Sisifos'u bilir misiniz?Antik Yunan mitolojsinin dokunaklı kahramanlarındandır.
Kraldır, şudur, budur...
Fakat "Tanrılar Tanrısı" Zeus'a saygısızlık etmiştir bir kere ve sonsuza kadar cezaya çarptırılmıştır. Bir kayayı, dik yamaçtan tepeye kadar taşımakla cezalandırılmıştır.
Sisifos iter, iter kayayı kan ter içinde. Sonra kaya tepeden tekrar aşağıya yuvarlanır... Bu böyle yinelenir gider.
Ne korkunç bir çiledir!
Hep çabalama, hep umut ve sonunda hep düş kırıklığı...
Doğan Hızlan dün Hürriyet'teki köşesinde Türkiye'de yazara ve yayıncıya biçilen "rol"ün Sisifosluk olduğunu yazıyordu.
Haklı Hızlan, çok haklı...
İşte yine kitaplar toplatılmaya başlandı. Aralarında Enis Batur'un Elma'sının ve Metin Üstündağ'ın Pazar Sevişgenleri'nin de bulunduğu dört kitap toplatıldı. Zaten yargı sürecindeki yazarlar ve kitapların varlığı yetmezmiş gibi, bir de bunlara ünlü düşünür Noam Chomsky katıldı!.. (Zaten insan korkuyor; son "satanizm" fırtınasından sonra içinde şeytan, cennet, cehennem kavramları geçiyor diye biri çıkıp kutsal kitapları da soruşturma çerçevesine alır mı acaba?)
Ben Sisifosluğun bu ülkede demokrasi özlemi içinde çalışıp çabalayan herkesin kaderi olduğuna inanmak üzereyim.
Çünkü AB'ye uyum için hazırlanan yasa taslaklarını içeren "Mini Demokrasi Paketi"ne bakınca; minicik minnacık bir demokrasinin bile bize ancak uzaktan göz kırpmaya devam edeceğini düşünüyorum...
Paket hayatımızın orta yerine açılırsa, bundan böyle gazetelerin dişe dokunur siyasal-sosyal haberler yapacağını, köşe yazarlarının etkili ve yetkilileri eleştiren yazılar kaleme alacağını hiç aklınıza getirmeyin!
"Yaşa varol, vallahi bravo sayın Bakanım!" diye yazacak siyaset yazarları...
"Siz de haklısınız Müdürüm, ama..." diyerek şikâyetlerini korka çekine dile getirecek gazeteciler...
Gülmeli mi bilmem ya! Bir bakmışsınız, herkes aşk meşk yazmaya kalkışmış! Lakin "sevişgen" değil, sadece sevecen ilişkilerden söz etmek şartıyla... Ve tabii ki, suya sabuna dokunan aşk gibi aşkları ağzına bile almadan!
Ya da bir bakmışsınız, gazetelerin bütün sayfaları sağlık ve turizm haberleriyle dolmuş! Oh ne âlâ!.. Tabii Turizm ve Sağlık bakanlarına bulaşmamak kaydıyla... Ve bir de, "kamu düzenini bozma olasılığı" tehlikesini göz önünde tutarak; hep düzgün, hep düzenli biçimde!..