim adım var, tarihte ilk defa.. Zülfü hatıra olsun diye bana bırakmış bir tane meğer.. Zarafete bakın.. Hoşuma gitti.. Hem Yunan kitaplıklarına adımın bu vesileyle girmesi, hem de Zülfü'nün jesti, hoşuma gitti. "Yarın yazacağım bunu" dedim içimden..

Yarın oldu.. Sabah erkenden gazeteyi elime aldım. Okuyorum.. Zülfü'nün yazısının başlığı çekiç gibi indi kafama.. "Türkiye halkı.."

Ne demek Türkiye halkı?. Niye "Türk" demekten korkar, hatta utanır olduk..

Osmanlı'nın son günlerine niye döndük?..

Türkiye'de gençlik hareketlerinin teröre döndüğü, kanın gövdeyi götürdüğü 80 öncesi yıllarda, bölücülerin ortaya attığı bir terim vardı: Türkiye Halkları..

Öyle bir beyin yıkadılar ki, bu ülkenin entelleri, ilericileri, devrimcileri, solcuları açısından "Türk" demek, gericilik, tutuculuk, faşistlik oldu.. "Türkiye halkları" dediniz mi de, uygar, demokrat, devrimci, liberal (Bunların hepsi nasıl olunuyorsa), çağdaş, ilerici oluyordunuz.

"Türkiye halkları" aslında ayrılıkçıların, Türkiye'nin anayasal "Üniter devlet" statüsüne karşı çıkanların bilinçli olarak ortaya attığı bir deyimdi. Ama ne yazık ki, pek çok beyne kazıldı ve yayıldı..

Zülfü'nün bunlar arasında olduğunu asla düşünmedim. Düşünemem de.. Zülfü ozandır, musiki adamıdır, yazardır, sinemacıdır.. Sanatçıdır.. Sevgi adamıdır.. Barışçıdır.. Cezaevleri olaylarının çözümü için arabulucu diye öne düşenlerin başında olması bu kimliğindendir..

Burada da barışçı bir çözüm öneriyor sanki..

"Türkiye Halkları" demeyelim.. Onların tepki gösterdiği "Türk" sözcüğünü de kullanmayalım, barışçıl bir orta yol bulalım, ama bu ülkede bir tek halk olduğunu vurgulayalım. "Türkiye halkı" diyelim..

Hayır Sevgili kardeşim.. Barışçı olmakla, teslim olmak arasındaki çizgiyi iyi bilmek ve iyi çizmek gerek.. "Türk"ü unutturup "Türkiye halkı" dedin mi, yarın "Türkiye Halkları" için öyle uygun bir ortam yaratırsın ki..

Türk, bir etnik kimlik değil, günümüzde ve dünyamızda..

Türkiye Halkına "Türk" denir.. İtalya Halkına İtalyan, Fransa Halkına Fransız, Almanya Halkına Alman, İspanya Halkına İspanyol, Yunanistan Halkına Yunan, Amerika Halkına Amerikan, Rusya halkına Rus, ve hatta böyle bir millet dünyada asla görülmediği, var olmadığı halde, Yugoslavya halkına Yugoslav denir..

Bunca yıldır, yabancı gazeteleri okurum, izlerim.. Bir tanesinde "Fransa Halkı, İngiltere Halkı, Almanya Halkı" diye bir ifade ne gördüm, ne okudum..

Biz niye Türkiye Halkı oluyoruz, o zaman?.

Bakın.. Türk, artık bir etnik terim değildir, sadece.. Hukuksal, toplumsal olarak bir ülkede yaşayan ulusun adıdır. Böyle olduğu, Anayasamızda da kayıtlıdır.

Anayasa Madde 66: Türkiye devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan "Herkes" Türktür..

Haa.. Bunun yanında isteyen söyler, isteyen merak eden öğrenir, bir de alt kimlik var..

Yani..

Yaşar Kemal, Kürt asıllı bir Türk romancısıdır.

Lefter Küçükandonyadis, Rum asıllı bir Türk futbolcusudur.

Onno Tunç Boyacıyan, Ermeni asıllı bir Türk müzisyenidir.

Jak Kamhi, Yahudi asıllı bir Türk iş adamıdır.

Hıncal Uluç, Çerkes asıllı bir Türk gazetecisidir..

Ahmet Taner Kışlalı, kaç kez nakletmişti Cumhuriyet'teki köşesinde, Yaşar Kemal'in kendisini "Kürt" olarak tanıtan birinin lafını "Ben Kürt asıllı Türküm" diye nasıl kestiğini..

Bugün ayni şeyi yapar mı, yapıyor mu, bilmem.. Ama Türkiye Halkları lafı ortaya atılmadan böyleydik hepimiz..

Türk aydınları, "Türk" sözcüğünü yeniden tartışmaya açmak zorundadırlar!..

Çocuklarımıza, ayni mahallede oynayan, kürt, rum, ermeni, yahudi, çerkes asılları ile oynayan çocuklarımıza, ayrılığı, ayrılıkçılığı değil, birliği ve bütünlüğü, farkı ve farklılığı değil, ortak yanlarımızı öğretirsek, onlara çok daha mutlu bir ülke, çok daha mutlu yarınlar bırakırız.

Kutsallar çalışıyor!..
Galatasaray tüm hatları ile yüklenmiş. Savunma güvenliği nerdeyse sıfır. Geride kaleciden başka adam yok. İleriye uzatılıyor top.. Yan hakemin bayrağı kalkıyor, ofsayt diye..

Oysa top Denizli bekine gidiyor. Adam bomboş. Topu ileri uzattığı anda, Galatasaray savunması gafil avlanacak ve de belki de golle sonuçlanacak bir kontratak başlayacak. Böyle bir anda, avantajı kesip, ofsayt çalan hakemi, hem de bu Fener medyası ne yapar, sizce..

Murat Ilgaz'ı astılar. Çünkü Denizli beki, bomboş topu, arkadaşına değil, Galatasaraylıya attı. 4 pozisyon sonra da gol oldu.. Ofsayt çalsa, gol olmazmış diye..

Aynı medya Denizli golünden önce, Batista'nın bel kündesi ile yere indirildiğinin ise farkına (!) bile varmadı.

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar
Abuzittinciğim,

Bakıyorum, herkes, birbirini kazıklamakla meşgul. Devlet milleti, millet birbirini, bazı uyanıklar da hem milleti hem devleti kazıklıyor. Olan aradakilere, bizim gibilere oluyor.

Ne diyor Sanayi Bakanımız.. "İçindeki su donmasın diye kuyusunu kaçak elektrikle ısıtan var!"

Kırk yıl düşünsem aklıma gelmez.. Kırk değil kırkbir yıl düşünsem aklıma gelmeyecek başka bi olay da (galiba Urfa'daydı) somyayı tavana tutturup elektrik bağlayan, böylece, tepeden somyalı sobayla ısınan vatandaşlarımızdı.

Yılda 1 buçuk milyar dolarlık kaçak elektrik kullanıyormuşuz. IMF'den yalvaryakar aldığımız kredi dilimlerine eşit para.. Tabii elektrik idaresi bunun acısını biz, eşekler gibi tıkırtıkır parasını ödeyen abonelerden çıkartıyor, o başka..

Bi de elektrik idaresine trilyonlarca borç takanlar var.. Yıllardır borçlarını ödemiyorlar.. Bu paralar da bizden çıkıyor.. Bir sürü belediye.. Ne zaman ödeyecekler acaba borçlarını?. Yoksa ödediler de bizim mi haberimiz yok!? Yalnız belediyeler değil, mesela Başbakanlığın elektrik idaresine olan borcu hala duruyor mu?

Komediye bak devlet devleti kazıklıyor! Ama herşeye rağmen kazığın en büyüğü devletten milletine.. Haberin var mı bilmiyorum, şu günlerde Avrupa da en pahalı benzin bizde.. Şaka etmiyorum Türk halkı Alman halkından daha pahalıya benzin kullanıyor Abuzittinciğim. Almanya da süper benzin şu günlerde, bizim paramızla 1 milyon 117bin lira.. Bizde 1 milyon 280 bin! Ki oralarda oktan da yüksek.. Bizdeki gibi içinde katkı matkı dörttebir de su yok. Ankara'da bi kaç gün eksi altı, yedi derece oldu, millet sokaklarda araba itti.. Niye:Vasıfsız, kaçak benzin mazot kullanma zorunda kaldığından arabaların akaryakıt sistemleri dondu.. Hadi bakalım it!

Diyeceksin ki benzinciler daha çok kazansın diye kalitesiz akaryakıt satıyorsa bunda devletin suçu ne? Suçu şu: kontrol etmiyor! Hadi rafine çıkışı 200 bin lira olan süper benzini 1 milyon 280 bine kakalıyorsun. Bari popomuza giren kazık "kaliteli" olsun kardeşim! Kaçak elektriği de kontrol etmiyor. Bu yeni değil ki yıllardır var.. Belki de bile bile göz yumuluyor. Geçenlerde İzmir de konuşuluyordu. Yahu adama telefon ediyormuşsun, elinde çantası gelip elektrik sayacını, istediğin şekilde ayarlayıp gidiyormuş. Bunu ben bile duyduktan sonra Devlet duymamış mıdır yani?

Şimdiki yeni kazık de emlak vergisi.. Sen gazetelerde "kurdun cinsel organını" okudun mu?. Şans getiriyormuş.. Keban ilçesinde bazı vatandaşlar ölü kurdun pipisini kesip kurutuyorlarmış. Ali Bulut adlı vatandaş "Bu bi gelenek.. Şans getirdiğine inanılıyor.. Ben de kuruttum, cüzdanımda taşıyorum" demiş.. Yöre yöre böyle inanışlar oluyor. Bi zamanlar ben de rastlamıştım. Ama onlar devenin şeyini kurutuyorlardı. Hatta merak etmiştim "Bunu nasıl saklıyorlar" diye.

Ben deve şeyinin şans getireceğine pek inanmıyorum.. Velakin kazıklana kazıklana milletçe yarım popo üzerine oturmaya başlarsak, nasıl sakladıklarını öğreneceğiz hiç değilse..

Münasip yerlerinden öperim Abuzittinciğim.

Kardeşin Güneş

Lolipop!..
Üzerinde bir ekose okul eteği.. Okulda uzun, çıkınca mini giyen kızlar gibi belini içeri kıvırmış.. Günün modası süper mini yapmış.. Ayakta, dizüstü beyaz okul çorapları.. Üstte, gene beyaz okul gömleği.. Ama üst düğmeler açık, bir göğüs dekoltesi var.. Alt düğmeler de çözülmüş.. Etek uçları bağlanarak göbek açıkta bırakılmış.. Göbek göstermek de moda ya..

..Ve de.. Elinde bir lolipop.. Yani bir çöp şişin ucuna takılmış yuvarlak akide şekeri.. Lolipop kızın aralanmış dudakları arasında..

Lolipop, Lolita'dan gelir.. Lolita'nın, yani ergenlik çağına bastı basacak, kız çocuğun adıdır. Lolipop da onun simgesi..

Bu kılık, bu lolipop, fotoğraftaki kızın, en fazla orta son, yani bugünkü durumla, "İlk Öğretim Okulu" öğrencisi olduğu imajını veriyor ve ben yarım saatten beri gözlerimi bu "Enfes" fotoğraftan ayıramıyorum..

Herhalde sapığın biri olduğumu düşünüyorsunuz değil mi?.. Tam tersine.. Fevkalade sağlıklıyım. Bakmasam, eğer kendimden şüphe ederdim. Fotoğraftaki Lolita Çağla Şikel!.. Bu ayki Esquire'ın kapak kızı..

Açın içini, bu lolipoplu fotoğrafa dikkatle bakın..

Sonra düşünün.. Çok iyi düşünün..

Gülay Göktürk'ün yazısını hiç okumadan, en ucuz, en adi, en bayağı popülizm uğruna ona saldıranları okuyup fikir sahibi olduysanız, önce bir Esquire alıp bu fotoğrafa bakın, sonra Gülay'ın yazısını bulup, yeniden okuyun..

Bakın, okuyun ve düşünün..

Peşin hükümle, kendi hükmünüz arasındaki farkı o zaman göreceksiniz..

Ben düşündüklerimi haftaya yazacağım..

SEVDİĞİM LAFLAR
Adam savaşmakla çetin er sayılmaz, öfkelendiği zaman kendini tutabilendir çetin... Mevlana

TEBESSÜM
John öğretmenine, "Sizi endişelendirmek istemem ama.." demiş, "Dün gece babam 'Daha iyi notlar alamazsam Biri kıçına tekmeyi yiyecek!' dedi.."

BİZİM DUVAR
BBG'de Melih'in aşk ilişkilerinin ayyuka çıkmasından sonra Doğa Bey sorusunu değiştirecek:

"07 Melih, fermuarının kapalı olduğundan emin misin?" Hakan&Utku



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır